21 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Halifelik...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sahâbîden İrbâd b. Sâriye’nin (r.a.) rivayet ettiği, Peygamber Efendimiz’in kendisinden sonra yaşayacaklara hitaben söylediği, ‘’Herhangi bir ihtilâfla karşılaştığınızda size düşen görev, benim sünnetime ve hulefâ-yi râşidînin sünnetine uymaktır’’, hadisidir. (Müsned, İbn Mâce, Ebû Dâvûd) Resûlullah’ın vefatının Müslümanlar üzerinde bıraktığı büyük üzüntü ve şaşkınlık sürerken onun yerine devletin başına sırasıyla Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali halife seçildi.

Dördüncü Halife Hz. Ali

Hz. Ali, 600 yılında Mekke’de Kabe’nin içinde doğdu.

Peygamber Efendimiz’in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halifesidir.

Babası Ebû Tâlib, annesi Fâtıma bint-i Esed, dedesi Abdulmuttalip’tir. Künyeleri, Ebü’l-Hasan ve Ebû Türâb, lâkabı Haydar, ünvanı Emîru’l-Mü’minîn’dir. Mekke’de kıtlık baş gösterince Peygamber Efendimiz, amcası Ebu Talib’in yükünü hafifletmek için Hz. Ali’yi himayesine aldı ve yetiştirdi. Hz.Ali 10 yaşlarındayken İslâm ile şereflendi.

Medine’de yapılan ‘’Kardeşlik Akdi’nde Peygamber Efendimiz, Hz. Ali’yi kendisine kardeş olarak seçti.’’ Hz. Ali, 624 yılının son ayında Peygamber Efendimiz’in kızı Hz. Fâtıma ile evlendi. Bu evlilikten Hasan, Hüseyin, Muhassin, Zeynep ve Ümmü Gülsüm adında çocukları oldu. Hz. Ali, Peygamber Efendimiz’in devamlı yanında bulundu ve bütün savaşlara katıldı. Uhud ve Huneyn savaşlarında muhtelif yerlerinden yara aldı.

Peygamber Efendimiz, Hz. Ali’yi bazen Medîne’de yerine vekil bıraktı, bazen de kumandanlık, sancaktarlık, kadılık gibi vazifelerle muhtelif yerlere gönderdi. Hz. Ali, ilk üç hâlife döneminde ne bir idârî vazîfe aldı, ne de yapılan savaşlara katıldı.

Sadece Hz. Ömer’in Filistin ve Suriye seyahati esnâsında Medine’de askerî vâli olarak kaldı. Medine’de ikâmet edip dînî ilimlerle meşgul olmayı diğer vazifelere tercih etti. Hz. Ömer döneminde devletin bütün hukuk işleriyle ilgilenip âdeta İslâm Devleti’nin fahrî baş kadısı olarak vazife yaptı. Hz. Ömer’in şehâdeti üzerine yine devlet başkanını seçmekle vazifelendirilen altı kişilik şûra heyetinde yer aldı, bu altı kişiden en sona kalan iki adaydan biri oldu.

Hz. Osman’ın şehâdetinden sonra hilâfeti Hz. Ali’ye teklif ettiklerinde, o bu teklifi Talha ve Zübeyr’e (r.a.) yöneltti. Çok ısrar edilmesi üzerine bey’atı kabul etti. Hz. Ali halife olduğunda birçok problemle karşı karşıya kaldı. Bu karışıklıklar Cemel ve Sıffîn gibi iç çatışmaları doğurdu.

Hz. Ali, İslâm devleti bünyesindeki bu ihtilâfları gidermek için büyük fedakârlık ve gayretler gösterdi. Hz. Ali Kûfe’de 661 yılında bir Hâricî olan Abdurrahman bin Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın tesiriyle iki gün sonra 26 veya 28 Ocak 661’de şehit oldu. Bugün Necef diye bilinen Kûfe’ye veya naaşı taşınıp Mezar-ı Şerif’e defnedildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *