21 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Süleyman Çelebi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Meşhûr Türkçe “Mevlid” kasîdesinin yazarı. Bursa’da doğdu. Kaynaklarda Süleymân Çelebi’nin doğum târihine dâir bir kayda tesâdüf edilmedi.

Ancak, Süleymân Çelebi’nin Mevlid’i 60 yaşında yazdığı ve eserin 1409 senesinde bittiği, en eski olarak bilinen nüshasında mevcut bir beyte istinâd etmektedir. 1422 senesinde vefât ettiği bilindiğine göre, onun 1351 senesinde doğduğu neticesi çıkmaktadır.

ultan Birinci Murâd Hanın vezîrlerinden Ahmed Paşa’nın oğlu, Şeyh Mahmûd Efendinin torunudur. Mahmûd Bey, 1338 senesinde Sadrâzam Süleymân Paşa ile Rumeli’ye sal ile geçenlerdendir.

Süleymân Çelebi, Bursa’da asrının ileri gelen âlimlerinden ilim tahsîl etti. Büyük bir âlim olarak, Sultan Yıldırım Bâyezîd zamânında Dîvân-ı hümâyûn imâmı, sonra da Bursa’da onun inşâ ve ihyâ ettiği câminin imâmı oldu.

Eldeki bilgilere göre yapılan tahminler, Süleyman Çelebi’nin 1351-1364 arasında doğmuş olduğunu gösteriyor.

Tek eseri, Mevlid adı ile bilinen “Vesiletün Necat”dır. Süleyman Çelebi’nin iyi bir eğitim gördüğü ve geniş bir bilgisi olduğunun başka bir kanıtı, Mevlid’de tasavvufî bazı terimlerin kullanılmış oluşudur: “Zâtıma mir’at edindim zâtını Bile yazdım adın ile adımı.” beytinde görüldüğü gibi Ahmet Yesevi’yi hatırlatan ifadeler, onun sıradan bir kişi olmadığını açıklar. Emir Buhari’den çok şeyler öğrendiği anlaşılıyor. Mevlid’in yazılmasına sebep diye gösterilen bir olay vardır.

Söylendiğine göre Süleyman Çelebi, imamlığını yaptığı Ulu Cami’de, İran’dan gelen bir müderrisin vaazını dinlemiş. Bu müderris vaazında, dinler arasında da bir fark olmadığını, bütün kitaplı dinlerin hak din, bütün peygamberlerin hak peygamber olduklarını anlatmış.

Süleyman Çelebi, hayranı olduğu Hz. Peygamber’in öteki peygamberler safhında değerlendirilmesine son derecede üzülmüş ve sevgili Peygamber’ine karşı duyduklarını, manzum olarak yazmaya başlamış...

İşte bu sonsuz aşktır ki, Mevlid adı ile bilinen “Vesiletün Necat”ı ortaya çıkarmış.... Mevlid’in bazı parçaları, ne kadar realist bir üslûpla yazılmışsa, bazı parçaları da sürrealist bir üslûpla kaleme alınmış gibidir: “Hem hava üzre döşendi bir döşek Adı Sündüz, döşeyen ân ı melek.” beytinde olduğu gibi, doğu sürrealizmini yansıtan birçok parçalar vardır. Süleyman Çelebi’den sonra birçok şairler ve büyük şairler birer mevlid yazdılarsa da hiçbiri Süleyman Çelebi’nin eriştiği noktaya erişemedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *