21 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Karabaş Ali Efendi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Evliyânın büyüklerinden.
İsmi Ali’dir.
Alâaddîn Atvel veyâ Karabaş Ali Efendi olarak da bilinir.
1611 senesi Arapkir’de doğdu.
1685 senesi hac yolunda Mısır’a üç konak mesâfede Kal’a-i Nahl denilen yerde vefât etti.
Burada Şeyh Muhammed Gazâvî hazretlerinin kabri yanına defnedildi.
Ali Efendi, Kastamonu vilâyetine hicret edip, burada Halvetî yolu büyüklerinden Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerine talebe oldu.
Onun sohbetlerinde yetişip velîlik makamlarına yükseldi.
Sonra İstanbul’a geldi ve Üsküdar’daki Mehmed Paşa Câmiinde vâz ve nasîhatlerde bulundu.
1674 senesinde VâlideAtik Dergâhı şeyhi oldu.
Burada yıllarca ilim ve edep öğretti.
Çok talebe yetiştirdi.
Ünsî Hasan Efendi ve Muhammed Nasûhî Efendi, yetiştirdiği talebelerin önde gelenlerindendir.
Dergâhına her sınıf insan gelir ve istifâde ederek ayrılırdı.
Nefis ve arzularına uyarak günah işlemiş pekçok kimse, Ali Efendinin sohbetlerini dinleyip tövbe edip, pişmanlık duymuşlar sonunda ona talebe olmuşlardır.
Dergâhında kimseye; “Sen şöylesin, sen böylesin, ” denilmezdi.
Herkes ilim ve edeb öğrenmekle meşgûl olurdu.
Karabaş Ali Efendi teheccüd, gece namazını terk etmez, talebelerinin de kılmasını isterdi.
Gündüzleri oruçlu geçerdi.
Cumâ günleri Vâlide Atîk Câmiinde vâz ederdi.
Onun vâz ve nasîhatlerini dinlemek için gelenler erkenden câmiyi doldurduklarından, boş yer kalmazdı.
Her Cumâ câmi böyle dolup taşardı.
Sultan Dördüncü Mehmed Han da vâzlarına gelirdi ve vâzın başından sonuna kadar gözyaşları dökerdi.
Bu sebeple kendisi; ‘’Karabaş Ali Efendinin vâzları, aklıma İbrâhim-i Edhem hazretlerini getiriyor hattâ tâcı tahtı bırakıp dağlara çıkasım geliyor’’ derdi.
Karabaş Ali Efendinin yazdığı keymetli eserlerinden bâzıları şunlardır:
Kâşifü Esrar-i Füsûs, Şerh-i Akâid-i Nesefiyye bi Lisân-it-Tahkîk, Mi’yâr-üt-Tarîkat, Tarîkatnâme, Şerh ü Kasîde-i Aşkıyye Liş-Şeyh-il-Ekber, Risâle-i Üsûl-i Erbaîn, Esâs-üd-Dîn, Tefsîr u Sûre-i Tâhâ, Tâbirnâme.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *