20 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

ÖRNEK BİR ALİM İMAM-I AZAM..

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İslam da hukuki düşüncenin gelişmesinde önemli bir payı olan İmam-ı Azam Ebu Hanife, miladi 80/ 699 yılında Kufede doğdu.

Haktan ve doğru yoldan ayrılmadığı için kandisine lakap olarak '' HANİF'' denmiştir.

O, gelişen şartlar  ve dönemin fıkhi proplemlerine karşı derinlemesine tahlillerde bulunmuş, fetvalar vermiş ve bizlere örnek bir alim portresi çizmiştir.

Hakikati aramadan son derece samimi ve ilim meclislerinde herkese söz hakkı vermiştir.

Farklı görüşleri  sonuna kadar dinlemiş, öğrencilerini kendi kanatini benimsemeye zorlamamıştır.

Tartışma sonunda ulaştığı netice içinde, '' Bizim kanatimiz ve ulaşabildiğimiz en güzel görüş budur.

Bundan daha iyisini bulan olursa şüphe yokki, doğru olan onun görüşüdür'', diyerek hak ve hakikat karşısında engin bir tevazu içinde olmuştur.

Ebu Hanife bıraktığı eserleri ve şahsiyetnde göstermiş olduğu kişiliği ile ilimde örnekliğini devam ettirmektedir.

Ebu Hanife 150 yılının şaban ayında (eylül 767'de Bağdatta Hakkın rametine göçmüştür..

***

KARUN KADAR SERVETİMİZ OLSA...

İslam, dünya hayatını dışlayan, sadece ahiret hayatını hedefleyen bir din değildir.

Yeter ki insan elde ettiği maddi imkanların mahkumu olmasın ve onları Allah'ın rızasına uygun bir şekilde kullanabilsin.

Mal, makam gibi dünyevi nimetlerin esiri olan insanşımarır ve kibre kapılır, zamanla kim olduğunu, niçin yaratıldığunı ve dünya hayatının bir imtihandan ibaret olduğunu unutur, dünyasınıda ahiretinide mahveder.

Mal ve servet düşkünlğüyle şımaran Karun, Kur'an-ı Kerimde bizlere anlatılan dünyevileşmiş bir insan tipidir.

Kavmi Karun'a sahip olduğu servetin Allah'ın bir lufu olduğunu Allah ona ihsan ettiği gibi onunda insanlara yardımda bulunması gerektiğini, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmanın kötülüğünğ hatırlatınca o bunlara kulak asmadı.

Servetini kendi bilgisi sayesinde elde ettiğini öne sürdü.

 Netcedebitmez sandığı saltanat, tükenmez sandığı hazineler onu azaptan kurtaramadı.

Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi ise, maldır, diyen Hazreti peygamber, bizleri bu konuda uyarmıştır. 

Karun kadar servetimiz olsada ahiretteki tek sermayemizi imanımız ve salih amellerimizin oluşturacağını unutmayalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *