ÖLÜMÜN HİKMETİ...
İbn. Sina Ölüm ve Namaz Risalesinde, hakikatte ölümün ne olduğunu bilmeyenlerin ondan korkacağını söylemiştir.
Gerçekten ölüm kavramını nasıl anlayıp nasıl açıkladığınız hayatın nihayetine olan bakış açımızı belirleyen bir ölçüdür.
Mü'min için ölüm bir son değil, yeni bir alemin başlangıcı, '' Enn Yüce Dosta'' kavramının habercisidir.
Sezai Karakoç da '' Dirilşin Çevresinde'' adlı eserinde ölümü şöyle açıklamıştır:
'' Fezaya çıkan insanlar nasıl günlerce tecrid ediliyor ve hazırlanıyorsa ölümde öteye hazırlanıyor..
Her yeni gelişme, ilerleme ve her yeni eser için bir çile gerekir.
Her yemiş gelişme her tatlı yemiş bir çilenin verimidir. Ağaç, toprağın içine girip ta uzaklara uzanmasa, yapraklarını dökmese don tehlikesi geçirmese, kış soğuğu köklerini kavurmasa, yemişde vermez.
Ölüm ötesi, bir yemiş gibi pişiyor, güneşte kızarıyor, ve ölümde gibi insanın avcuna bir elma gibi düşüyor.
Böylece ölüm, öbür yüzüyle bir doğum oluyor. Toprak ananın karnında bir doğum.'' (Sezi K arakoç Dirilişin Çevresinde, 7)
***
Kıyamet günü ki, ne mal fayda verir ne oğullar! Allah'a arınmış bir kalb ile gelenler başka.(Şuara; 26/ 88- 89)
Ey insanlar ! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiç bir babanın çocğunana yarar sağlayamayacağı hiç bir çocuğunda babasına
hiç bir yarar sağlayamayacağı günden korkun. Şüphesiz Allah'ın va'di gerçektir.
Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ( Lokman; 31/ 33 )
Bizim ayetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler. (Secde, 32- 15)
------------
