19 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

HADİMÜL- HARAMEYN...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Büyük Mısır Seferi veya 1516-1517 Osmanlı-Memlük Savaşı,  Osmanlı İmparatorluğu ile Memlük Devleti arasında gerçekleşmiş bir dizi savaştır.

Esasen Doğu Cephesi’ne Bıyıklı Mehmed Paşa’ya yardım için yola çıkan I. Selim, henüz yoldayken Koçhisar Muharebesi’nde Safevi ordusunun bozulması ve Memlüklerin Kuzey Suriye’de yığınak yapmaya başlaması üzerine Güney’e yönelerek yaklaşık bir yıl süren bu savaşı başlatan taraf olmuştur.

Bu sefer sırasında Mercidâbık,  Gazze,  Ridâniye ve Kahire muharebelerinde bozguna uğrayan Memlük sultanları da canlarından oldu.  Akabinde ise Memlük ülkesi tamamen Osmanlı İmparatorluğu'nca ilhak edilmiştir.

Osmanlı tarafında savaşın başından sonuna kadar Yavuz Sultan Selim başkumandanlık etti. Memlük ordularına ise Mercidabık'a kadar Kansu Gavri, onun ölümü üzerine de sonrasında Tomanbay komuta etti. 

Yenişehir Muharebesi’nde yenik düşerek boğdurulan Ahmed Sultan'ın oğlu Şehzade Kasım, amcası Yavuz Sultan Selim'e karşı Memlük saflarında yer almış ancak babasıyla aynı akıbeti paylaşmıştır.

Mısırı fethinden sonra Halebe gelen Yavuz Sultan Selim Han, Halep'te Zekeriya camiine giderek, cuma namazını eda ederken, Hatip, minberde; HAMİ HARAMEYN'' der. Yani: Mekkenin ve Medinenin koruyucusu demek.

Ulu Hakan, müdahale eder ve der ki; '' HADİMÜL- HARAMEYN'' Mekkenin ve Medinenin hizmetkarı demek. İşte bugün Suudi Arabistan Kralları bu lakab-ı kullanıyorlar.

Mısırın fethinden sonra, sina çölünde Resulü Ekrem'e saygısızlık olmasın diye  atından inerek yaya yürümüştür. Halepe de geldiği zaman Mukaddes belde Mekke ve Medine'nin anahtarları Ulu Sultana teslim edilmiştir.

Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra, İslamiyet Emevilerin siyasetinden çıkarak gerçek yaşantısına kavuşmuştur. Türkler, Resulullahı çok sevdiler ve adına binlece kasideler yazmış, hasretine doyama mışlardır.. Salatü selam Efendimiz Hz. Muhammed sav' mi üzerine olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *