MAZLUMLARIN TÜRKLERE BAĞLADIĞI UMUT İÇİN KIZIL ELMA'YA

Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen, bazen hâkimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.

Kızıl Elma imgesinin ilk kez Orta Asya Türkleri arasında doğduğu; Ergenekon’dan çıkış ve kaybedilmiş eski yurdu geri alma idealini simgelediği kabul edilir.

Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusuna gelen Oğuzların ise Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hâkimiyetinin ifadesi olarak bulunan altıntopu yani Kızıl Elma'yı ele geçirmeyi ülkü edindikleri bilinir.
Kızıl Elma,  Selçuklu ve Osmanlı ile birlikte tarihe ve edebiyata mal olduğu, Osmanlılar döneminde özellikle Batı memleketlerine doğru yürütülen cihadın bir sembolüdür.
Osmanlı’nın Avrupa‘da fethetmeyi istediği önemli şehirler, “Kızıl Elma” olarak tarif edilmiştir. 
Fatih Sultan Mehmet devrinden başlayarak III. Selim dönemine kadar Türk askerleri, “Padişahım, biz senin uğrunda ta Kafdağı’nın ötesine, Kızılelma’ya dek varırız” sözlerini dillerinden düşürmemişlerdir.
I. Viyana Kuşatması’na dair Osmanlı eserlerinde, Kanuni Sultan Süleyman’ın “Kızıl Elma’yı eline aldığından” bahsedilir.

Türk Milletinin önemli sembollerinden birisi olan Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı simgeler. 

Türk ülkücülüğü Kızıl Elma’yı, her dönemin kültürü, gerilim gücüne göre isimlendirir. 
Kızıl Elma ileriye, daha ileriye ve yine belirli bir yere gider. Ona hiçbir zaman ulaşılamaz. Kızıl Elma ele geçirilmiş yer değil, ‘Türk milletinin Kızıl Elma’sı cihan hâkimiyeti ülküsüdür.

Tarihinden bugüne ulaşılması gereken yeri, kaybettiği toprakları, fethedilmesi gereken bölgeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir yeni bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hâkimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.
Kızıl Elma ülküsü Türk Ordusunun azmini yüksek tutmak için kullanılmış; Ziya Gökalp, Turan Ülküsü ile birleştirerek ona yeni bir anlam kazandırmıştır.
Kızıl Elma’nın Türk kültüründe bolluk, bereket, şifa kaynağı olarak görülen, eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür. Bu top, ‘muncuk’ adıyla bayrak ve tuğların tepesini süsleyen, zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek istenen yeri ifade etmiştir. 

Kızıl Elma komutanının arkasında Mehmetçiğin gitmek istediği yer,  Hakk’ın Mehmetimi göndereceği yoldur. Türklerin cihan hâkimiyetinin  gerçekleşeceği düşüncesine varma amacıdır.

Kızıl Elma, bütün dünyadaki mazlum ve mahrumların Türkiye'ye bağladığı umuttur. Türk’e umut bağlayan mazlumların yanına yakınına varma ülküsüdür. 
*
Dünyanın neresine gidersek gidelim, Türklerin adalet ve yardımseverliğine dua eden mazlum milletleri bulursun. 
Kızıl Elma onurlu ve şerefli Türk’ün mazlumları kucaklama ülküsüdür.

Doğuda olsun, batıda olsun, sefere çıkarken Türk Ordusu hep  hedef “Kızıl Elma’ya!..” diye bağırıyor… 
Gözü yolda, umudu Mehmet’te olan mazlumlar ise Mehmetçiği sevinçle gözyaşlarıyla karşılar.

Kızıl Elma, Saray Bosna’da Mehmetçiğin kapısını çaldığı teyzenin kapıyı açtığında “Geleceğinizi biliyordum” dediği, yani hep beklenen olmuştur. 
Kızıl Elma teyze bizi nasıl bekliyorsa, Osmanlı sancağı altında yaşamış, bizim geleceğimizi bilen milyonların umududur. 

*

Tarih bizi çağırıyor, sancağımızın altında huzur bulan milyonların umudu Türkiye, tarih boyunca olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumların yanındadır. Bu bizim tarihi görevimizdir. Türkiye bırakmak istese de o halk bizi bırakmaz, bırakamaz.

“Hedef Kızıl Elma!” naraları “Fırat kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı” operasyonlarında, Türk Mehmetçiğinin nidalarıyla dünyaya yayıldı. 
Bu nara, hayalin eremeyeceği derecede yüksek ülküye ve mazlumlara Türk’ü bekleyen mağdurlara doğru yürüyüştür.

Kızıl Elma yeryüzündeki bütün Türkleri birleştirip büyük bir imparatorluk kurmayı amaç olarak alan bir ülkü, büyük Turan hedefidir.

Türk için 'Kızıl Elma' Malazgirt'ten 15 Temmuz'a destanlar yazan soylu, onurlu, asil milletimizin kutlu yürüyüşüdür.

“Malazgirt’te şahlanan Sultan Alparslan
Kurtuluş’ta Osman Gazi oluyor bu kan 
Fetihlerle müjdelenen Sultan-ı Cihan
Çanakkale meydanında çocuk kahraman

Nesebinden geliyor yine aynı kan
Dirilişle yeniden yazıyor destan
İ'layı Kelimetullah bekliyor cihan 
İstikamet Kızıl Elma vermeyiz aman”

Malazgirt Zaferi’nden Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna, İstanbul’un Fethi'nden Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına, 15 Temmuz Destanı'ndan, Karabağ zaferine sonsuzluk ruhunun taşındığı ülküdür “Kızıl Elma.” 
Türk’ün ruhuyla Kızıl Elma’ya… 
Türk’e düşman mazluma zalim olanın, Türk Ordusunun kudretiyle harap olup, tacını ve tahtının başına geçirileceğinden kuşku duymamasıdır, Kızıl Elma.
Türk’ü bekleyen mazlum milyonların umudu için, Kızıl-Elma’ya… Kızıl-Elma’ya gideceğiz…