05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

GÜÇLÜ İKTİDAR-GÜÇLÜ İRADE-TEK BAŞKAN

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Milli düşünen milliyetçiler, tek başkan tek meclis sistemini savunarak, çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağı olduğunun bilincindedir. Türk milleti dünyaya hükmeden imparatorluklar kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak, milliyetçiler ve milli düşünenler başkanlık sistemini savunuyor.

Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı, hiçbir zaman bölünmemiş, yani, tek bir başkan tarafından yürütülmüştür. Milli düşünen, milliyetçi Türkiye’de demokratik milli cumhuriyet ilkesi içinde başkan, milletin verdiği güçlü irade desteğiyle Türk milletinin yürütme organının tek başı olmaya kesintisiz devam edecektir.

Milli bir devletin mutlaka güçlü bir iktidarı, güçlü bir başkanı olmalıdır. Milli bir devletin bulunmadığı memlekette güçlü iktidardan söz edilemez. Milli devlet ise iç ve dış ilişkilerinde tam bağımsız olan bir devlet demektir.

Bugün devletimizin iç hakimiyetini ve milli bağımsızlığını sınırlamaya çalışan, her fırsat, her imkânı değerlendiren dış destekli ve etkenli emperyalizmin ve yedi düvel dediğimiz güçlerin varlığı bir gerçektir. Milli düşüncenin temel şartı milletinin bağımsızlığı için çalışmaktır. Milletinin bağımsızlığı için savaşmayan kimse asla Türk milliyetçisi ve vatansever değildir, olamazda.

Emperyalizmin tahakküm kurmaya çalıştığı gelişmekte ve kalkınmakta olan memleketlerin idarecileri de seçkin kimseler olmalıdır. Milletini iyi tanıyan, millî düşünen, halkının sesine kulak veren, adet ve ananelere sadık, dini ahlaki görüşleri milletinkine uygun aydınlar milleti idare etmelidir. Milleti seçkin bir milli idareci kadrosu idare etmelidir.

Türkiye’mizin karşılaştığı önemli bir mesele de geçmişte memleketimizin sık sık yaşadığı otorite buhranıdır. Bu buhran; siyasi istikrarsızlık, İdarede kararsızlık, dışa bağımlılık, bürokrasideki ciddiyetsizlik ve istikrarsızlıktır. Ülkede her şeyden evvel, nizam, devlet otoritesi ciddi bir şekilde hakim olmazsa, o memleketi yıkmak isteyen fesat hareketler, rahatça faaliyet imkanı bulur.

Türkiye’mize yıllarca birçok yıkıcı faaliyetler ciddi zararlar verdi vermeye devam ediyor ve emperyalistlerde yıkıcı ve parçalayıcı faaliyetlerine içimizdeki işbirlikçilerle ara vermeksizin karanlık hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Bu faaliyetler, Türkiye’de istikrarsızlık ve otorite boşluğu olduğu dönemlerden yararlanarak etkin faaliyet göstermekte, faaliyet alanını genişletmekte, daha sonrada Türkiye’mizin başına bela olmaktadır.

Millet olarak, devlet olarak, başka milletlerin, başka devletlerin sömürgesi olmamak istiyorsak, varlığımızı devam ettirmek istiyorsak milli mücadele, millî kalkınma faaliyetlerimize, daha fazla hız vermeliyiz. Türk milliyetçileri bugün Türk milleti için en güzeli, en iyiyi, en mükemmeli, her ne pahasına olursa olsun elde etmek için, devletiyle milletiyle harekete geçti.

Türk milletini özlenen yeniden eski şerefli dünyaya hükmeden büyük günlerine kavuşturmak, hiç kimseye avuç açmadan, kendi gücü ile ayakta durabilen, gelişmiş, kudretli büyük Türkiye’yi meydana getirmek azmiyle, cumhuriyetin yüzüncü yıl hedefleri için milli irade harekete geçti. Milli İradenin ülkesi ve milleti için açmış olduğu bayrak, başlatmış olduğu milli hareket, aziz Türk millet tarafından büyük bir anlayış ve umutla takdirle karşılanmakta, ülke milli ve yerli teknolojilerle güçlenerek ve yurdun her tarafından özgüvenle gür bir ses vermektedir.

Milletimizin tam bağımsız olarak refah içinde yaşaması, yükselmesi her şeyden evvel tek kalp olarak çarpmak, tek ruh, tek ses halinde milli birlik ve beraberlik içinde bulunmak lazımdır. Geçtiğimiz beş yıla baktığımızda, ülkemiz birçok felaketlere uğramış olmasına, Türkiye düşmanlarının aralıksız saldırmalarına rağmen, hala yeryüzünün dayanışma ruhuyla en dirayetli ve en büyük milletlerinden biri Türk milletidir.

Tuna Nehrinden, Balkan Dağlarından Çin’e kadar hala Türkler uzanmaktadır, hala Türklerin yurdundan geçilmektedir. Bu büyük milletin tarihte yapmış olduğu büyük işler ve gelecekte yeniden ortaya çıkaracağı büyük varlık, bölgelerde gözü olan, Türk milletinin güçlenmesinden endişe duyan devletleri, bir takım yabancı kuvvetleri ve yabancı çevreleri endişelendirmektedir. Bunun için Türk milletinin güçlenmesini, kalkınmasını engellemek için her şeyden evvel milli birliğimizi ve bütünlüğümüzü bozacak, parçalayacak fesat tertipler, fitne hareketler halkımızın içine, milletimizin arasına yayılmaya, salınmaya çalışılmaktadır.

Türk milletinin kalkınması için her Türk’ün daima birinci planda gözetmesi icap eden husus birliğin ve beraberliğin korunması, bizi parçalayacak, bizi birbirimizden soğutacak, birbirimizle karşı karşıya getirecek her tertibin elbirliğiyle, karşısına dikilmek olmalıdır. Milletimizi kalkındırmak için uygulanan yerli ve milli mücadelede her şeyden önce üzerinde durmamız gereken husus; kendi özümüze; kendi, benliğimize dönmektir.

Biz Türk’üz ve kendimize benzeriz; kuvvetli, vasıflı, meziyetli, iyi ahlaklı bir milletiz. Başkalarını kopya ederek yükselmemiz mümkün değildir. Kendi benliğimize, kendimize dayanacağız, kendi özelliklerimize, kendi milli adetlerimize, ahlakımıza döneceğiz. Ama modern ilmi, modern tekniği de alıp, onda da bir an önce daha da yükselmenin çarelerini bulmak suretiyle memleketimizin gelişmesini, kalkınmasını milli birlik içinde, Atatürk’ün ülkeyi muasır medeniyet seviyesini üzerine çıkarma hedeflerini hep birlikte sağlayacağız.

Atatürk’ün emperyalizmle mücadele ruhundan uzaklaşarak, soğanı ülkenin bekasına tercih edenlere karşı; Millet “Cumhur İttifakı’nı, Cumhurun ve Cumhuriyetin garantisidir diyerek, “Büyük Türkiye Zaferi” için millet birlik ve beraberlik içinde milli ruhla sandığa giderek tüm dünyaya demokrasi dersi vermiştir.

Umduğunu bulamayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek için seçim öncesi muhalefetle birlikte çalışan ülkeler ve devlet başkanları Cumhurbaşkanının seçim zaferi sonrası, sonuçların dahi açıklanmasını beklemeden tebrik sırasına girdiler…

Türkiye’de seçimin galibi 85 milyon Türk milletinin tamamıdır. Türk Millet tarih yazmış, Atatürk’ün emperyalizmle mücadele ruhuyla yedi düvele karşı tam bağımsızlığı için örnek bir, demokrasi dersi vermiştir. İstanbul’un Fethi’nin 570. Yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılında ülkemize hayırlı olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *