HAYAT PAHALILIĞI;"ACITIYOR!"
Evet, gönül dostları,
Büyüyoruz…
Hem de büyük bir hızla.
Geçen ay yüzde 11 küsur,
Bu ay 8, 8.
Artık lakabımızı bile var;
"ASYA KAPLANI".
Büyüyoruz da,
Ne acıdır ki!
Bu büyümeden, çalışanlar,
İşçiler,
Özellikle emekliler pek yararlanamıyor.
Doğrudur büyüyoruz…
Ama büyüyen kim?
Sorulması gereken soru bu.
Sokaktaki insan büyüme konusunda,
Siyasetçi ile aynı fikirde değil.
Eline kâğıt kalem alıp büyüme rakamlarını şişirenlerle de aynı fikirde değil.
Balıkçıdayım.
Bizim Tozkoparan"ın semt balıkçısı, Mesut.
Palamut satıyor.
Kilosunu soruyorum,
"Tane ile ağabey" diyor.
Tanesi ne kadar?
"10 gayme".
Balığa bakıyorum 300 gram ya gelir ya gelmez.
Yani kilo 35 lira.
Al alabilirsen.
Muhabbetimize Pazar turundaki emekli bir öğretmen de katılıyor;
"Evladım maaşımız pul oldu. Artık balık bile alırken iki kere düşünüyoruz."
Arkadan semt pazarına giriyorum.
Mesut"un tabiriyle;
"Anjelika erik 5 gayme,
Üzüm 4 gayme,
İncir 4 gayme,
Şeftali 3, 5 gayme.*,
Al alabilirsen.
Emeklinin meyve alırken ya iyi hesap kitap yapması,
Ya da iki kere düşünmesi gerekiyor.
Mesut"a dönüşte tekrar soruyorum,
Nedir durum diye;
Cevabı net;
"Ağabey insanların işi gücü yok.
Bizim buralarda hırsızlık çoğaldı.
Aç kalan evlere saldırıyor.
Alım gücü çok düştü. Gidişat iyi değil."
Bunlar hayatını pazarda balık satarak geçiren bir esnafın sözleri.
Yani piyasayı en iyi bileninin yorumu.
Gel de inan,
Kim doğru söylüyor?
Dünyanın en çok büyüyen,
Zenginleşen ikinci ülkesi olduğumuzu açıklayan hükümet mi?
Sokakta herkesin aç gezdiğini söyleyen yıllarının sokak esnafı Mesut mu?
Ardından alış veriş için büyük bir karkete geçiyorum.
Pirzolanın kilosu ne kadar biliyor musunuz?
Tamı tamına 46, 50 lira.
Yani emeklimiz bir aylık maaşı ile ancak 14 kilo et alabiliyor.
İki yıl önce aynı pirzola 14 liraydı.
Artış yüzdesi ne kadar?
Yüzde üç yüz.
Peki, aynı dönemde emeklinin maaş artışı ne kadar?
Yüzde yirmi diyelim.
Peki, aradaki farkı,
Geçinme endeksinin dengelenmesini kim sağlayacak.
Bunun iki yolu var…
Ya emekli et yemeyecek,
Ya hesabı, kitabı, kalemi eline alıp ince eleyecek sık dokuyacak aylık bir kilo ete talim edecek.
İşin gerçeği bu.
Yani durumumuz çok özel.
Bir kere biz asla kaplan falan değiliz.
O meşhur atasözündeki varlığız.
Hani aç olanı oynamaz derler ya,
Ondan…
Hakikaten pazarda 50 yaşın üzerindeki vatandaşları iyi izleyin.
Halsiz ve bitkin insanlar göreceksiniz.
İşte onlar bizim eskiden orta olan,
Şimdi ki alt sınıfımız.
Açlık sınırında ekmeği ekmeğe katık edenler.
Durum böyle gönül dostları,
Çok "BÜYÜDÜK", "KAPLAN" olduk diyenler, hikaye anlatmış olmuyorlar mı?.
