MAHMUT HOCA
Evet, gönül dostları,
Bu günkü konu başlığımız, dershaneler.
Yıllık bir iki milyar dolar paranın akıtıldığı,
Her anne babanın,
Çocuğu için daha iyisini yapmak için seçici olduğu,
Üniversite ile ilgili geleceğimizin şekillendiği,
Veya bittiği anlara tanıklık eden,
Son şekli veren dershaneler.
Konumuz dershaneler,
Konuğumuz ise Mahmut Hoca.
Mahmut Ön Dershanelerinin sahibi.
Laflıyoruz.
Dershanelerin öğrenciye,
Getirisini, götürüsünü anlamaya çalışıyoruz.
Söyleşimizin başında bir şey dikkatimi çekiyor.
Mahmut Hoca çok farklı bir kişilik.
Hababam Sınıfındaki “Asık suratlı” Mahmut Hocanın “YÜZÜ DEVAMLI GÜLEN” versiyonu.
Örgencileri ile tek tek ilgileniyor,
Her derde yetişiyor.
Çoğunu birebir tanıyor.
Kiminin yüzünü okşuyor,
Kimine dersini soruyor,
Kimine de yol gösteriyor.
Sadece öğrencilere mi?
Hayır…
Menüde veliler de var.
Tamamı ile ahbap çavuş ilişkisi içinde.
Çocukları konusunda bilgi veriyor,
Uyarıyor.
Ve en önemlisi…
Mahmut Hoca”nın yüzü hep ama hep gülüyor.
Bunu nasıl başarıyor?
Bilmiyorum!
Ama tartışılmaz bir gerçek, sevimli mi? Sevimli.
İnsanın içine alıp sevgiyle sarası geliyor.
Soruyorum;
‘Hocam dershaneler gerçekten gerekli mi?”
Hoca biraz düşünüyor ve direk öze giriyor;
“Bence gerekli… Hemde çok. Milli eğitimin bazı uygulamaları değişmedikçe, öğretmenler “devlet kapısı” diyerek öğrenciden çok maaşını düşünmedikçe,
Okullarda sınıflar 25 kişinin altına düşmedikçe, sağlıklı bir eğitim ve başarı
Düşünülemez.”
Hocaya hak vermemek elde değil.
Mevcut sistemde parayı veren öğretmenin iyisini kapıyor.
Rekabet şartları göz önüne alındığında,
Daha çok para veren özel dershaneler ile
Özel okullar olduğuna göre iyi öğretmenler oralara kaçıyor.
Sonuçta çocuklar ana-babaların her şeyi olduğu için,
Ve çocukları için hep en iyisini yapmak istedikleri için,
Paraya kıyıyorlar.
Bastırıyorlar parayı, eğitimin en iyisini satın almaya çalışıyorlar.
Tabii bu arada maddi durumu olmayanlar ise bu rekabet sisteminin dışında kalıyor,
Dolayısıyla haksız bir yarış ortaya çıkıyor.
Mahmut Hocaya tekrar soruyorum;
“Hocam sizin farkınız ne?”
Hemen cevap vermiyor… Biraz düşünüyor;
“Disiplin, sevgi, saygı, uzman kadrodan kaliteli eğitim”
Net anlatım bu.
Yaptığımız araştırma hocayı haklı çıkartıyor.
Dershanede ödev yapmayan, sınıfı kaynatan, devamsızlık yapan öğrenci,
Anında uyarılıyor. Durum ailesine bildiriliyor.”
Tekerrüründe ise getirisine bakılmadan;
“Bu şartlarda çocuğunuzla bizim başarıyı yakalamamıza imkân yok’ denilerek, öğrencinin kaydı silinip parası iade ediliyor.
Bu sistem yüzde yüzlere varan bir başarıyı da beraberinde getiriyor.
Durum böyle.
Yukarıda belirttiğimiz, Mahmut Ön Dershanesi,
Ve Mahmut Ön figürü belki “ÖZEL” bir durum.
Peki, hepsi aynı mı?
Tabii ki değil.
Veliyi soymaya çalışanlar,
Her şeyi pazarlık unsuru gibi algılayıp,
Öğrencinin eğitiminden çok parayı düşünenler.
Verdiğinden çok alanlar.
Bunlar sistemin içinde yaşanalar.
Hocanın velilerimize son tavsiyesi;
“Seçici olun, araştırın, iyi pazarlık edin, hocalırın tecrübesine mutlaka bakın,
Başarı durumunu irdeleyin, sonra öğrencinizi emin ellere teslim edin”.
Evet, gönül dostları yıllık, 1- 2 milyar dolar paranın döndüğü dershane olayının biraz arka planının anlatmaya çalıştım.
En kıymetli varlıklarımızı olan çocuklarımızı eğitirken,
Tabii ki paradan kaçınmayız.
Ama çok daha önemli bir şey var, Mahmut Hocanın dediği gibi;
“En iyisini bulmak ve seçici olmak”.
Lütfen seçici olun. Hata yaparsanız, çocuğunuzun geri dönüşü olmayacağı için bedeli siz değil o öder.
