05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT BİLİNMEYEN BEŞ ŞEY

BİLİNMEYEN BEŞ ŞEY

Gelecek zamanın tartışmalı konularından biri, “muğayyebât-ı hams” yani “beş bilinmeyen” meselesidir. Lokman suresinin 34. ayetinde geçen beş husus, Hz. Peygamber tarafından “Gaybın anahtarları” şeklinde nitelendirilmiştir. İlgili ayet şöyle der:

“Kıyametin ilmi Allah katındadır. Yağmuru o indirir. Rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilmez. Şüphesiz Allah Alîm’dir, Habîr’dir.” (Lokman 34)

Bu beş hususu:
Kıyametin ilmi
Yağmurun yağışı

Ceninin keyfiyeti 

Kişinin yarın ne kazanacağı

Kişinin nerede öleceği”

şeklinde özetleyebiliriz. Bu beş husustan 1. 4. ve 5. maddelerde herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. Hiç kimse, “bu hususları biz de biliyoruz. Öyleyse bunlar gayb değildir” diyemez.

“Yağmuru O indirir” ve “Rahimlerde olanı bilir” hususları ise “Acaba bunları sadece Allah mı bilir? Yoksa bazı insanlar da bilebilirler mi?” şeklinde değerlendirmelere konu olmaktadırlar.

Bu tartışmaların sebebi, günümüzde hayli gelişen hava tahmin aletleriyle, hava durumunun önceden az- çok tahmin edilmesi; röntgen ışını ve ultrason aletiyle, ana rahmindeki ceninin kız veya erkek olduğunun önceden bilinmesidir. Bu aletler bulunmadan ve bilmezden evvel müfessirler, bu iki hususu “mutlak gayb” şümulünde değerlendirirken, günümüzdeyse bazı araştırmacılar “bunların izâfî gayba dâhil olup bilinebileceğini” söylemektedirler.

“Yağmuru O indirir” ayeti yağmurun nüzulünü Allah'a nisbet etmektedir. Yoksa ayetin manası “Yağmurun ne zaman yağacağını O bilir” değildir. Bazı müfessirler ayetin açıklanmasında “Yağmurun ne zaman yağacağını ancak Allah bilir” demeleri üzerine, bu mana halk arasında şöhret bulmuştur. Demek bu noktada gelen itiraz, ayete değil, ayetin tefsirine bir itirazdır.

Sun’i bombalarla yağmur yağdırma teşebbüsleri “yağmuru insanlar da yağdırabiliyor” anlamına gelmez. Bu tür teşebbüsler, yağmurun oluşması için gerekli kanunları bulup, onlardan istifade etmeye çalışmaktan ibarettir. Yoksa hiç yoktan yağmur indirmek değildir. Kaldı ki, büyük bir riski de olduğundan kolay kolay teşebbüs edilememektedir.

Meteoroloji uzmanlarının yaptığı, atmosferde meydana gelen şartları tesbît edip tahminde bulunmak tır. Dolayısıyla, bu tesbît gaybda olanı tesbît değil, şehadete çıkmış olanı göstermektir. Bunun bir benzerini asırlardır romatizmalı kişiler de yapmakta, bir gün önceden yağmurun geleceğini hisse edilmektedirler.

Ayet, yağmurun belli bir kanuna bağlanmadığını gösterir. Onun bağlandığı kanuna, her an değişmeye maruz bir çok şartlar, müessir âmiller iştirak etmektedir. Güneşi belli bir kanunla her gün bizlere gösteren İlâhî irade, yağmuru böyle bir kanuna bağlı kılmamıştır. Dilediği yere bol verir, dilediği yere az. Dilediği zaman rahmet olarak indirir, dilediği zaman ise sele çevirir.

 “Rahimlerde olanı bilir” ayeti “Rahimlerde olan kız mı erkek mi olduğunu ancak Allah bilir” denilmektedir. Fakat bazı müfessirler ayetin açıklanmasında bunu da kaydettiklerinden ayetin manası halk arasında “Ana rahmindeki ceninin kız veya erkek olduğunu ancak Allah bilir” şeklinde yerleşmiştir.

Tefsircilerin yaptıkları yorum, sadece erkeklik- dişilik açısından olmayıp “saîd mi şakî mi, tek mi çift mi, sağlam mı hasta mı ve bunlar dışındaki diğer durumları Allah bilir” şeklindedir. Görüldüğü gibi bu hususlar, çocuğun kader programına kadar şümulü olan bir açıklamayı ihtiva etmektedir. Çünkü rahimdeki ceninin kız veya erkek oluşu, onun sadece bir özelliğidir. Hâlbuki onun kader programı milyarlarca ihtimali bünyesinde barındırmaktadır. Röntgen ve ultrasonla, ceninin yüzünün siması bile bilinemezken, ondaki diğer insanlardan farklılık arz eden kabiliyetlerinin bilinmesi elbette mümkün değildir.

Serdedilen bu mülahazalar ışığında “yağmurun inişi” ve “ceninin keyfiyeti” meselesini gayba dâhil etmekte bir mahzur yoktur. Bu ikisini de gayba dâhil eden hadisi, “sahih değildir” gerekçesiyle reddetmek yerine, sahih bir mananın tercümanı olarak kabul ediyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *