05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT BİR ACAİB AŞK GELDİ....

BİR ACAİB AŞK GELDİ....

Bir acaib aşk geldi, bende bu hal üstüne,

Gönlümü taht eyledi,   oturdu can üstüne.

Sen sultansın, ben kulum; Sen gülsün, ben bülbülüm,

Hükmün aleme yeter, ne kim var  kul üstüne.

Evvel bahar olacak, ağaçlar donanıcak,

Gör nice medh ederler, bülbüller gül üstüne.

Görürsün aşıkları, gezerler halk içinde;

Kişi var  görmez gözü, oturmuş yol üstüne.

Sözler gittim diye, Yunus nükte etmegil,

Dahı yeğrek eydür var, el vardır el üstüne..

YUNUS EMRE

***

Cenabı Hakkın buyurduğu gibi, ''İnsanları bzzat işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki, Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belkide  tuttukları kötü yoldan dönerler.''

(er-Rum; 41)

Ahir zamandayız; her geçen gün başka musibetler ve felaketlerle karşılaşırız,   insanların gözü, iştahı, hırsı doymak bilmiyor. Üstad Necip Fazılın ifadesiyle:

Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,

Yaşasın kefenimin kefili kara borsa.....

Bir tarafta ruhen iflas etmiş insanlar, hep daha fazlasını istedikleri için dünyada ki kaynakların nüfusu beslemeye yetmeyeceğini hesap edip sanki rızkı onlar taksim ediyorlarmış gibi insanların nüfusunu planlamak savaş, katliam ve salgın hastalıklar dahil her yolu denemekten  utanmıyorlar. 

Onlara göre, servet ve imkanlar, daima sayıları parmakla gösterilecek kişiler, aileleler arasında olmalı...Onlara göre, dünya, kendi çizdikleri sınırlar ve planlar dahilinde yaşamalı; hep onlara çalışmalı.

Bir gün ameliyat masasına aileyi yatırıyorlar; başka bir gün kadın erkek cinsiyetini, daha sonra bebeklerin çocukların gelişimini...

Bazen yediklerimizi içtiklerimizi değiştiriyorlar, bazen kıyafetlerimize çekdüzen veriyorlar, bazen hastalıklara virüs, ilaç ve aşılara müdahale ediyorlar. 

Kısacacası  ellerindeki bütün güç ve imkanları kullanarak nesli ve harsı; mahsulü ürünü heder etmeye çalışıyorlar. Ayeti Kerimede onların bu maksadı yüa yıllar önce şöyle vasfedilmiş;

''O dönüp gitti mi  Yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.'' ( Bakara; 205)

Ey müminler; Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız?

Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet  Peygamber ve yanındaki müminler; Allah'ın yardımı ne zaman? dediler.Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır''.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *