06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT SAHABELERİN TEVAZU ve NEZAKETLERİ...

SAHABELERİN TEVAZU ve NEZAKETLERİ...

Hz. Eslem ra anlatıyor:

''Hz. Ömer ra halife olduğu  yıllarda bir katırın üzerinde Şama gelmişti. Halk Onun bu şekilde gelişini yadırgadı, aralarında konuşmaya başladılar. Bunu üzerine Halife Ömer şöyle dedi:

''Ne yapsınlar! Onların gözleri ahiretten nasibi olmayanların bineklerini görmek istemiş!''

Hizam İbn. Hişam ra babasından rivayetle anlatıyor:

''Bir defasında Hz. Ömer ra görmüştüm. Un ve yağın karışımından elde edilen ''Aside'' denilen bir yemeği yapmaya uğraşan bir kadının yanından geçiyordu. Onun yemeği yanlış yaptığını görmüş olacak ki ,   durdu ve; Bu yemek bu şekilde yapılmaz dedi. Tahta kaşığı eline alarak yemeğin yapılışını gösterdi. Yemeği karıştırırken işte böyle yapılır, diyordu.

Muhammed İbn. Ömer ra babasından şöyle rivayet ediyor:

''Bir gün Hz. Ömer ra halifeliği sırasında  bir namaz vakti; ''essalatü-camia'' haydin namaza '' diye seslendi. İnsanlar toplanıp çoğalınca minbere çıktı. Allah Tealaya layıkıyla hamdü senada bulundu. Sonra Peygamberine salat ve selamdan sonra şöyle dedi: '' Ey insanlar! Bir zamanlar beni Mahzun Oğullarından  teyzelerim için çobanlık yaparken görüyordunuz. O zamanlar bana gündelik olarak bir avuç hurma veya kuru üzüm veriyorlardı. Bunun için bütün gün çalışıyordum. Hz. Ömer ra bunları söyledikten sonra minberden indi. Abdurrahman İbn. Avf ra ona yaklaşarak, Ey müminlerin emiri! Sen bunları söylemekle kendini küçültmekten başka bir şey yapmadın, dedi. Hz. Ömer ra ona şöyle dedi: '' Ey Avfın oğlu! yazık sana! Ben yalnız kaldığım zaman nefsim bana, Sen müminlerin emirisin! Senden üstün daha kim var ki,   diyordu. Bende ona haddini bildirmek istedim.

Hasanı Basri ra anlatıyor:

''Hz. Ömer ra sıcak bir günde dışarı çıkmış gençe! Beni beraberinde götür dedi. Bunu üzerine genç bir sıçrayışta bineğinden inerek, Ey müminleri emiri, buyur bin dedi. Hz. Ömer ra; Hayır olmaz!. Beni rahat ve yumuşak bindirip kendin sert yere binsen hiç olur mu, dedi ve bineğin arka kısmına bindi. Hz. Ömer bu vaziyette Medineye geldi, bütün insanlar ona bakıyordu.

Beyhaki rahimehullah ın    naklettiğine göre  bir haber şöyledir: ''Hz. Ömer ve Hz. Osman radiyallahu anhuma  Mekkeden Medineye gelirlerken Muarres denilen yerde konaklarlardı. İstirahat bitip Medine yoluna çıkma vakti geldiğinde herkes hayvanına bir çocuk alırdı. Hz. Ömer ve Hz. Osman da alırdı. 

Ravi diyor ki, Ben amcama; Bunu tevazularından dolayı mı  yaparlardı, diye sordum. Evet dedi ve şöyle devam etti: Onlar yaya olanları bineklerine alırlardı. Çünkü diğer hükümdarlar gibi olmak istemiyorlardı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *