05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT ŞEYH SADİ ŞİRAZİDEN HİKAYE (GÜLİSTAN)

ŞEYH SADİ ŞİRAZİDEN HİKAYE (GÜLİSTAN)

Bir Padişah Zadeye  babasından hazineler dolusu bir miras  kalmıştı.  Prens kerem ihsan elini açtı.

Tam manasıyla cömertlik göstererek, o sayısız serveti  askerlerle ahaliye dağıttı.

KIT'A: Öd ağacı bir tabla üzerinde güzel koku vermez. Fakat onu ateşin üzerine koydun mu amber gibi kokar.  Ad kazanmak ve büyüklük istiyorsan ihsanda bulun. Nitekim tohum saçmazsan mahsul alamazsın.

NESİR: Padişahın vezirlerinden kafasız, düşüncesiz ve tecrübesiz  bir adam, nasihat edeceğini sanarak dedi ki, Senden önceki padişahlar, bu hazineyi çalışarak kazanmışlar ve lüzumlu bir gün için biriktirmiş nedir.  Sen yaptığın bu cömertlikten vazgeç.  Önümüzde olanlar ve ardımızda  düşmanlar var. Ya sonra ihtiyaç zamanında ne yaparsın? Aciz kalırsın.

KIT'A: Hazineyi halka açıp dağıstan her aile reisine ancak bir pirinç tanesi düşer. Neden halkın her birinden her gün bir arpa kadar gümüş almıyorsun? Böyle yaparsan her gün yeni bir hazinen olur.

NESİR: Tahta yeni çıkan şehzadenin bir söze çok sıkıldı. Kaşlarını çattı. Çünkü kendi yüksek ahlakına aykırı bir sözdü bu. O adamı cezalandırdı ve dedi ki;

Hak Teala yedirmem ve ihsanda bulunmak için beni bu ülkeye padişah yapmıştır. Bekçi değilim ki, onu bekleyeyim ve emanetçi değilim ki, hazineyi saklayayım.

BEYT: Karun, kırk ev dolusu hazinesi olduğu halde öldü ve iyi bir adı kalmadı. Nuşirevan ise, cömertliği ve keremi sayesinde iyi bir ism bırakmak suretiyle ölmedi. Adı sayesinde hatırası yaşıyor.

BEYT: Halka zulüm etmekle yaşayan zalim, dünyada kalmaz. Nihayet bir gün ölür, gider. Lakin o daima lanetle anılır ve ona  edilen lanet daimi kalır.

HİKAYE: İşittiğime göre bir vali; padişahın hazinesi daha da dolsun diye halkın ocaklarını södürür, evlerini yıkarmış. O valinin hükemanın şu sözünden haberi yokmuş galiba:

''Bir kimse, padişahı hoşnut etmek için halkın evini yıkarsa Allah'ın  gazabına  uğrar ve Hak Teala, o halkı onun başına musallat eder; onu yok ettirir.''

Ziya Paşa diyor ki; 

''Zalim yine bir zulme giriftar olur ahir,

Elbette olur ev yıkanın hanesi viran''.

İçi sızlayan gönlü yanan kalbi kırık bir adamın ahı insanı öyle yakar ki, ateş üzerlik dediğimiz tütsüyü onun kadar yakamaz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *