05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT TEVAZU VE NİYAZA DAİR

TEVAZU VE NİYAZA DAİR

Ariflerden biri yamalı elbise giyer ve bir viranede otururdu. Birisi oradan geçerken kulağına bir köpek sesi geldi. Adam, kendi kendine: 

''Burada köpeğin ne işi var? Benim bildiğim burada salih, dürüst ve ibadetle meşgul bir derviş vardır. Allah, Allah! Bu köpek sesi nereden geliyor? diyerek aramaya koyuldu.

Viranenin önünü arkasını gezdi.Köpeğin nişanesi  yok.

O arif zattan başka bir kimseyi göremedi. Viraneye ait sırrı anlamak için yaptığı teşebbüsten utanarak geri döndü. 

Arif, içerden adamın ayak sesini işiterek seslendi; Yahu! Sen kimsin? Ne diye kapıda duruyorsun? İçeri gelsene. Adam içeri girdi. Arif ona: ''Gözümün nuru! Burada zannetme ki, köpek var. 

Köpek gibi seslenen benim. Baktım ki Hak Teala zavallılığın dan hoşlanıyor. Canlılar arasında köpekten daha alçak gönüllü birisini görmediğim için ben de başımdaki kibri ve ve fikri bir kenara atarak O'nun kapısında köpek gibi havlamaya başladım.''

Yüksek bir makama erişmek istersen oraya tevazu inişinden çıkabilirsin. Alçak gönüllüler bu sayede Allah'ın yanında bir değer kazandılar. Sel heybetle aktığı için baş aşağı yuvarlanıp gidiyor.

Çiğ damlası ise küçük ve aciz olduğundan güneş onu sevgiyle yükseklere çıkarmaktadır. (Sadi Şiraz -Bostan).

MESNEVİ: Bir kimse aleme tepeden bakar ve benlik iddiasında bulunursa, düşman her taraftan onun üzerine düşer. Sadi ise, aciz ve azadedir, kendi aleminde ve halindedir. Böyle bir adamla çekişmez.....İnsan önce düşünmeli, sonra konuşmalı. Nitekim evvela temel atılır, sonra onun üzerine duvar yapılır. Ben yapma çiçekçiyim, ama bu işi çiçek bahçesinde yapmıyorum. Yani yaratıcı değilim, haddimi bilirim. 

Ben de  güzelim ama kenanda değil. Yani Yusuf as değilim. Sadi bu satırlarıyla benlikçi, davacı ve iddiacı bir kimse olmadığını beyan ediyor.

ŞİİR: Lokman Hekime , Hikmeti kimden öğrendin? diye sormuşlar. O da şu cevabı vermiş: ''Hikmeti körlerden öğrendim. Çünkü onlar değnekleriyle bastonlarıyla bir yeri yolamadan adım atmazlar. Bir yere girmeden evvel, ondan sonra nasıl çıkacağını düşün. Erkekliğin hakkında kesin bilgi sahibi ol, ondan sonra evlen.Evine yeni gelin getiripte mahcup olmayasın.

NAZIM: Horoz kavgada çeviktir, ama güçlü ve demir pençeli doğan kuşunun karşısında ne yapabilir? Kedi, fare tutma hususunda aslan kesilir, fakat bir kaplanla karşılaşınca fare olur''.

BEYT: Söz sarrafı ol, çok laf etme

Sorulmadıkça sana, önce güzaf etme! 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *