05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi KÜLTÜR-SANAT ULU CAMİLER: ŞEHİRLERİN ULU MEKANLARI...

ULU CAMİLER: ŞEHİRLERİN ULU MEKANLARI...

Ulu cami, islam beldelerinde erken dönemlerde inşa edilen şehrin en büyük camisine verilen isimdir.

Şehrin en kudsi mekanları olan bu camiler, aynı zamanda fethin ve özgürlüğün sembolüdür. Genellikle bulundukları şehrin adını alan bu camiler, ''CUMA CAMİİ'' ve '' CAMİİ KEBİR'' gibi isimleriyle tanınmıştır. Ulu camilere ''CUMA CAMİİ'' denmesi cuma namazının ulu camilerde kılınması sebebiyledir. Fethedilen şehirlerde önceleri orada bulunan  en büyük ibadet yapısı camiye çevriliyor ve hemen ardından büyük bir camii inşa ediliyordu.

Eski Osmanlı Türk şehirciliğinin  ana prensiplerinden biri şehirlerde dini ve ticari merkezlerin kurulması olmuştur. Dini merkez, erken dönemde hemen bütün şehirlerde örneklerine rastlanan ulu camidir. Anadolu'nun en eski yapıları olan  ulu camiler içinde en eski tarihlisi Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın  emriyle 1001'de yapılan Diyarbakır Ulu Camiidir.

Anadolu dışındaki ulu camilerin önemlileri ise, banileri ya da bulundukları şehrin adıyla anılmışlardır.

ÖZÜ SÖZÜ DOSDOĞRU OLMAK

İslami hakikate , doğruluğa, hakkı söylemeye büyük önem vermiştir. Öyleki, doğruluk, dürüst ve güvenilir olmak gibi anlamlara gelen sıdk, Peygamber sıfatlarının ilkidir.

Müslüman denilince de akla gelen ahlaki erdemlerin başında doğruluk gelir. Çünkü doğruluk; kurtuluşun nuru, Yüksek ahlakın gereğidir.Buna karşılık yalan söz, fesadın yayılmasına, dostlukların sona ermesine, hakların zayıf olmasına, güven ve saygının azalmasına sebep olur.

Yani, özde ve sözde doğruluk, dünyevi ve uhrevi kar sağlarken, yalan ise kişiyi, dünyada hüsrana, ahirette cehennem azabına iletir. Nitekim Peygamberimiz sav şöyle buyurmuştur: '' Doğruluktan ayrılmayın . Çünkü doğruluk insanı iyiliğe iyilikte cennete iletir. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa, Allah katında doğru olarak yazılır.

Yalandan sakının! Çünkü yalan, insanı kötülüğe , kötülükte cehenneme iletir.

Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ''YALANCI'' olarak yazılır.

HADİS: Bir adam Hz. Peygambere sav ''Bana öğüt ver. '' dedi. O da kızma! buyurdu. O kişi isteğini birkaç defa tekrarladı. Resulü Ekrem sav her defasında ''kızma!'' buyurdu.(Buhari)

AYET: Tövbe edip iman eden ve iyi işler yapan kimseye gelince, işte onun kurtuluşa erenler arasında olması umulabilir. (Kasas;28/ 67)

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *