Genel seçim öncesinde zaman zaman TV’lerimizi kapatırdık.

Neden?

Öylesine iç karartıcı söylemler, yorumlar,

Bağırmalar çağırmalar,

Hakaretler, bölücü sloganlar vardı ki.

Moralimizi bozuyor,

Canımızı sıkıyordu.

Ve kumandamızın düğmesine basıp,

Ya belgesele ya da yabancı bir filme geçiyorduk.

En azından ben öyleydim.

Tabii ekonomi haberleri de canımıza tak demişti.

Şimdilerde de bir farkı yok ya!

Mazota zam, benzine zam, yiyeceklere zam.

Her şeye zam.

Zam zamzuka olarak karşımızda.

Bazı şeyler zaten canımıza TAK dedirtmiş.

Yeterrrr…

Deyip tekrar kumandanın düğmesi ile hasbıhale girişiyorduk.

Son 10 günde ise konu başlığımız,

Filistin savaşı.

Katliamlar, yaralı insanlar, vurulan bebekler.

Hitler’den iyi ders almış bir Netanyau.

Buraya kadar bizim için bir şey yok.

Tamam…

Peki sonrası.

İşte o sonrasında emekli asker, akademisyen, stratejistler devrede.

Ama ne devre.

Sormayın gitsin.

Ortadoğu’dan DÜNYA savaşını başlatanlar mı istersiniz

Bölgesel, birçok ülkenin birbirini vuracağı savaş mı istersiniz

Ne istersiniz var.

Önce İran vurulacak.

Sonra sıra Türkiye’ye gelecek.

İsrail vaat edilmiş toprak olan safsatasını gerçekleştirecek.

Falan filan.

Tabii bunları dinlerken hakikaten insanın psikolojisi bozuluyor.

Filistin savaşının dehşetini de görünce,

Akşamları inanın yastığı başımıza koyduğumuzda uyuyamayanlarımız oluyordur,

Kesin…

İşin garip tarafı bu medya bülbüllerinin,

Muhteşem ENTEL-DANTEL yapısı.

Maşallah üstatlar her konuda bilgi sahibiler.

Sorsanız ekmeğin fiyatı, kaşarın fiyatı,

Kavurmanın, pastırmanın, yumurtanın fiyatının,

 Ne kadar olduğunu çoğu bilmez inanın.

Tabii bizim konumuz Türkiye.

NATO’nun en güçlü üçüncü ordusu bizde.

Savunma sanayinde müthiş bir yol kat etmiş,

Kendi helikopterimizi savaş gemimizi,

Hatta savaş uçağımızı yapar hale gelmişiz.

İngilizlere tarihlerinde ilk büyük mağlubiyeti,

Kut'ül- Amera’da verdirmiş bir milletiz.

Çanakkale’de onlara dünyayı dar etmişiz.

Yani savaşçı bir yapımız var.

Biz öyle ilk top patladığında,

Lağım fareleri gibi başka ülkelere kaçan bir millet değiliz.

Ölürsek toprağımızda ölürüz, asla terk etmeyiz.

85 milyonluk bir Türkiye Cumhuriyeti öyle yabana atılacak bir güç mü?

Allah Aşkına!

Tamam, Ortadoğu’da bir kargaşa var.

Eyvallah.

Ne zaman yoktu ki!

Hep vardı,

ABD, AB ve İngiltere olduğu müddetçe de hep olacak.

Bizim yapmamız gereken şey millet olarak sırt sırta vereceğiz.

İhanetlerden uzak duracağız.

Ve de ordumuzu güçlendireceğiz.

Ötesi bizi değil bizim karışımıza çıkma ihtimali olanlara ilgilendirir.

Vesselam.