Verdim.
Veriyorum.
Vermek üzereyim.
Ne tür bir vermekse!
İki yıldır gündemden düşmedi.
Hala bir gıdım ilerleme yok.
Adamlar sanki veresiyeci bakkal.
Peşinden anlamıyorlar.
NATO’nun tek Müslüman ülkesi Türkiye Cumhuriyetini,
Bir kere kara listeye almışlar.
Kim ne derse desin.
NATO ve AB bir Hristiyan kulübüdür.
Aynı Avrupa Birliği gibi.
Geçmişleri emperyalizm,
Sömürgecilik,
Ve de garip-fakir ülkeleri soymakla geçmiştir.
Hala Afrika’dalar, Ortadoğu’dalar.
Bir türlü gözleri doymuyor.
Ve 16 meselemiz.
Kongreye gönderdik.
Kongre ile iletişim halindeyiz.
Senatodan geçer mi?
Menendez alçağı bu işe ne der?
İsveç’e, TBMM’den onay çıkmayabilir mi?

Bahane üstüne bahane.
Biden konuşuyor,
Blinken konuşuyor.
Her şey süt liman.
Hatta düne kadar baş düşman olan,
Bay Biden Cumhurbaşkanı ile buluşmak için
Heyecan duyduğunu söylüyor.
Ama ortada icraat yok.
Silah ambargolarına devam.
F-35’ten kalan, 3 milyar doları vermemeye devam.
F-16 sürüncemede.
Ama Yunanistan’a, hibe tanklar tüfekler.
Yeni nesil silahlar.
Rafeel jetleri.
Şimdi de 40 adet F-35 alımı kongrede,
İşte dostlar batı ve ABD bu.
İsveç örneğinde olduğu gibi,
İşlerine geldiğinde Türkiye ağam paşam,
Gelmediğinde ise tu kaka.
Bunlar NATO’da ortaklarımız.
Bunlar yüzümüzü döndüğümüz batı.
Bunlar sorunlu bir Kıbrıs’ı Akdeniz’de doğalgaz olduğu için,
Emperyalist damarları kabararak içine alan AB.
Özetle dostlar.
Önce kendimize güveneceğiz.
Ordumuzu, savunma sanayimizi güçlendirip,
MİLLİ olacağız.

Sonra da onların dostluğuna çuvala girdiğimiz ayı misali güveneceğiz.