Atatürk'ün sağlığında 1938 yılında Eğitmen Kursu olarak açılan ve çevre

llerden gelen öğrencileri, öğretmen vasfına getirdikten sonra köylere öğretmen olarak  gönderen bir okuldur.
1939-1940 yıllarında Milli Eğitim Bakanı  H. Ali YÜCEL ile İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı TONGUÇ'un hazırladıkları 4274  sayılı kanun doğrultusunda  Köy  Enstitüsü olarak eğitim ve öğretimine 1954 yılına kadar devam etmiştir. 1954 yılında  “Mimar Sinan  İlk Öğretmen Okulu”  olarak ismi değiştirilmiştir. Bu okullarda ülkenin ihtiyacı olan öğretmen kadrosu 1975 yılına kadar yetiştirilmiştir. 1975 yılından sonra bu okullar Öğretmen Lisesine dönüştürülmüş; 1989 yılında Anadolu Öğretmen Lisesi  olarak adı değiştirilmiştir. 

Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 5.5.2000 tarih ve 2576 sayılı kararı ile 96 dönümlük okul alanı koruma altına alınmış, toplam 26 binadan (18'i Ana bina, Kızlar Yatakhanesi, Gül Cemal Yatakhanesi, Tuvaletler, Fırın, Çamaşırhane, Hamam, Garajlar, Öğretmenler Lokali, Demirhane, Marangozhane, Spor Salonu, Sinema Salonu, Kalorifer Binası, Jeneratör Binası, 3 adet lojman) tescillenmiştir.

Benim de altı yıl (1973-1979) yatılı okuduğum Pazarören Öğretmen Okulu daha önce Köy Enstitüsü olarak hizmet vermiştir.

Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Pazarören kasabasında kurulan Köy Enstitüsü’nde bulunan tarihi binalar, adlarının veriliş hikâyeleriyle de dikkat çeker. 

İlk olarak Köy Enstitüsü daha sonra Pazarören Öğretmen Lisesi ve şu anda Pazarören Anadolu Lisesi olarak hizmet veren okulda bulunan, Gül Cemal binası hikayesiyle dinleyenleri ve bizleri de hep duygulandırmıştır.

Okul yıllarında bizlere ilham veren Gül Cemal, geçmişteki ekonomik durumumuzu ve şu an geldiğimiz seviyeyi iyi anlamak için güzel bir örnektir.

Gül Cemal, hiçbir şeyin kendilerini mutlu etmediği doyumsuz marka tutkunu bir kısım gençlerimize geçmişteki öğrencilerin ne aşamalardan geçtiğini, hangi zorlukları yaşadığını, hangi şartlarda öğrencilik hayatını idame ettirdiklerini, bu zorluklar içerisinde kendisi, ailesi ve ülkesi için neler yapılabileceğini gösteren yaşanmış gerçeklerimizdir.

O günlerdeki fakirliğimiz ve yaşadıklarımız çocukluğumuzun ve okul yıllarımızdaki acımasız imkânsızlıkları ve zorlukları gençlerin öğrenmesi açışından, çok değerli önemli ve genç kuşaklara aktarmayı anlamlı buluyorum. 
Okul inşaatında işçi olarak çalışan Gül Cemal’in hikayesini paylaşmak istedim.   

ÖĞRENCİ-İŞÇİ GÜL CEMAL BİNASININ HİKÂYESİ
 
Öğretmen Okuluna ilk başlangıcımız 11 yaşında oldu...

Yani 11 yaşında anneden babadan aileden ve memleketten ayrılıp geldik okulumuza...

Çamaşırlarımızı bile yıkayabilmeyi bilmezken başladık bu okula...

Erkenden kalkmayı, üç öğün yemeği, üç etüt de ders çalışmayı Mimar Sinan öğretmen okulunda öğrendik... 

Sahiplenmeyi ve sahiplenilmeyi, vefayı, dayanışmayı öğrendik. 

Türkiye'nin geleceğine dair fikirler oluşturmayı, kısacası fikir temellerimizin çekirdeğini oluşturmayı öğrendik...

Hayatı, hayatı anlamlandırarak yaşamayı da orada öğrendik.

Çocukluğa dair pek çok şeyi orada öğrendik. Hüznü, hasreti, vuslatı da orada öğrendik.

Milletinin varlığında yok olup, kendisini milletine adanmışlığı öğrendik.

En önemlisi vatanseverliği ve Türk milliyetçiliğini orada öğrendik.

Bizler gibi, ailesi tarafından küçük yaşta okula gönderilen Cemal, o zamanın şartlarında verilen eğitimler çerçevesinde hem yapılan okul binasının inşaatında çalışıyor hem de eğitimini görüyor.

O zamanlarda Köy Enstitüsü okuyanlar inşaat, marangozluk, tarım, veterinerlik, sağlık gibi alanlarda yetişerek gittikleri köyde 20 yıl boyunca vatandaşlara hizmet ediyordu.

Cemal, yerleşke alanında yapılan binada çalışırken duvar üzerinde dengesini kaybediyor ve binanın temeline düşüyor. Yardımına koşan inşaatta çalışan arkadaşları bakıyorlar ki, Cemal hayatını kaybetmiş ama sanki ölmemiş “cenazesi güzel yüzüyle gülüyor”.

Herkes buna çok şaşırıyor. O dönemin şartlarında öğrencilerin cenazesinin memleketlerine gönderilmesi imkanı nerdeyse yok ve çok zor olduğu için, Cemal’in cenazesi okul içindeki mezarlığa defnediliyor ve çalıştığı okul binasının ismi “Gül Cemal’ olarak veriliyor” şimdi bu binalar Kültür ve Tabiat Varlıklarınca koruma altında.

Pazarören İlk Öğretmen Okulu, Köy Enstitüsü zamanında yaşanan hastalık veya çeşitli sebeplerden dolayı yaklaşık üç yüz öğrencinin hayatını kaybettiği, günün şartları, ekonomik sıkıntı ulaşımdaki imkansızlıklardan memleketlerine gönderilme imkânı olmadığı için öğrenci kardeşlerimizin okul mezarlığına defnedildiğini biliyoruz. Ruhları şad olsun.
Ülkenin ağır şartlarında, ülkesinin gelişmesi başarıya ulaşması için küçük bedenlerine rağmen var güçleriyle gayret sarf etmiş ve vatan namına nelerin yapılabileceğini göstermiştir. 

Anadolu’nun değişik illerinden ayağı çarıklı yarı çıplak daha bıyığı bile terlememmiş ilim irfan gönüllüsü muallim adayı fakir vatansever Gül Cemal’lerin tüm imkânsızlıklara rağmen başarıları, ülkenin kaderine yön veren örnek eğitim mücadelesidir. 

Umarın Gül Cemal bugün, tüm imkânlara sahip olmalarına rağmen, kendi ülkesine yabancı, doyumsuz, mutsuz ve umutsuz, ailesine ülkesine katkı sağlamayan, çalışmayan ailesinin hazırını tüketmeyi alışkanlık haline getiren gençlere ilham kaynağı olur.