03 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi SAĞLIK Diyabet hastalarına ramazan uyarısı

Diyabet hastalarına ramazan uyarısı

ENDOKRİNOLOJİ ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kamil Başköy, ramazanda oruç tutmak isteyen diyabet hastalarını uyardı. Başköy, "Açlık kan şekeri 150 ile 300 mg/dl arasında olan, 3 aylık şeker ortalamaları yüzde 8 ile 10 arasındaki hastalar, göz, böbrek ve sinir sisteminde ciddi bozukluklar yaşayanlar yüksek risk grubundadır. Bu hastalara oruç tutmalarını önermiyoruz" dedi.

Ramazan ayı bugün itibariyle başladı. Bu yıl mayıs ayına denk gelen ramazan için, uzmanlar diyabet hastalarına yönelik çeşitli uyarılarda bulundu. Diyabet hastalarının doktor kontrolü altında bir ramazan ayı geçirmesi gerektiğini belirten Emsey Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kamil Başköy, her diyabet hastasının farklı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

KİMLER ORUÇ TUTMAMALI?

Diyabet hastalarını risk gruplarına ayırdıklarını ifade eden Doç. Dr. Kamil Başköy, "Düşük risk grubu dediğimiz hastalar, 3 aylık şeker ortalaması yüzde 7’nin altında olan ve şeker düşürücü tablet ya da insülin kullanmayan kişiler. Problem yaşamayacaklarından bu kişileri rahatlıkla oruç tutabilecek düşük risk grubu olarak değerlendiriyoruz. Orta risk grubundaki hastalarımız ise 3 aylık şeker değerleri 8’in altında olan ve şeker düşürücü ilaç kullanmayan kişilerdir. Bu kişilerin de oruç tutmalarında sorun yok. Ancak yüksek risk grubu dediğimiz hastalar ise özellikle açlık kan şekeri 150 ile 300 mg/dl arasında olanlar, 3 aylık şeker ortalamaları yüzde 8 ile 10 arasında olan hastalar, göz, böbrek ve sinir sisteminde ciddi bozukluklar olanlar bizim için yüksek risk grubundadır. Birtakım sıkıntılar yaşayacaklarından bu hastalara oruç tutmalarını önermiyoruz” diye konuştu.

Tip 1 diyabet hastaları, gebelik diyabeti olanlar, ciddi hipoglisemi yaşayanlar, diyabetik komaya girenler, diyalize girenler ve ciddi sağlık sorunları olan hastaların oruç tutmalarını önermediklerini ifade eden Doç. Dr. Kamil Başköy, "Özellikle kontrolsüz diyabeti olan hastalar, açlık kan şekeri 300 mg/dl'nin üzerinde olanlar, 3 aylık şeker ortalamaları 10’un üzerinde olan hastaların oruç tutmalarını önermiyoruz" dedi.

ŞEKER ÖLÇÜM CİHAZLARINI YANLARINDAN AYIRMASINLAR

Hastaların ramazan ayından kan tetkiklerini yaptırmaktan çekindiklerini belirten Doç. Dr. Kamil Başköy, "Oruçlarının bozulacağı önyargısıyla bundan imtina ediyorlar. Biz tam tersine hastaların ramazan ayında kendilerini daha fazla kontrol etmelerini istiyoruz. Özellikle yanlarında taşıdıkları şeker ölçüm cihazlarıyla ölçümlerini daha sık yapmaları gerekiyor. Bu kesinlikle oruçlarını bozmayacaktır. Bu kişilerin beslenmelerini düzenlemeleri gerekir. Eğer şeker ölçümlerinde 70 mg/dl altına doğru bir gidişat varsa, şeker düşüyorsa ya da tam aksine 350-400 mg/dl değerlerine kadar şeker çıkmışsa o zaman oruç bozulmalıdır” ifadelerini kullandı.

"SAHURDA KAHVALTI YAPIN İFTARDA YAVAŞ YAVAŞ YİYİN"

Oruç tutacak kişilerin sahuru atlamaması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Başköy, “Kişinin sahuru mümkün olduğu kadar geç ve imsak vaktine yakın yapmasını öneriyoruz. Sahurda özellikle hafif bir kahvaltı yapmak önemli. Kahvaltıda tam tahıllı ekmek, az yağlı ya da yağsız peynir ve zeytin, tok tutacağı için de yumurta tüketilmesini öneriyoruz. Sebze olarak ise yeşillikler, domates, salatalık, biber tercih edilebilir. Sahurda aşırı yağlı ve karbonhidratlı gıdalar tüketilmesini önermiyoruz. Hızlı yemek yemek vücudun şeker düzenini bozmaktadır. Uzun açlık döneminden sonra iftarda ise yavaş yavaş yemek yemeyi öneriyoruz. Aşırı yağlı gıdalar sindirim sistemini de zorlayacaktır. Bu durum dolaşım bozulduğundan kalbe de zarar verir” tavsiyesinde bulundu.

İftardan sonra 30 ila 60 dakika arasında yapılacak egzersizlerin önemine değinen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kamil Başköy, “Bu şekilde hem sindirim kolaylaşır, hem de tokluk kan şekerinin yükselmesini engellenir” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *