“İçinizdeki ekiple etkin bir takım ruhu kurmadan dışınızdaki hiçbir ekiple bütünleşemezsiniz.”

‘Nitelikli İnsan’ adlı kitabın bir bölümünün önsözü olarak yazılan cümle bu. Gerçekten takım ruhu yaratmaktan ne anlıyoruz? 

Bütünleşme derken, birlikte olacağımız insanların emrimizde olmasını mı kastediyoruz, yoksa en az bizim kadar onların da bu bütünleşmede söz sahibi olacaklarını kabul ediyor muyuz?

Bizim için Türk milliyetçilerinin bütünleşmesi çok önemli bir meseledir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 1914 yılından 1922 yılına kadar süren işgal ve saldırıdan çok daha tehlikeli bir kuşatmayla karşı karşıyadır. 

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletine karşı akla hayale gelmeyecek tuzaklar kurulmaktadır. Bu hain tuzaklardan kurtulmak kolay değildir.

Türk milletinin çok uyanık olması; Türk milletinin uyanık olması için de Türk milliyetçilerinin tek vücut olması gerekiyor. Türk milliyetçilerinin tek vücut olabilmesi için ise bütün ülkücülerin hedef ve düşünce bazında ortak noktada birleşmesi gerekiyor.

Ülkücülerin hedefi farklı mı? Türk milletinin var olma kavgasında gönüllü öncülük ve serdengeçtilik etme görevi üstlenen ülkücülerin aynı çatı altında birleşmeden tek hedef için çalışmaları mümkün değildir. O halde geçmişte iliklerimize kadar işleyen Türk milliyetçiliği ülküsünün söylemden eyleme dönüştürülmesinde hedef birliğini sarsan siyasi ayrılıklara son verilmelidir. Bunun için, Türkiye’nin içindeki ayrılıkçı ve gayri millilere karşı milli direnç çizgisinde bütünleşmeleri şarttır.

Amerikanizm karşıtlığını ‘çocukça saflık’, liberalizm karşıtlığını da ‘bağnazlık’ olarak takdim etmeye çalışan emperyalist sevici zavallılara karşı, dinamik Türk milliyetçiliği düşüncesinden alınan güçlü fikir planında kapsamlı mücadele yapılmalıdır.

Aksi halde, Türk milliyetçiliği ülküsü kendi kozası içinde hapsolacaktır. Bu da Türk milliyetçiliğinin genç kuşaklara sevdirilmesini zorlaştıracaktır. Bu konuda yapılması gereken, Türk milliyetçilerini yabancı kültür ve inanç saldırılarına karşı milli direnç geliştirecek dinamik düşünce ve inanç bütünlüğü yaratmaktadır. Türk milletinin sahip olduğu kültür ve inanç birikimi öyle bir savunma refleksi yaratmaya uygundur.

Türk milliyetçilerine düşen, ayrıntılarda boğulmaktan kurtularak bütünleşmeyi başarmaktır.  Bu bütünleşme ayrılıkları yok ederek milli üstünlük inancı, büyüme isteği, yani milli ülküdür.

Ayrıntılara boğulmak derken, şahsi menfaati öne çıkarma zamanını siyasi kariyerine kalkan etmek isteyenlerin asıl amaçlarının ortaya çıkarılmasının şart olduğunu söylemek istiyoruz. Bunun için içinizdeki ekiple etkin bir takım ruhu kurmanın ne demek olduğunu belirtelim.

İçinizdeki ekiple takım ruhu kurmak, ekibi oluşturan herkesin birbirine yüzde yüz güvenmesini sağlamak demektir. Bu ekipte bir kişinin en küçük bir kuşkusu ekibin yapabileceği büyük işleri aksatacaktır. Zira büyük bir fabrikanın üretime geçebilmesi için, sistemin bütün unsurlarının çalışması gerekir.
Küçük bir parçada aksama varsa, o büyük fabrika üretime geçemez. 

Bütünleşmek ne demektir?

“İşte, fikirde, dilde birlik” ülküsünün gerçekleşmesinde anlatılan bu değil midir? Ama biz onu önce Türk milliyetçiliği ülküsüne gönül verenlerin kendi içinde milli birlik ruhuyla gerçekleştirilmeleri gerektiğine inanıyoruz.

Bütünleşmek birbirlerine güvenen, her konuda aynı düşünen değil, aynı eylemi koyan milyonların eyleme geçmesi demektir.

Bunun için söylemden eyleme geçmek için neler yapılabilir?

Zaman içinde bunları da tartışırız. Ama bütünleşme ve milli birliğin gereğini tartışmaya lüzum var mı?

Her şey büyük Türkiye uğruna ve onun için. İstikbal, İstiklal diyoruz. O halde Türkiye Cumhuriyetini biz ölmeden öldürmeyeceğiz.