Malatya'nın Yazıhan ilçesine bağlı Fethiye Mahallesi'nde doğan Ali Ülger, 1971 yılında çalışmak için Almanya'ya işçi olarak gitti. Daha sonra 8 çocuğu ve eşi Gülhan Ülger'i de yanına alan Ülger, burada yeni bir hayata başladı.
Son yıllarda böbrek rahatsızlığı çeken ve 5 Ocak 2018'de kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ali Ülger'in cenazesi, eşi ve çocukları tarafından 9 Ocak'ta memleketine getirildi. Eşinin ölümüne dayanamayan Gülhan Ülger de burada yaşamını yitirerek hayat arkadaşı ile aynı gün toprağa verildi.
Kayıplarının acısını derinden yaşayan çiftin oğlu Hüseyin Ülger, anne ve babasının hatırasını yaşatmak için mezarlarını kalp şeklinde yaptırdı. Ülger, ebeveynlerinin anısını yaşatmak için mezara çiftin heykelini yaptırma kararı da aldı.
Heykeltıraş Emrullah Güler'in yaklaşık 1 aylık çalışma sonucu yaptığı heykeli, anne ve babasının mezarının başına yerleştiren Ülger, gazetecilere yaptığı açıklamada, anne ve babasının hatırasını ve birbirlerine olan sevgilerini bu yolla yaşatmaya çalıştığını söyledi.
Ülger, anne ve babası hayattayken mezarlıklar ilgili sohbet ettiklerini, o dönemde onlara farklı bir mezar taşı yaptırma fikrini anlattığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bunu anlatırken, annem ‘Oğlum çok pahalıya mal olur, senin çocukların var, bize bir taş olsa yeter’ dedi. Ama babam çok mutlu bir şekilde gülümseyerek, kabullendi. Sanki aramızda bir sözleşme gibi bir şey oldu. Ben o gün, babam rahatsız olduğundan dolayı ‘Babamı kaybedersem mutlaka farklı bir şey yaptırırım’ diye düşünmüştüm. Heykel fikri sonra bende oluştu ve bunu da yaptırdığımdan dolayı oldukça mutluyum."
Hemşehrilerinden de çok güzel tepkiler aldığını anlatan Ülger, "Buraya geldiğimde çok duygulanıyorum. Aynı zamanda da çok mutlu oluyorum çünkü onlar artık sanat eseriyle birlikte ölümsüz oldular.
İsimleri, doğum ve ölüm tarihlerini kalp olarak yaptırdım. Her geldiğimde onları kalplerinden öpüyorum." diye konuştu.
Heykeltıraş ve seramik sanatçısı Emrullah Güler de, kendisine teklif geldiği zaman şaşırdığını dile getirerek, heykelleri yaparken farklı bir duygusallık yaşadığını, meslektaşı olan eşiyle birlikte bir ay boyunca gece gündüz çalışarak eseri ortaya çıkardığını vurguladı.
