Zamanın fitneleri...
Hz. Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor:
Resulullah (s.a.v) buyurdular ki;
"Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var.
Kişi o fitnelerde mü'min olarak sabaha erer, akşama kafir olur; mü'min olarak akşama erer, sabaha kafir çıkar.
O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır.
Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun.
Sizden birinin evine girerlerse Hz. Adem'in iki oğlundan hayırlısı olsun ölen olsun, öldüren değil"
Ebu Davud, "koşandan" kelimesinden sonra şu ziyadeyi kaydetmiştir:
"Yanındakiler, "Bize ne emredersiniz ey Allah'ın Resulü" dediler.
"Evinizin demirbaşları olun!" buyurdu.
Ma'kıl İbn. Yesar anlatıyor;
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki;
"Herc fitne zamanında ibadet, tıpkı bana hicret gibidir."
Rasulullah Efendimiz buyurdular ki;
"Sen bir yerde bulunduğun sırada bir parça tarla için iki kişinin husumet ettiklerini işitecek olursan orayı terket".
Resulullah Efendimiz şu mealde vasiyette bulunmuştur:
"İnsanların iki ayrı emire lidere biat ettiklerini gördüğün zaman, benimle birlikte katıldığın cihadlarda kullanmış olduğun kılıcını al, kırılıncaya kadar Uhud dağına vur.
Sonra evinde otur. Günahkar bir el veya ölüm sana gelinceye kadar evinden çıkma."
Hz. Rasululah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz şöyle buyurur;
"Kim malını koruma için dövüşürken öldürülürse manevi şehittir.''
''Kim kanını, canını malını korumak için dövüşür ve öldürülürse manevi şehittir.''
''Kim ehlinin korunması için dövüşürken öldürülürse manevi şehittir.''
Kim din için dövüşürken öldürülürse o da şehittir."
Hz. Rasululah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz şöyle buyurur;
"Birbirine küfreden iki kişinin bütün söyledikleri; mazlum, haddi aşmadıkça ilk başlayana aittir."
Hz. Rasululah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurur;
"Yeryüzünde bir hata işlendiği vakit, bunu görüp de ikrah eden sanki orada bulunmayan birisi gibidir. Orada bulunmadığı halde, işlenen fenalığı hoş görüp razı olan kimse de sanki fenalığa şahit olmuş gibidir."
Hz. Rasululah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz şöyle buyurur;
"İkinci asrın başında sizin en hayırlınız hissece hafif olanıdır" der.
"Hissece hafiflik nedir?" diye sorulunca;
"Ehil ve malı olmayandır" diye cevap verir.
Hz. Rasululah (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz şöyle buyurur;
"Dört büyük fitne vukua gelecek''
''Birinci fitnede kan dökmek helal addedilecek;
İkincisinde hem kan hem de mal helal addedilecek;
Üçüncüsünde kan, mal ve ferc ırza tecavüz helal addedilecek.
Dördüncüsü ise, Deccal fitnesidir."
İbnu Ömer anlatıyor:
"Biz bir grup kimse, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam'in yanında idik.
Bize fitnelerden bahsetti ve ısrarla üzerinde durdu.
Bu meyanda "demirbaş fitne"yi ''fitnetu'l-ahlas'' mevzubahs etti.
Derken dinleyenlerden birisi:
"Ey Allah'ın Resulü, demirbaş fitne de nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam);
"O, kin, husumet ve düşmanlık sebebiyle insanlardan kaçmaktır, mal ve ehil yağmalandığı için açıkta kalmaktır. Sonra refah fitnesi ''fitnetu'serra'' var. Bunun dumanı Ehl-i Beytimden bir adamın ayaklarının altından gelir.
O, kendisini benden zanneder, o benden değildir. Benim dostlarım müttaki kimselerdir. Sonra insanlar, ilmi ve fikri nakıs olduğu için ehil olmayan, kararsız bir kimsenin etrafında toplanırlar.
Sonra yaygın ''yani herkese bulaşan'' fitne ''fitnetu'dduheyma'' gelir.
Bu fitne ümmetimden kimseyi istisna etmez, hepsine bir darbe vurur. Her ne zaman bittiğine hükmedilse, yine başlar ve temadi eder gider.
Bu fitne zamanında kişi, mü'min olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar.
Bu zamanda insanlar iki ayrı gruba ayrılır:
İman grubu ki, burada nifak yoktur.
Nifak grubu ki burada da iman yoktur.
İşte siz bu durumda iken, artık sabah-akşam Deccal'ın gelmesini bekleyin.
