Muhalefetin ve felaket tellallarının Türkiye üzerindeki beklentilerine karşı Cumhur İttifakı Liderleri Erdoğan-Bahçeli’nin birliktelikleri; milletimizi ferahlatan, rahatlatan, sükûnet tavsiye eden, geleceğe yönelik umut veren bir atmosferi var.

Türkiye'nin gündemine muhalefet gözüyle bakanlar, tüm umutlarını ülke dışına bağlayanlar, ülke içinde sürekli karamsarlık ve kaos beklentisi içindeler.

Dünyanın gündeminden düşmeyen Türkiye, büyük hizmetlere, genç mühendislerin eserlerine, dünyanın durağan hale geldiği dönemlerde üreten ve ihracatta patlamalar yapmasına rağmen, Türkiye’de iyi hiçbir şey yapılmıyormuş gibi muhalefetten ve 6’lı masadan sürekli halkın kafasını karıştıran, enerjisini boşa harcatan, moralleri bozmayı çalışan, iç barışımıza zarar veren, ülkesine yabancı, anlamsız, faydasız açıklamalar geliyor.

Geçmişin 60 yıllık hayali olan projelerden birini daha gerçekleştirip Togg'un üretim bandından inişindeki gurur veren tabloya rağmen ne yalanlar, ne iftiralar ortalığa saçılıp döküldü, hala dökülmeye devam ediyor.

Önce fabrika yok, araç yok, elde yapılıyor, sizleri kandırıyorlar dediler, sonra İtalya'dan getirildi dediler. En sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan üretim bölümünü gezdi, görüntülendi de kısmen sustular.

Milletin iktidarı verdiği siyasi güç bunları dikkate almayarak, Cumhuriyet’in 100 yılında 60 yıllık hayaller Ayasofya’dan Taksime Cami, denizin altından ve üstünden Çanakkale köprüsüne, SİHA-İHA’lara kadar tüm dünyada ses getiren büyük projeler teker teker gündeme getirip, ülkenin hizmetine sundu.

Milli gelişmelerimizle gurur duymak yerine, çirkin, gereksiz ve hadsiz eleştiriler yapan, geçmişte atağa geçen şirketleri durduran, engelleyen, dışardan emir alan zihniyetin devamı olanlar, bu günde büyük projelere hazımsızlar ve engellemeye çalışıyorlar.

En son ülkenin hayali olan TOGG’ a neden yerli ve milli değil diyorlar? 

TOGG yerli değil eleştirisi yapanlar kimler, gerçekten haklılar mı? 

Biraz araştırılınca, dünya örneklerine bakılınca, otomotiv dünyasında %100 yerli bir kavramın olmadığını görecekler.

Uzmanlar dünya otomobil literatüründe %100 yerli kavramı diye bir şeyin söz konusu olmadığını, sıklıkla tekrarlıyorlar.

Literatürde esas olan Fikri, Sınai ve Mülkiyet hakkı kimde ise yerli ve millî mal sahibi o ülkedir.

Bu tasarımda TOGG’a aittir bunu bir başka ülke kullanamaz. Sahibi Türkiye’dir 

Değerli olan Türk mühendislerinin TOGG’un en önemli yazılım kısmını hallediyor olmasıdır.

Türkiye otomobil üretimine de yabancı bir ülke değildir. Geçmişte traktör, kamyonlar, Murat 124 ve Devrimi üretebilmiş bunu da Türk mühendisleriyle başarmıştır.! 60 yıl sonra neden başaramasın?

Biz aslında sadece TOGG’u bir otomobil olarak konuşuyoruz. İşin uzmanları TOGG’ u otomobilden öteye akıllı bir cihaz olarak değerlen diyor.
Geleceğimizi, yaşamımızı planlayacağımız, bütün ajandamızı not edeceğimiz tüm işlerimizi araç üzerinde planlayacağımız, mutfağımızdan tatilimize kadar bütün iş ve işlemlerimizi araç içinden yapacağımız teknolojik bir makine olarak değerlendirmeliyiz.

Sistemlerin geliştirilmesi, farklı hizmetlerin satın alınması, aplikasyonla istediğin hizmetin satın alınabileceği yenilikçi bir cihazdır TOGG.
İlk çıkan ve şimdi kullandığımız telefonla mukayese ettiğimizde, telefonların dönüşüm süreciyle elimizde bulunan akıllı telefonlar yaşantımızın bir parçası, yaşam alanımız haline geldi. Ondan ayrı bir an bile yaşayamaz hale geldik.

Şimdi ise Türkiye’nin gururu TOGG ‘da bu kasamda bakmak gerek! Elektrikli otomobilimizde bir yaşam halini alacak, tüm yaşantımız otomobille bağlantılı hale gelecek, teknolojik ilerlemeye gelişmeye yenilikleri yakalamaya açık tekerlekli telefon olarak düşünmeliyiz.

Her şeyden önce, bu milli değere sahip çıkmalı, haksız, gereksiz ve anlamsız tartışmalara son verilmelidir!

Ülkenin genç beyinlerinin şevkini kıracak, üretimi engelleyecek açıklamalardan kaçınarak, ülkenin iktidarına aday siyasiler daha duyarlı ve dikkatli konuşmalı, kişisel siyasi ikballerini ülke menfaatlerini önünde tutmamalı. 

TOGG’a eleştiri yapanlar, TSK'nın kimyasal silah kullandığı iftirası atanlar, Türkiye'nin uyuşturucu parası ile cari açığını kapattığı iddiasında bulunanlar, kimlerin hesabına çalışır, ülkemizi dünya kamuoyuna jurnallemek kimin işine gelir. Türkiye'ye, Uluslar arası ambargo uygulanmasını sağlamak hangi siyasi partiye kime ne fayda sağlar!

TDT ortak bir dil, kültür ve dayanışma temelinde inşasından, bölgesel ve uluslar arası iş birliğinin etkin bir teşkilat birlikteliği oluşturması, Dış politikada tahıl koridorunun açılması, İsveç başbakanının Ankara'ya gelip NATO üyeliği için "sözümüzde duracağız" teminatını vermesi, Libya'dan, Azerbaycan'a, Suriye'nin kuzeyinden, Kuzey Irak'ta güvenliğimizin sağlanması, FETÖ ve terörle mücadele de yürütülen başarılar, MİT'in PKK üst kadrolarını tasfiyesine kadar olan gayretlerin hiçbiri neden muhalefetin ilgi alanında değil.

Muhalefet bütün bu hayati konularda devletin yanında neden duramaz.

Cumhur İttifakının liderleri Erdoğan ve Bahçeli, siyasetin ve devletin beka pusulası oluyor.

İktidarıyla muhalefetiyle milletin her ferdi ülkesinin tüm milli değerlerine sahip çıkmalı…

Fonlanan sosyal medyadan, etki ajanlarından, 5. Kol elemanlarının saldırılarından kuvvet alıyor duruma, asla düşmemeli.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ve dışında dinine, devletine, vatanına ve milletine, millî menfaatine düşman her kesimle; Atatürk’ün verdiği kararlı irade ve inanç ruhuyla emperyalist güçlerle mücadele etmeli, inancımıza, milli değerlerimize, ülkemize bekasına düşmanlık edenlerin yanında yer alıp, Erdoğan kin ve nefretinin arkasına sığınmamalılar.

Ülkesi için milli bir politikası olmayanlar, durumu idare etmeye güçlü devletlerden emir almayı beklerler.

Kendi iradeleriyle politika belirleyemeyenler, büyük devletlere ne istediğini söyleyemez, sizin için ne yapabiliriz derler.  Çünkü güçlülerin iradesine karşı çıkamaz ve ona boyun eğmek zorumda hisseder. 

Milli politikası olan güçlü liderler, ülkesi için ne istediğini ne yapmayı düşündüğü konusunda inançlı fikirlerini uygular, karşılarındaki güçlü olsa da kendi istediği dışındaki gelen gayri milli talepleri de güçlü iradeleriyle reddedebilirler.

Seçimler öncesi Türkiye’ye diz çöktürmeye yönelik faaliyetler içinde olanların emrine hiçbir lider ve siyasetçi girmemeli. 

Milletin sevinciyle sevinmeli, milletin dertleriyle dertlenmeli, Milli değerlerimize ortak çıkarlarımıza herkes saygı göstermeli…