Türkiye’nin milli ve manevi değerlere sahip çıkmaya başlaması, ekonomik ve teknolojik gelişmesinin hızlı şekilde ilerlemesi, Türkiye’nin hızlı yükselen ülkeler içinde yerini alıyor olması, oluşacak yenidünya düzeni içinde de olmasından, Avrupa kaygı duyuyor.

Türkiye’nin kendi kontrollerinden çıkmasından, Ortadoğu’da, Kafkaslarda ve Doğu Akdeniz’de kurduğu stratejiden rahatsız olanlar, içimizdeki şer düşmanlarıyla ülkenin kurumlarına, siyasetine burnunu sokup kanca takmaya çalışıyorlar.

Bugün Türkiye’nin başında bulunan, büyük jeopolitik vizyon sahibi Cumhurbaşkanı liderliğinde, köklü ve tarihsel gücü, özgüven ve vizyonun özümsenmesiyle, ülkemizin gücünü tersine çevirme ve Türkiye'nin Avrupalı bir güç haline gelmesinden kaygı duyuyorlar.

Bu özgüvenle ülkemiz elbette hak ettiği yere gelecektir. Avrupa’nın, güçlenen Türkiye üzerinde gerçek emelleri zaman zaman, kendi düşünce kuruluşlarının yayınlarında yer verilmekte, Türkiye’nin kontrolden çıkmaması için kendilerinin finanse ettikleri, sosyal toplum kuruluşları ve içerdeki işbirlikçileri aracılığıyla organize ederek, planlarını sahaya sürmekteler. Ülkemizden rahatsızlıkları, Osmanlı İmparatorluğunun büyük bir coğrafi alana hükmetmesi, Türkiye’nin tarihsel hafızasından ve eski gücüne kavuşma kaygısı nedeniyle, kendi piyonlarını sahada kullanarak, Türkiye ve İslam dünyası arasında ve ülkemiz içinde ayrılık sebepleri oluşturma, Türk karşıtı Kürt, Sünni karşıtı Şii, araba karşı acem gibi mezhep ve meşrep farklılıklarını düşmanlığa dönüştürmek amaçlarının tutmaması.

Yıllardır ülkemizin en büyük sorunlarından biride, Kürt kardeşlerimiz üzerinden başımıza bela ettikleri terör örgütü ve fethullahçı terör (FETÖ/FDY) örgütü, emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki planları değil mi? Türkiye’deki milli ve yerli düşünce hareketlerinin iktidarını engellemek istiyorlar, çünkü bu iktidarlar kendilerinden emir almıyor.

Türkiye elden çıkarsa, geçmişinde hükmettiği bütün Türk İslam âlemi, hatta bütün eski dünya elden çıkar diye düşünüyorlar. Türk İslam coğrafyasındaki genç nüfusun teknolojik stratejik gelişmeleriyle, yaşlı batıya karşı güçleneceğinden kaygılanıyor, bu sebeple kontrol altında tutmaya avuçlarının içine almaya çalışıyorlar.

Türkiye elden çıktığında tüm eski dünyayı kaybetme korkuları nafile, korkunun ecele faydası elbette yoktur. Bütün bu gizli amaçların karşısında milli bir duruş sergileyen, Milli ve yerli görüşe sahip milleti ve iktidarı ellerinde tutamayacaklarını anlamaları sonucu, içimizdeki batı yanlısı işbirlikçilerini kullanmak istiyorlar.

Milletin vatansever evlatları bilerek ya da bilmeyerek kime hizmet ettiklerini daha iyi anlamalı ve millet olarak milli sorumluluk gereği uyarıp, Emperyalistlerin gerçek amaçlarının, kendilerine karşı dik duruş sergileyen, millî düşünen, Türkiye’nin liderini iktidardan uzaklaştırmak olduğunun farkına varmalarını sağlamalıyız.

Milli iktidarlar kendilerine akan hortumları keserek, milletinin havuzunda toplayıp, milletin menfaatine kullanacağını bildiklerinden, işbirlikçileriyle birlikte telaşa kapılıp uykuları kaçıyor.

Milli teknolojimizin gelişmesi yerli ve millilik oranlarının yükselmesi, silah sanayinde kendi havuzlarına akan hortumların da kesilmesi, Türkiye’nin silah teknolojisinde gelişme sonucu, savaş stratejisini kendi lehine değiştiriyor olması rahatsızlık veriyor.

Geçmişte, ABD’ ne karşı tüm taviz ve teslimiyete rağmen, ABD’ni memnun etmemiz mümkün olmamış, bizden de hiçbir zaman memnun olunmamıştır.

Türkiye’ye her dönemde düşmanca tavırlarından hiç vazgeçmemişlerdir. Ermeni meselesi, Terör örgütleri, Kuzey Irak, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz mesellerinde hep bizi arkadan bıçaklamış, Müttefik görünüp düşmanca arkadan bıçaklamaya devam ediyor.

Bu düşmanca tavır ve kaygılara karşı, millî duruşuyla Cumhurbaşkanı uykularını kaçırıyor, milletinin menfaatine inandığı yolda yürümeye devam ediyor.

Dış güçlerin içimize girip, değişik renk ve kılıflara bürünen ajanları ve içimizdeki işbirlikçileriyle tüm kurum ve kuruluşlara sızarak, kendileri adına çalışanlara emir verme, denetimine alma hayalleri eskide kaldı.

Türkiye, Milletinden aldığı güç birliğiyle kendinden emin olarak, dış güçlere karşı asil davranışını sergiliyor. Bugün Türkiye’den rahatsızlıklarının temel sebebi, millî davranıp batının emri altına girmeyen, onlardan talimat almayan liderler. Türkiye, “müttefikimizdir ama dost değildir” zihniyetindeler.

Hükümetlerle ilişkileri karşılıklı müttefiklik ilişkisi içinde geliştirmekten sakınarak, kendi kontrolleri altına almak istiyor olsalar da, beyhude.

Ülkemizin yükselişini ve güçlü iradeyi kontrol edememeleri, Avrupa’yı çıldırtıyor. Bu milli ruh, bağımsızlığından ve özgürlüğünden asla taviz vermeyecek, asla teslim olmayacak.