“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Ülkemizde yaşayabileceğimiz en büyük kabuslardan birini asrın felaketini yaşıyoruz. 

Kahramanmaraş ve Elbistan’da üst üste gelen iki büyük depremle korkunç bir yıkım yaşadık ve binlerce canımızı kaybettik. 
Enkaz altında kurtarılan binlerce canımız zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyor.

Yaşadıklarımız, duygularımız ve depremde sevdiklerini kaybeden insanların sözleri ise yüreğimizi acıtıyor, boğazlarımıza kocaman bir yumru var ve asla geçmiyor.

Ülkece yaşayabileceğimiz yüzyılın en büyük felaketlerden birini milletçe yaşıyoruz.

Depremden etkilenenlerin yüreğine dokunulması, gözyaşlarının silinmesi ve hüzünlerinin paylaşılarak azaltılması maddi ve manevi bütün imkanlarımızla kardeşlerimizin yanında oluyoruz. 

Yüreklerimiz soğuk kış gecelerinde ısınacakları bir soba, başlarını sokabilecekleri bir yuva mesafesinde olsun. 

Böylesi zamanlarda sağduyumuzu ve sükunetimizi daha bir özenle muhafaza edelim. Birlik ve kardeşliğimize zarar verebilecek her türlü söz ve olumsuz davranıştan uzak duralım.

‘İnsan olarak üzerine düşeni yap, sonra Allah'a tevekkül et.’ Uyarılarına kulak vererek, ilmin, irfanın, bilimin, hikmetin, tefekkür ve düşünce ufkumuzun bereketli çalışmalarıyla daha iyi tedbirler alarak istikbalimizi birlikte inşa edelim. Tedbir, tevekkül ve dua birlikteliğinden asla taviz vermeyelim.

Bu asrın felaketinden ciddi bir ders almalıyız. Hiçbirimize ne malımız ne evimiz ne evlatlarımız fayda sağlamadı, tek sığındığımız ve tek tutunacak dalımız, inancımız gereği yaradan oldu.

Sevgiliye yalvardık dualar ettik Yaradana sığındık, yardım diledik.

 Ey sevgili, en sevgili. Güllerin efendisi, sevgililer sevgilisi, alemlerin sultanı, sevgili denince ilk akla gelen...

Milletimizin yüz binlercesinin enkaz altında can çekiştiği bu acı dolu günlerde, senin yüzün suyun hürmetine Allah’tan yardım dilendik.

Biliyoruz ve kabul ediyoruz ki; senin gösterdiğin yolun çok dışında yürüdük. Vicdanlarımız sızlamaz oldu.

Adalet örselendi. Çok katlı yapıların tepelerinde yaşıyorken, açları açıkları aklımıza getiremedik. Şükretmez olduk.

Tarifi biraz zor ama, garip bir şey olduk.  Ümmetinin içinden harama girenler oldu, haramı helal diye yiyenler çoğaldı.

Hak etmedikleri şekilde Karun gibi zenginleşenler, ahiretlerini kaybetmek pahasına; daha yok mu?

Daha yok mu? diyerek midelerini haramla doldurdular.

Güce ve güçlüye tapanlar arttı. Yanlışları görmezden gelenler çığ gibi çoğaldı.

Biat ettikleri insanlar, Allah’ın haram saydığı fiilleri ısrarla işledikleri halde, sırf bizim önümüze de bir kemik düşer mi? beklentisiyle türlü türlü mazeretlerle kendilerini kandırmayı seçtiler.

Allah ne der? Diye düşünmek akıllara gelmedi.

Bilim adamları bas bas bağırdı. Felaket geliyor dedi. Başlarını mal kaygısıyla kuma gömdüler.

Önüne gelen müteahhit oldu. Üç kuruşa tamah eden katiller, malzemeden çalmakta beis görmediler.

Denetlemesi gerekenler, üç kuruş için görmezden geldi. Bazen öyle gayri ahlaki ve aleni ahlaksızlıklar gördüğümüzde; kıyamet kopsun artık dediğimiz oldu.

Sonuçta Allah’ın gazabı, kötülerin üzerinde tecelli ederken, kurunun yanında yaşlar da yandı. 

Depremde huzura yolladıklarımıza şefaat eyle ya Resul Allah diyerek. Fahri alem efendimize yalvardık.

“Bir sevgi yakacaksa beni kalbimden, senin sevginin ateşi yaksın. Yakarım dünyamı, yüzünde bir tebessüm için. Senden başka sevgi istemem. Sana çıkmayan yol istemem” diyen Fatih’in torunları olarak sana geldik. Rahmeti rahmana kavuşanlara Şefaat Ya Resul Allah.

Ya Muhammed... Nur cemalini bir defa görmek için, ruhumuz feda olsun. Sonsuz aşkı istiyorsan, ‘Sonsuza âşık ol’ diyor Mevlâna...

Biz senin Yaradan’ına iman ettik. ‘Kâinatı senin için yarattım’ dediği, sana âşık olduk.

Sende bize şefaat et, Ülkemize merhamet Ya Resul Allah diyerek milletçe birlik olduk yalvardık. Acıları yüreğimize hapsettik. 

Sevgi, muhabbet ve kardeşlik yüklü yardımlarımızı, depremden etkilenen kardeşlerimize ulaştıran acıları paylaşmasını bilen Türk Milleti, bu yıkımdan, asrın felaketinin altından da birlik ve beraberlikle elbette dimdik kalkacaktır. Gün, acıları paylaşma milletçe kenetlenme günüdür. Geçmiş olsun Türkiye'm...