Osmanlı Coğrafyasın da Hala Kan ve Ölüm...
Yavuz Sultan Selim Han'ın 1516 Mısır seferiyle hedefi; ''Hacc kervanlarını vuran eşkıyalardan Halep, Şam, Kudüs ve Kahire'yi fethederek, bu ticaret yolunu kontrol altına almaktı.'' Mercidabık'ta Yavuz'un kuvvetleri karşısındaki yenilen Kölemen ordusundan sonra Halep ve Şam teslim alındı. Üç ay sonrada Gazze civarında, Ridaniye'de Kölemen güçleri Osmanlı askerleri karşısında zayıf bir direniş gösterseler de, fazla etkili olamamışlar, Yavuz, ordusuyla birlikte Kudüs'e törenle girmiştir. Böylece, tüm Filistin toprakları da Osmanlı hakimiyeti altına girmiş oldu.
KUDÜS İNGİLİZLERE GEÇİYOR:
Ekim 1917, İngiliz Genarali Allenby, 138 bin askerle Gazze'yi işgal ettiğinde, tüm Filistin'i de işgal etti. İmkansızlık, yokluk, çaresizlikler ve açlık için de kıvranan Osmanlı askerleri İngiliz 20. Kolordusu kuşatmasına üç ay kadar dayanabildi. Osmanlı askerleri, İngiliz işgalcilere karşı vuruşa vuruşa Gazze'den binlerce şehit ve esir vererek, geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Sadece Kudüs savunmasında Osmanlı ordusu kahramanca savaşarak, 30 bin üzerinde şehit ve binlerce yaralı vermiştir.
11 Aralık 1917 de Kudüs'e giren Allenby; "Artık burada Türkler olmayacaktır" derken, Abdülhamid Han'a "Haydi gel Filistini kurtar'' demek istemiştir. İşte o gün; İsrail'in ilk temel taşı konulmuş Filistin, Kudüs kan ağlamaya o günden itibaren başlamıştır.
ŞAMDA OYNANAN OYUNLAR:
Peygamber Efendimizin övgülerine mazhar olan Şam da bugün oluk oluk insan kanı akıyor. Ne oldu da bu hale geldi...? Osmanlının gözbebeği, alimlerin ilim merkezi Şam, bugün kan kokuyor, barut kokuyor. Aynen Bağdada yapılan zulümler ve ihanetler şimdi Şama yöneldi. Libya bitti. Leş Kargaları şimdiden iştahlarını hazırlıyorlar.
Mısırda bitti. Şu anda sıra Şamda...
Öyle gösteriyor ki, Beşar Esed, diktatör babasından devraldığı başkanlığını kaybedecek. Ancak bu ülkelerin sonu ne olacak, belli değil.
Bu ülkeleri Osmanlıdan sonra parça parça bölen İngilizler, acaba Ortadoğunun sınırlarınımı değiştirecek..?
ABD önce Saddam Hüseyini kahraman ilan etti ve Kuveyt senindir işgal et dedi. Arap dünyasının liderliğine soyunan Saddam Hüseyin, Kuveyte girdi.
Diğer Körfez ülkeleri telaşa başladı. ABD, Kuvvetlerini S.Arabistan da Zahrana yığdı ve petrol pazarlığı bittikten sonra da Saddam Hüseyine Kuveyti terket dedi. Sonuç, Irak işgal edildi. Milli değerleri yağmalandı. Tapu daireleri yakıldı, müzeleri soyuldu yağmalandı. Milyonlarca kadın dul, milyonlarca çocuk yetim kaldı. İffetleri kirletildi. O asil Irak halkı işkencelere maruz kaldı, ve Saddam Hüseyin herşeyini kaybettikten sonra idam edildi. Kaderin cilvesine bak, Saddamın makamına baş düşman saydığı insanlar geldi oturdu. Bundan sonra ne olacak...? Irak toprakları kanla yoğrulmuş, kanla devam edecek.
Evet; sıra Şamda ve Beşar esed gidecek...Yerine kim gelecek ve dökülen kanların hesabını kim verecek...? Türkiyenin parçalanması için yıllarca PKK'yı bağrında besleyen Şam yöneticilerinin sonu ne olacak..? merak konusu oldu. Şamda parçalandıktan sonra öyle zannediyorum ki, sıra İranda. Hemde ABD'nin baş düşmanı. Ancak, İran diğer ülkeler gibi pekte kolay yutulan lokma olmayacak. Vahşi doğa da bile çakal sürüleri gözüne kestirdiği hayvana hücum ederek, parçalıyor ve yiyor. Hiç bir çakal sürüsü Fillere veya su aygırlarına dokunamıyor.
Evet, Osmanlı gitti, huzur bitti. Artık Osmanlı coğrafyası kan gölü barut fıçısı halina geldi.
