Yalan yere yemin ve şahitlik...
Mü'minler doğuştan Allah'a ve peygambere söz vermişlerdir.Kendi aralarındaki söz dahil hepsini tutmak gerekir. Allah adına vermiş yemin de etse bu sözü yerine getirmek vacip olur. Bu durumda sözünü tutmamak, yeminini bozmak, günah işlemek demektir.
Verdiği sözü tutmayan Müslümanlığının en önemli vasıflarından birini kaybetmiş, sözünü tutmayan münafık ve müşriklerin vasfını almış olur.
Allah Kur'anı Kerimde Tebük savaşına katılmayan daha sonra da yeminler ederek, yalandan mazeret uyduran münafıklardan bahseder.
''Sizden olduklarına yemin ediyorlar. Oysa onlar sizden değiller, fakat onlar korkak bir topluluktur'' (Tevbe; 56-57)
''Sizi memnun etmek için Allah'a yemin ederler. Halbuki inanmış olsalardı. Allah'ı ve Resulünü hoşnut etmeleri daha uygundu. Bilmediler mi ki, kim Allah'a ve elçisine karşı koymaya kalkarsa onun için sürekli duracağı cehennem ateşidir.''
''Münafıklar sana geldiği zaman senin Allah'ın elçisi olduğuna yemin ederiz.'' Bunu Allah bilir ve onların yalancı olduklarına da Allah şahitlik eder. Yeminlerini kalkan yapıp Allah yoluna engel olurlar. Onların yaptıkları ne kötüdür.'' (Münafikun; 103)
Yalan yere yemin edenlerin durumu:
''Kur'anı Kerimde işlenen içki, kumar, zina gibi günahların hiç biri için bu derece tehdit verilmemiştir. Allah onların yüzüne bile bakmayacak. Yani, işi bitmiş onların. Artık onlar acı bir ızdırabın içine atılırlar. Allah'a verdikleri sözü ve yemini az bir paraya satanlar var ya, işte onlarin ahrette bir payi yoktur, Allah kiyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onlari yüceltmeyecektir. Onlar için aci bir azap vardir.'' (Ali İmran; 94 / 77)
Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
''Münafığın alameti üçtür.'' Söz verince durmaz, emanete hıyanet eder, konuşunca yalan söyler.
Menfaat karşiligi yalan söyleyenler yalan yere şahitlik edenler için de; onlar az bir pahaya sözlerini satarlar. Ne kadar çok kazanç elde etse de ahiret nimetleri yanında dünyanın bir değeri olmaz. Efendimiz (s.a.v) böyleleri hakkında şöyle buyurdu; ''Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz, onlari temizlemez, Onlar için acı bir azap vardır.'' Efendimiz (s.a.v) üç defa böyle buyurdu.
Muaz; ''Kim bu ziyana uğrayanlar ya Resulallah? Diye sordu. ''Müsbil, elbisesini yerde sürüyerek, çalım atarak yürüyen, yalan yere yeminle ticaret yapan, verdiklerini başa kakan kimselerdir''
''Kim bir malı ele geçirmek için yalan yere yemin etse Allah'a kavuştugu zaman Allah kendisine kırgın olur''.
''Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onlar; çölde yanında bulunan fazla suyu yanındaki yolcuya vermeyen, ikindiden sonra malını satmak için yalan yere yemin eden, dünya için devlet başkanına biat edip de mal verilmeyince sözünden döner''.
****
Yalancı Şahitlik:
Dinimizin yasakladığı büyük günahlardan biri de , yalancı şahitliktir. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kimsenin hatır ya da çıkar için hakimin huzurunda yalancı şahitlik yaparak, haklıyı haksız, haksızı haklı çıkarmaya çalışması, büyük bir vebaldir. Çünkü yalancı şahitlik, Allah'a şirk koşmadan sonra gelen büyük günahlardan birisidir.
Şahitlik, bildiği veya gördüğü bir olaya tanıklık etmek demektir. Yalan şahitliği yapan kimse, üç çeşit günah işlemiş olur:
Birincisi, yalan konuşuyor.
İkincisi, haksız olan kimseye yardım ediyor.
Üçüncüsü de, haklı olanı kötü duruma düşürüyor. Yalan şahitliği yapmak nasıl günah ise, bildiğini ve gördüğünü söylememek de aynı şekilde günahtır. Çünkü bu durumda haksız olanın bilinmesi, suçlunun cezalandırılması örtbas edilmiş olur.
Yalanın her çeşidi günahtır. Hele yalancı şahitliği, yalanın en çirkini ve en zararlısıdır. Herhangi bir çıkar için yahut hatır için yalan şahitliği yapmak büyük günahtır. Yalancı şahit, başkasının dünyasını yapacağım, gönlünü alacağım diye kendi ahiretini yıkmış olur. Sonra da yaptığı yalan şahitlikle hakkın kaybolmasına ve günahsız insanların eziyet görmelerine, mağdur olmalarına sebep olur.Evet, bir mü'minin işlemediği bir günah yüzünden eziyet görmesi, buna sebep olanı rahatsız etmeyecek mi? Bunu düşündükçe içi sızlamayacak mı? Kendisine böyle bir muamelenin yapılmasını nasıl istemiyorsa kendisi de başkasına böyle muamele yapmamalıdır.
Yüce Allah, Nisa süresinin 135. ayetinde mealen şöyle buyurur;
''Ey iman edenler, adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Hislerinize uyup, adaletten sapmayın. Şahitliği eğip büker doğru şahitlik etmez, yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız biliniz ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.''
