13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Abdurrahman bin Avf ...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Abdurrahman bin Avf, cennetle müjdelenen on sahabiden biridir.

Kişiliği:

Sa'd şunları söyledi: "Benim bir hayli malım vardır. Bunun yarısını sana veriyorum. Ayrıca iki eşim vardır. Bunlardan birini boşayacağım, iddeti zamanı bitince onu nikahlarsın.''

Bu büyük alicenaplık karşısında Abdurrahman b. Avf kardeşine şunları söylüyordu:

"Cenab-ı Allah malıno ve aileni sana mübarek eylesin. Senin bu davranışına karşı Allah mükafatını versin. Sen yalnız bana çarşının yolunu göster, benim için yeterlidir." Bu karşılıklı konuşmadan sonra çarşının yolunu kendisine gösterdiler. Doğruca çarşının yolunu tuttu ve önemli bir kazanç elde ederek, geri döndü.

Hz. Muhammed, (s.a.v) malının çokluğu ve bereketli olması maksadıyla ona dua etti. Bu duadan sonra çok büyük bir servet sahibi oldu. O oranda da cömert davrandı. Bir seferinde, yedi yüz deveyi yükleriyle birlikte dağıttı. (Mektubat) Amine ve onun yanında bulunan Osman ibn. As ile Abdurrahman'ın anneleri gördükleri bir nurdan sonra üçü birden; "Veladeti anında biz öyle bir nur gördük ki, o nur doğu ve batıyı bize aydınlattırdı." şeklinde şaşkınlıklarını dile getirdiler.

Katıldığı savaşlar:

Hz. Peygamber, Abdurrahman'ı sahabeden yedi yüz kişilik bir askeri kuvvetle 628'de şaban ayında Dümetülcendel'e göndermişti. Abdurrahman, Hıristiyanların hüküm sürdüğü bu bölgeye gelip onları, İslam'a davet etmiş, büyük bir kısmı bunu kabul etmediği halde bölgenin ileri gelen kabile reislerinden el-Asbag b. Amr el-Kelbi Hristiyanken İslam'a girmişti. Abdurrahman'da el-Asbag'in kızı Tumazar ile evlenmiş ve ondan oğlu Ebu Seleme dünyaya gelmişti.

Hz. Peygamberin vefatından sonra bir gün Medine'de bir heyecan ve kalabalık meydana gelmişti. Bunun sebebini soran Hz. Aişe'ye Abdurrahman'ın kervanının şehre yaklaştığı söylenince Hz. Aişe söyle demişti:

Hz. Muhammed şöyle demişti: "Abdurrahman sırattan geçerken düşer gibi oldu ama düşmedi." Hz. Aişe'nin bu sözlerini haber alan Abdurrahman, beşyüz deve olduğu söylenen bu kervanını sırtındaki yüklerle birlikte bağışlamıştı. Sahabenin en cömertlerinden biri olduğu bilinen Abdurrahman'ın birçok seferde ve özellikle Tebük seferinde Allah yolunda büyük yardımlarda bulunduğu bilinmektedir.

Yaptığı görevler:

Ebubekir ve Ömer'in en büyük yardımcılarından birisi Abdurrahman idi. Ebubekir döneminde müsteşarlık yaptı. Halife, vefatından sonra kimin halife seçilmesi gerektiği konusundaki görüş ve düşüncesini ilk ona açtı. Ömer'in halife seçilmesi taraftarı olan Ebubekir, bu düşüncesini vefatından önce hastalandığı sırada ilk olarak ona danıştı. Ömer döneminde de danışmanlık görevini devam ettirdi. Sahabeler arasında mümtaz bir yere sahip olan Abdurahman'a, halifeye arz edilmekten çekinilen meseleler aktarılır, o da Ömer'e iletirdi. Geceleri sık sık Medine sokaklarını gezerek asayışı kontrol eden Ömer, kendisine çok yakın gördüğü Abdurrahman ile beraber dolaşırdı. Hz. Osman, Hz. Ali ve kendisi halifeliğe aday idiler. Ancak, kendisi adaylıktan çekilerek halifeyi belirleme işini üstlendi. Üç gün üç gece boyunca yoğun bir çalışmaya girerek şura üyeleriyle tek tek görüştü. Bunların dışında; ordu kumandanları, halkın ileri gelenleri, kadın erkek Medine halkı ve dışardan gelenlerle teker teker görüştü. Adeta yoğun bir kamuoyu araştırması yaptı. Hz.Osman ve Hz. Ali yetkiyi tamamen kendisine verdiklerinden bu araştırmasının da sonucunda Osman'ı halife ilan etti.

Ebu Bekir'in ölümünden önce halifeliğe Ömer'in geçmesi hususunda Abdurrahman'ın görüşünü sormuş, O da şöyle demişti; "Ömer senin düşündüğünden daha iyidir. Fakat otoriterliği fazladır."

Ebu Bekir de şöyle karşılık vermişti; "Ömer'in sertliği benim yumuşaklığımdan kaynaklanıyor. İşleri üzerine alırsa bu sertliği kaybolur. Bir gün ben adamın birine çok kızmıştım. Ömer ise, çok yumuşak davranmıştı. Ben yumuşak davransam o çok sertleşiyor."

Yeni fethedilen Irak arazisinin gaziler arasında paylaşılması veya devlete bırakılması hususunda ortaya çıkan iki görüş vardı. Ömer sahabenin diğer ileri gelenleriyle birlikte bu toprakların paylaşımamasından yana iken Abdurrahman, Bilal-i Habeşi ile birlikte buna muhalif olup, fethedilen yerlerin paylaşılmasından yana idiler.

Ömer şehit edildiğinde yarım kalan namazın tamamlanması için Abdurrahman görevlendirilmişti. Nihayet Ömer'in tedavi edilmesinin zor olduğu ve ecelinin yaklaştığı anlaşılınca yeni seçilecek halifenin belirlenmesi için kurulan Şurada Abdurrahman'da yer almıştı. Şurada bulunanlardan Zübeyr bin Avvam, Talha bin Ubeydullah ve Sa'd bin Ebi Vakkas haklarından vazgeçince Şurada halife adayı olarak üç kişi kalmıştı. Ali, Osman ve Abdurrahman. Abdurrahman'da bu husustaki hakkından vazgeçip adaylar ikiye düşmüştü. Abdurrahman bu hususta sahabenin ileri gelenleriyle uzun görüşmeler yapmış ve Ali ve Osman'dan karara uyacaklarına dair kesin söz aldıktan sonra bu konudaki kanaat ve karan Osman'a biatın yararlı olacağı hususunda toplanınca, hilafete Osman getirilmişti.

Ölümü:

Abdurrahman bin Avf artık bir hayli yaşlanınca Osman devrinde çok sakin bir hayat yaşamış ve 652'de Medine'de öldü. Cenaze namazını Osman kıldırdı. Onu kabrine götürürken Ali şöyle demişti;"Ey Avf'ın oğlu! Güle güle ebedi hayata git. Sen bu geçici hayatın en güzel günlerini gördün. Bu göz alıcı hayat bulanmadan Ahirete göçüyorsun." Sa'd bin Ebi Vakkas'da onun cenazesini taşırken; "Ey koca dağ" diyerek, Abdurrahman'ın karakterindeki sağlamlığı ifade etmişti. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *