13 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Hacı Sabri Ülker Beyi, rahmetle anarken...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

''Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?...''

Necip Fazıl Kısakürek.

Evet; Ölüm güzelliktir, Hakka kavuşmaktır. Ölüm güzel olduğu için, Hacı Sabri Ülker de Hakka yürüdü.

Hazret-i Mevlana, Sevgililer Sevgilisi Hz.Muhammed'in (s.a.v) gittiği diyarı, o ebedler ülkesini öyle özlerdi ki, O'na kavuşmak için can atardı. Çünkü O'na göre ölüm; ''şeb-i arus'tur, '' sevgiliyle buluşma, sevgiliye kavuşmadır. Ruhun beden elbisesinden soyunması, rahata, huzura, özgürlüğe ermesidir.

''Aşıkla maşuk arasında ancak zar gibi incecik bir gömlek kaldı. Bunu da çıkarıp Hak vuslatına kavuşmamı istemez misiniz? Nurun nura kavuşması istenmez mi?''

Kişi, sevdiğine canını feda etmez mi? Hatta bir can değil, bin canı da olsa verme de tereddüt eder mi?

''Canı sen aldık'tan sonra ölüm şeker gibi tatlıdır. Seninle olduktan sonra, ölüm tatlı candan daha tatlıdır''.

Hazret-i Mevlana'nın gözünde;

''Mezar; cennet kapısının perdesidir. Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneşle Aya, batmakdan ne ziyan gelir!''

''Sana batma görünür, ama o aslında doğmaya hazırlıktır, yeniden doğmaktır. Mezar ise, hapishane gibi görünür, ama aslında canın hapisten kurtuluşudur''.

Evet; Sabri Ülker yaşıyor ve yaşıyacak. Geride bıraktığı hayır ve hasenat, onun senelerce hayırlarla anılmasına vesiledir.

1967 yılında Bağdat Ünivesitesin de öğreci iken, Azamiye de İmamı Azam Ebu Hanife Camisine ziyarete gelen Hacı Sabri Ülkerle tanıştım. Bizim, orada öğrenim görmemize çok sevindi. Kendisni, Bağdatta medfun Şeyh Abdülkadir Geylani, Şeyh Maruf El-Kerhi ve Musa Kazım Caferi hazretlerinin türbelerine götürdüm.

Çok memnun oldu. Bağdatta birkaç gün ziyaretleri tamamladık'tan sonra, kara yolu ile Hacca, ''Mekke'ye'' gitti.

Yolculuğun dan öncede Bağdattaki Türk öğrecilerine; Topkapıda Bisküvi fabrıkam var. Sizi beklerim, diyerek, o güler yüzü ile Mekke'ye gitti.

Bizler burada merhum Hacı Sabrinin dünyada ve ülkemiz de yaptığı güzellikleri hayır ve hasenatını yazmakla bitiremeyiz. Çünkü o, ömrü boyunca çalışan, ülkemizin insanına iş ve aş veren, ülkemizin kalkınması, rfahı için çalışan hayır sabibi, hayırlı bir insandı.

Bizde kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet dilerken, kederli ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliorum.

''İNNA LİLLAH ve İNNA İLEYH-İ RACİ'UN.''

''Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz'

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *