14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Ey badi saba uğrarsa yolun semt-i Haremeyn'e...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ey Yüce Türk Milleti, ey büyük ecdadım, ne kadar büyüksün..! Vallahi cihana sımazsın. Türk deyince bütün damarımdaki kan hareke geçiyor ve tüylerim ürperiyor. ki, sen ecdadım dünyaya hükmettin, kıta'ları yarıp geçtin. Vallahi şu satırlarımı yazarken bile tüylerim diken diken oluyor. Ne kadar şanslı bir milletiz, ne kadar asil bir soyuz...Bunu ben söylemiyorum, tarih bunu ispat ediyor.

Hazreti Peygambere (S.A.V) aşık olan bu asil millet,

Hac mevsiminde hacca, diğer zamanlarda da Umre'ye yolcu etti ise, Cihanşümul (S.A.V)' aşkından şöyle söyler;

''Biz gidemiyoruz, ama O Büyük Peygamber (S.A.V)'e bizdende selam götürün...''

Resulullaha öyle bir aşkla bağlanmışız ki;

''Ey badi saba uğrarsa yolun semt-i Haremeyn'e

Tazimimi arz eyle Resülüssekaleyn'e''

diyerek, yüreğindeki Peygambere olan aşkını böylece

ilan etmiş oluyor.

''Ey saba rüzgarı, ey sabah yeli eğer yolun Haremeyn bölgesine, mukaddes topraklara uğrarsa, tazimimi, en derin saygılarımı, muhabbetimi, aşkımı, kainatın Efendisi, ins'ü cinin peygamberi, ser tacım efendim Muhammed Mustafa aleyhisselama arz eyle.''

''Bir mübarek sefer olsa da gitsem

Kabe yollarında kumlara batsam

Hub cemalin bir kez düşte seyretsem

Ya Muhammed canım arzular seni''

Diyen Yunus'un, sesine ses katarak böylesine bir mübarek sefere çıkmak, Beytullah'a yüz sürmek, yeşil Kubbesini dünya gözü ile bir kere görmek…

kadar ulvi bir sevinç ve lezzet varmıdır. O yüce makamda, Müslüman Yüce Türk milletinin birlik ve beraberliği için, dirlik ve düzenliği için, huzur ve refahı için, istiklal ve istikbali için, kuvvet ve kudreti için dua ve niyazda bulunmak kadar sevinç ne olabilir...?

****

Sakın terk-i edepten!

Şair Nab-i, Osmanlı devletinde yetişen bir şairdir.

İsmi Yusüf ise de, Nabi diye meşhurdur.

Zamanın Sultanından izin alıp bir kere,

Çıktı bir kafileyle, hacca gitmek üzere.

Nabi'nin bulunduğu kafilede, o zaman,

Devlet ricalinden de, bulunurdu çok insan.

Resulullah'a olan sevgi ve aşkı ile,

O, Hicaz yollarında, uyumadı az bile.

Kafile yaklaşınca, Medine'ye nihayet,

Zirvesine çıkmıştı, ondaki bu muhabbet.

Her bir adım attıkça, o sevgi artıyordu.

Kalbi, Resulullah'ın aşkıyla yanıyordu.

O böyle yanıyorken, sevgi ve muhabbetle,

Gördü ki, uyur biri, ayakları kıblede.

Onu bu vaziyette görünce Yusüf Nabi,

Üzüldü, kederlendi, kırıldı ince kalbi.

Onu uyandıracak yüksek bir sesle hemen,

O anda, şu şiiri okudu düşünmeden:

''Sakın terk-i edepten, kuy-ü mahbub-u Hüdadır bu.

Nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa'dır bu.

Mür'aatı edep'le, gir Nabi bu dergaha.

Mutaf-ı kudsiyandır, busegah-ı enbiyadır bu.''

***

Evet; anlatmak istediğim dünyada müslüman millet bu millet...

TÜRK MİLLET'İ...!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *