Şûra'lar ve Gül'ler
İNSANLARIN; hele de yöneticilerin söyledikleri sözler aradan yıllar da geçse gelir önüne dikilir.
Çankaya'ya çıkan Abdullah Gül, Yüksek Askeri Şûra kararlarını eleştirirken ağır ifadelerle topa tutmuş, YAŞ kararlarına ''şerh'' koymuştu.
AKP'nin gönderdiği hiçbir yasayı veto etmeyen Gül'ün önüne bir hafta sonra gelecek, aynı kararlara ne tavır takınacağı merak ediliyor.
Türk ordusunun başkomutanı Abdullah Gül, bakın dün ne demiş şimdi ne yapıyor:
DÜN DÜNDÜR BUGÜNSE BUGÜN..
1992 ve 1995 yılında yaptığı konuşmalarda Avrupa Birliği ile laikliğe eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şimdi AB'den övgüyle sözederken laiklik ilkesine de vurgu yapmayı âdet haline getirdi.
Abdullah Gül, farklı tarihlerde yaptığı konuşmalarda, Atatürk ilkelerine karşı çıkarken, bugün tamamen teslim olduğu AB'nin Hıristiyan kulübü olduğunu söylüyordu. Gül'ün Dışişleri Bakanlığı boyunca sık sık ziyaret ettiği İsrail ile ilgili sözlerinde de ilginç değişiklikler var:
"İLKEL'' DEDİĞİ MADDELERE DİKKAT!..
TARİH 8 Haziran 1995:Gül, Meclis kürsüsünden haykırıyor:
''Hepinize soruyorum; hangi demokratik ülkenin, hangi Avrupa ülkesinin anayasasının başlangıcında bu tip ilkel -evet, söylüyorum- maddeler vardır; soruyorum. Bu, ancak, Baas anlayışıdır...''
İşte ilkel dediği maddeler:
MADDE 1. - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.
MADDE 3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
1940'LAR HORLATILDI..
ABDULLAH Gül, 28 Şubat süreci ertesinde, temel eğitimi 5 yıldan 8 yıla çıkaran ANASOL-D iktidarını da eleştirenlerdendi. 31 Mart 1998 tarihli konuşmasında, şunları söylüyordu: "Bütün bunlar imam hatip okullarını kurutmak adına yapılmıştır. (...) Evet, bütün bunların faturasını sizler ödeyeceksiniz Anavatan Partililer. (...) 1940'lı yıllara rahmet okuttunuz. Din eğitimine, Kur'an öğretimine vurduğunuz bu darbeyle, elli sene sonra, 1940'lar Türkiye'si yeniden hortlatılmıştır."
AB FİKRİ NASIL DEĞİŞTİ?
GÜL, dinin gündelik yaşamdaki yeri ve ağırlığı konusunda 8 yıl önce de bugünkünden farklı düşünmüyordu. Gazeteci Sedat Ergin'e, birikimlerini faize yatırmadığını söyleyen Gül, "Türkiye'de din özgürlüğü söz konusu olduğunda bazı sorunların var olduğunu görüyoruz. Ben, din-devlet ilişkilerinin tartışılması gerektiğine inanıyorum" diyordu.
Gül, 13 yıl önce, SP'nin Kızılcahamam Kampında, şunları söylüyordu: "Avrupa Parlamentosu'nda (AP), Türkiye'de bölücülüğün, otonom idarelerin nasıl istendiğini, Ermeni davalarının savunulduğunu göreceksiniz. Fakat Türkiye'de, bu milletin Müslüman'ca yaşaması söz konusu olduğunda, köktendincilik denilecek; Avrupa, budur."
TBMM'de yaptığı konuşmada da Abdullah Gül, şöyle diyordu: "Aslında Gümrük Birliği'ne, Türkiye'nin gayretleriyle girilmedi. Türkiye'nin AB'ye giremeyeceği kesindir; bunu Avrupalılar söylemektedir. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Bunu Avrupa'da herkes söylüyor, herkes biliyor."
Dışişleri Bakanlığı döneminde defalarca İsrail'i ziyaret eden Abdullah Gül, eskiden çok farklı düşünüyordu. 11 Nisan 1996 tarihli konuşması, tutanakta şöyle yer aldı: "İsrail, işgalci ve yayılmacı bir devlettir. İsrail, bugünkü konumuna gelmek için, yakın geçmişinde, terör dahil her türlü aracı kullanmış bir ülkedir." Aynı Gül, şimdi İsrail'e övgüler yağdırıyor.
ŞİMDİ NE OLACAK?
MECLİS'te 31 Mart 1998'de bir konuşma yapan Gül, "Türkiye'de, karar mekanizmasının başında MGK gösterilmektedir. Türkiye'nin tek sorumlusu MGK olmuş gibi bir durum yaratılmıştır" diyordu.
Milletvekilli sırasında eleştiriyor, başbakanken de Yüksek Askeri Şûra kararlarına şerh koyuyordu.
O Gül, şimdi Yüksek Askeri Şûra kararlarını onaylayacak.
Nereden nereye değil mi?
Ve de düşündürücü...
