Bahçeli Farkı...
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ''ilkeli siyaset'' anlayışı çerçevesinde yaptığı bütün uyarılara rağmen bildiğini okumaya devam ediyor, hem kendi hem de devlet arabasını duvarlara toslamayı sürdürüyor.
Meclis'in açılışından Cumhurbaşkanı seçimine ve de Anayasa Mahkemesi'nde açılan dava sonrası Bahçeli'nin tavsiyelerinin ne kadar yerinde olduğu; Türkiye'nin geldiği duruma bakınca hak vermemek elde değil...
Nitekim Bahçeli, son Trakya gezisinde de AKP'ye tarihi uyarılarını sıralayıp, ''Bizi kimse kapatamıyor, bizim iç ve dış odaklı desteklerimiz var, buna cesaret edemiyorlar, millet iradesi bizimle beraber' düşüncesiyle dikbaşlı hareketlerden kaçınmaları gerektiğini vurgulayıp ''Böyle bir gelişmeyi fırsat bilerek kendilerine çekidüzen vermelerini'' istedi. Tabii anlayana...
Bahçeli, mensubu olduğu hareketle kendi hayatını özdeşleştirmiş; geçmişi iyi okuyan, hâli anlamlandıran, geleceğe ışık tutan çalışmalarla meşguldür.
LİDER ODUR Kİ...
ZATEN ''Lider odur ki geleceği göre... Göz odur ki, dağın arkasını göre; akıl odur ki, başa geleceği bile. ''
Ama bizim Başbakanımız, Bahçeli'nin yol göstermesine rağmen geleceği değil önünü bile göremiyor, gömlek değiştirmeye devam ediyor. Faturasını da Türk Milleti ödüyor.
Meclis'te 70 milletvekili var ama, ana muhalefetten daha etkili siyaset yapan MHP ve onun Lideri Bahçeli'nin uyarılarına Başbakan Erdoğan uysaydı ''Türkiye bugünkü gibi olmazdı'' demekten de geçemiyorum.
Ziya Paşa'nın dediği gibi ''Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...''
Ve de o tokadı halkın yakında vuracağını belirtelim.
HANGİ YOLA DEVAM?
BAŞBAKAN Erdoğan, yıllardır tekrarladığı ''Durmak yok yola devam'' sözününü, Anayasa Mahkemesi'nin bilinen kararından sonra daha sık telaffuz etmeye başladı.
Ama bu yolun nasıl bir yol olduğunu da Yüksek Mahkeme'nin kararlarında görüyoruz.
Hangi yolun yolcusu oldukları belli ancak bazı mevzuları açmakta fayda var:
En göremediğimiz gerçekler, genellikle gözümüzün önünde olanlardır. Ancak o olanlar çabuk unutulur:
Her fikre saygıları milli irade pankartları asıp, iradesini temsil ettiğini söylediği çiftçiyi, işçiyi azarlayacak kadardır.
Karşıt fikir tahammülsüzlüğünde bir son noktayı işaret edercesine karikatürlere dava açacak, mizahı hapsetmeye çalışacak kadardır.
Sözde ''istikrar yalanları'' ile satmadık kuruluş bırakmayan iktidarın ve Erdoğan'ın ''Durmak yola devam'' sözünün anlamı şu olabilir: Ülkede ne var, ne yoksa satışına babalar gibi devam ederiz. Anayasa Mahkemesi'nin kararı da bunun yolunu açtı .
BU YOL YOL DEĞİL...
AKP hükümetlerinin iş başında olduğu 2003 yılı başından bu yana Türkiye'nin verdiği toplam cari işlemler açığı 135 milyar 270 milyon dolara ulaştı. Buna göre son altı yıllık dönemde verilen cari açık, önceki 80 yıllık Cumhuriyet dönemindekinin yüzde 316.4'üne ulaştı. Yabancının kârları katlandı. Türk insanı borçla yaşar oldu, çiftçi ve dar gelirli silindi.
Bunun için mi yola devam...
2002 başından bu yana resmi işsiz sayısı 438 bin, umudunu yitirerek iş aramayanlar da dahil geniş tanımlı işsiz sayısı ise 1 milyon 119 bin arttı. Sokaktaki gerçek işsiz sayısı ise bunun 3 katı.
Bunun için mi yola devam...
AKP hükümeti, işbaşına gelmesinden bu yana dış ve iç politikada izlediği tutumla daha doğrusu politikasızlık ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğundan bu yana var olan bütün kırmızı çizgilerini sildi. Kuzey Irak'ta Kürt devleti son aşamaya geldi. Kerkük'ü peşmergeler sahiplendi. Türkmenler ateş çemberinde.
Bunun için mi yola devam...
TÜRK MİLLETİ'NİN ÖĞRENMEK İSTEDİĞİ
PARSEL parsel satılan vatan toprağı, Lozan'ı delme girişimleri, Cumhuriyeti parçalama çabaları aldı başını gidiyor.
Sevr Antlaşması bir kez daha başka isimler adı altında masaya konuldu.
Halkın değil, sadece Batılılar'ın ve dış güçlerin isteği doğrultusunda yasalar çıkarılıyor.
AB hayali ile Kıbrıs peşkeş çekildi. AKP kapatmadan kurtulmasının ardından bütün enerjisini AB'nin istediği kanunları çıkarmaya vereceğini açıkladı.
Bunun için mi yola devam.
Atatürk düşmanı bir mollayı türlü bahanelerle İstanbul'a davet edip, Sultanahmet Camii'nde ve Sultanahmet Meydanı'nda şeriat gösterisi yapmasına zemin hazırladığınız için mi yola devam
Ve de son olarak ABD'nin isteklerini kabul edip ABD gemilerinin Karadeniz'e çıkmasına izin verdiğiniz, Montrö'yü delme yolları aranmasına göz yumduğunuz için mi yola devam.
Gidilen yol; milletin menfaatinin olduğu bir yol olmadığına; Anayasa Mahkemesi'nin kapatma davasında 10 üyenin, AKP'nin, laiklik karşıtı fiilerin odağı olduğuna karar verdiğine göre 'yola devam' diyen Erdoğan'a sormak gerekiyor:Hangi yola devam?
Erdoğan sık sık ''Durmak yok yola devam'' diyor ama Türk Milleti'nin güzel bir özdeyişi vardır: Harç bitti yapı paydos.
Türk insanı ''mahkemenin uyardığı laiklik karşıtı fiilerin odağı olma yoluna mı'' yoksa bu karar doğrultusunda bir yola mı devam edeceklerini merak ediyor. Hangisi acaba?
