Ebu Bekir Razi...
Ebu Bekir Razi olarak bilinen Ebu Bekir Muhammed Bin. Zekeriya, 864 yılında İran'da Rey kentinde dünyaya gelmiştir.
Gençlik yıllarında; müzik, matematik, astronomi, kimya, felsefe ve tıp bilimleri ile ilgilenmiştir. Hekimliğe karşı duyduğu ilgi sonucu tıp eğitimine yönelmiştir.
Hekimliği sırasında halk arasında ünü ve çalışkanlığı ile ön plana geçen Ebu Bekir Razi, Rey kenti hastanesi başhekimliği görevini üstlenmiştir.
Bu dönem içerisinde gerek hekimlik pratiği, gerekse tıp eğitimi üzerine çalışmaları sonucu dönemin en ünlü hastanelerinden olan Bağdat Hastanesi'ne başhekim olarak atandı ve yaşamının büyük bir bölümünü bu kentte geçirdi.
Hayatının sonuna doğru Rey kendine geri dönen Razi, 930 yılında bu şehirde hayata gözlerini yumdu.
Çalışmalarının büyük bir kısmı tıp üzerine olan Ebu Bekir Razi'nin en ünlü eseri "El Hevi ''Liber Continens'dir.''
Bu eser, hastalıkların teşhis ve tedavisi üzerine yazılmış döneminin en geniş medikal ansiklopedisidir.
El Razi'nin en önemli çalışması ise; çiçek ve suçiçeği hastalıkları üzerine yazdığı incelemesidir. "Liber de Pestilentia" adlı eserinde her iki hastalığı da detaylı şekilde tanımlamış ve bu iki hastalığın ayırıcı tanısını yapmıştır.
El-Razi Hakkında Bilinmesi Gerekenler:
İslam düşünce tarihinde hekim-filozof tipinin olduğu kadar tabiatçı natüralist felsefenin de en başarılı temsilcisi olan Ebu Bekr Muhammed b. Zekeriyya er-Razi, 865 yılında Tahran yakınlarında bulunan Rey şehrinde doğdu.
Batılılar onu; Rhazes diye anarlar.
Gençlik yıllarında edebiyat ve musiki ile ilgilendiği, geçimini kuyumculuk yaparak sağladığı bilinmektedir. Kuyumculuk onun kimyaya ilgi duymasına, yaptığı deneyler gözlerinin rahatsızlanmasına, bu rahatsızlık ise onun tıbba yöneltmesine yol açmıştır.
Tıp ilmine yaptığı önemli katkılar ona;
''Arapların Galeni'' unvanını kazandırmıştır.
Onun tıp tarihine yaptığı önemli katkılardan biri ilk defa kimyayı tıbbın hizmetinde kullanmış olmasıdır. Deneylerini maymunlar üzerinde gerçekleştiren Razi, hastaların denek olarak kullanılmasına şiddetle karşı çıkmıştır.
Tıp ve felsefe başta olmak üzere çağının bütün ilimlerine dair eserler veren Razi'nin özellikle kimya ve tıp alanındaki birçok eseri Latinceye çevrilmiştir. Kaleme aldığı 200'den fazla eserden günümüze ulaşabilmiş olanlardan bazılarını şunlardır;
Ruh Sağlığı ''et-Tıbbü'r-ruyhani'', Filozofça Yaşama ''es-Siretü'l-felsefiyye'', İkbal ve Devlete Kavuşmanın Belirtileri; ''Makale fi emarati'ikbal ve'd-devle'', Hekimlik Ahlakı; ''Ahlaku'ttabib'',
el-Cami'u'l-kebir.
Razi'nin varlık anlayışı:
''Bir, değişmeyen, ezeli'' olan ile ''çok, değişen ve sonradan'' olan varlık arasındaki ilişki sorunu Razi, beş ezeli ilke ''el-kudemau'l-hamse'' adını verdiği bir sistemle açıklamaya çalışır.
Sistemin temel unsurları Yaratıcı ''el-bari'', nefis ''külli nefis'', heyula ''şekilsiz ilk madde'', hala ''boşluk, mutlak mekan'' ve dehr ''mutlak zaman'' olarak belirlenmiştir.
Bunların her biri ezeli olmakla birlikte aralarında derece ve mahiyet farkı gözeten filozofa göre yaratıcı ile nefis aktif, heyula pasif, hala ve dehr ise, ne aktif ne de pasiftir.
Razi'ye göre yaratıcı ilke olan Tanrı hiçbir zorunluluk olmaksızın alemi yaratmışsa da yaratma anının belirlenmesi bir başka ezeli ilkenin bulunmasını gerektirmiştir ki, bu ezeli ilke külli nefistir.
Tanrı gibi aktif bir ilke olmakla birlikte yalnızca tecrübe edebildiği şeyleri bilebilecek olan külli nefis, alemi meydana getirmek üzere üçüncü ezeli ilke olan heyulayı harekete geçirme arzu ve iştiyakındaydı.
Ne var ki onun, kurmak istediği ilişkide başarılı olamaması kaosa yol açmış; nefsin bu durumuna acıyan Tanrı'nın ona yardım etmesiyle heyula şekle bürünmüş ve alem var olmuştur.
Razi'ye göre alemin yaratılması için iki aktif ilkenin yanında bir de pasif ilkenin bulunması kaçınılmazdır; çünkü yaratmanın yoktan ve hiçten olduğu düşünülemez.
Razi'nin ahlak anlayışı:
Bir dine ve peygamberlik kurumuna inanmayan Razi'nin ahlakı dinden bağımsız ve tümüyle bir felsefe sorunu olarak ele alması doğaldır.
Nitekim Razi'ye göre Allah'ın verdiği akıl gücü ve adalet duygusu sayesinde insan, peygamberin ya da herhangi bir ruhaninin önderliğine gerek kalmadan iyiyi kötüyü, yararlıyı zararlıyı, güzeli çirkini, doğruyu yanlışı, haklıyı haksızı birbirinden ayırt edebilir.
Yaratıcı tarafından insana bahşedilen en büyük, en değerli ve en yararlı nimetin akıl olduğunu belirten Razi, ahlak anlayışında akıl gücünün işlev ve konumuna verdiği önemi işin başında ortaya koyar. İnsanı hayvanlardan üstün kılan akıl gücüdür.
Bütün davranışların altında ve öncesinde yer alan tasarı ve tasavvurların da akıl gücünün ürünü olduğuna dikkat çeken Razi, davranışlarımızın aklın gereklerine uygun olduğu ölçüde doğru ve yararlı olur yahut ahlaki sayılır.
www.felsefe.gen.tr el razi kimdir.
------------------
