Hainler Sadece Dağlarda mı?

Hainlik pusuya yatmıştı. 17 vatan evladı, vatan için attı kendini hain terörün attığı mermilerin üzerine...

Onların elinden bu vatan için şehit düşmekten başka birşey gelmedi. Onların alınları açık, başları dik... Bu vatan uğruna çatıştı ve şehit düştü Aktütün kahramanları...

Ama yetkili ve etkililerimiz yine çıkıp ''PKK'nın son çırpınışları'' masalını okuyup ardından, ''Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak'' türküsünü hep birlikte söylediler, söylüyorlar.

23 PKK'lı öldürüldü...

2 bin 23 olsa ne yazar... Hepsi Mehmetçiğimin bir saç teli etmez.

Ve açıklama yapılıyor: ''Para olmadığı için karakolun yeri değiştirilemedi.'' Makam aracı, siyasilere yat, uçak, helikopter alabilen devlet Aktütün'le birlikte 5 kritik sınır karakolunun daha güvenli noktalarda yeniden inşasını coğrafi koşulların yanı sıra maddi imkansızlıklar yüzünden zamana yaymış.

Mehmetçiklerimizin daha kanı kurumamıştı ki 5 şehit haberi de Diyarbakır'dan geldi...

30 yıla yakındır siyasilerden hâlâ milletin gazını almak için uydurulmuş aynı yalanları dinlerim:

- Akıttıkları kanda boğulacaklar...

- Cudi, Gabar, Kandil onlara mezar olacak...

- Terörle mücadele kararlılıkla sürecek...

- Teslim olmaktan başka çareleri yok...

- Bunlar teröristlerin son çırpınışları...vs.vs...

Çeşitli kaynaklara göre Aktütün'deki hain saldırının planları, 26 Eylül'de Kandil Dağı'nda toplanan PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıda yapıldı.

Aralarında Murat Karayılan, Cemil Bayık, Suriyeli Feyman Hüseyin, Duran Kalkan'ın da bulunduğu 30 kadar PKK canisi, sonbaharda yapılacak eylemleri kararlaştırdı.

Toplantıda terör örgütünün İran'da faaliyet gösteren kolu olan PJAK'a da geçici olarak İran topraklarına çekilip, sınırdan Türkiye'deki jandarma karakolları ve askeri hedeflere saldırması talimatı verildi.

İRAN-Irak-Türkiye üçgeninde ve çok riskli bir bölgede bulunan Aktütün Karakolu'na ilk büyük saldırı 12 Eylül 1992'de gerçekleşmişti. 22 askerimizin şehit edildiği Aktütün Karakolu baskınını Irak'ın kuzeyinden gelen PKK 400 kişilik grupla gerçekleştirmişti.

Bundan 16 yıl sonra Mayıs 2008'de ise yine Irak'ın kuzeyinden, Leylek ve Çerçele Dağı üzerinden gelen teröristler aynı karakola bu kez 200 kişilik grupla saldırdı.

Saldırıda 6 askerimiz şehit olurken, 19 terörist öldürüldü.

Aynı karakola gerçekleştirilen son hain saldırıda ise 15 şehit verdik. İki uzman çavuştan halen haber alınamazken, altısı ağır olmak üzere 20 yaralı askerimiz bulunuyor.

Aktütün Karakolu'na 5 Haziran 2007'de yapılan saldırıda ölen veya yaralanan olmazken, 22 Temmuz 2007'deki saldırıda ise 1 şehit verdik.

TABİİ 17 askerimizin ve polislerimizin şehit olduğu saldırıdan sonra da "şehit ailelerine sabır ve başsağlığı, şehitlerimize Allah'tan rahmet" dilemekten başka bir işe yaramayan siyasilere yine şov yapmak düştü.

PKK'nın Meclis'teki uzantıları ise bayram etti...

Yine birileri "Sayın Öcalan'' diyor, dağdakine selam yolluyor, operasyonlara karşı canlı kalkan olacaklarını açıklıyor.

Hatta daha da ileriye gidip, Meclis'te eylem başlatacağını söyleyebiliyor.

Ama benim Türkiyemin yöneticileri ''Ne iyi ediyorsunuz'' deyip'' şehirdekine 10 bin, dağdaki PKK'nın hamilerine 4 bin YTL maaş ödemeyi sürdürüyor...

Bu paralar da benim askerime mermi olarak geri döndü, dönmeye de devam ediyor...

ŞİMDİ dönelim ve neden buraya gelindi bir bakalım:

Türkiye'de bayrak yakanlar serbest bırakılırken, teröristleri koruyanlara maaş ödenirken, bayrağı koruyanların nerelerde olduğunu ve başlarına neler geldiğini görüyoruz.

Bölücü terör ne zaman bitecek bilen var mı?

2002'de dibe vuran terör neden azdı?

Ne oldu da dağdan şehirlere indi?

Neden sürekli can veriyoruz?

Siyasi iktidarın bölücü terörle topyekûn mücadele için hazırlanmış bir planı var mı?

Cevabınız ''Hayır'' ise, bu terör bitmez.

Uyan Türkiyem ve de ''Halkların kardeşliği'', ''Demokratik çözüm'' sloganları atanları iyi tanı.

Hainler sadece dağlarda değil, belki de yanıbaşında...