N'olursa olsun gönül Kabesini yıkmayalım...
Hz. Ömer'in oğlu Abdullah anlatıyor;
Allah Rasulünü Kabe'yi tavaf ederken gördüm.
Şunları söylüyordu;
''Ey Kabe! Sen ne güzelsin. Kokun ne hoştur.
Sen ne yücesin. Sen ne kadar da saygıya layıksın. Muhammed'in hayatı elinde olan Allah'a yemin ederim ki; Allah katında mü'minin itibarı senin itibarından daha büyüktür.
Onun malına, canına itibar etmek gerektiği gibi, onun hakkında sadece iyilik düşünmeniz gerekir.'' (İbn mace)
Kabe Hz. İbrahim ve oğlu İsmail peygamberler tarafından insanların ibadet mahalli olarak bina edilmiştir.
Yer yüzündeki ilk mesciddir.
''İnsanlar için ilk kurulan ibadet evi, Mekke'de alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kabe'dir'' (Al-i İmran;96)
İnsanoğlu, Allah'a ibadet gayesiyle yaradılmış,
Kabe ise, bu ibadetin en canlı ve kapsamlı yapıldığı yer olarak bina edilmiştir.
Kabe, insan yapısı, insan ise, Allah yapısıdır.
İnsan gönlü nazargahı ilahidir.
''Biz ona şah damarından daha yakınız''
(el-Kaf, 16)
''Yunus ne güzel söylemiş:
Gönül Çalapın tahtı
Çalap gönüle bahtı
İki cihan Bedbahtı
Kim gönül yıkar ise''
Bir kez gönül yıkdın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.
Ben gelmedim davi için, benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim.
Kabeye; ''Beytullah denmesi mecazidir.
Zira Allah makamdan münezzehtir.
Kabeye ve Kabenin şubesi olan diğer mescidlere, buralarda sırf Allah'a kulluk edilmesinden ve adının çokca anılmasından dolayı Beytullah denmiştir.
İlahi nefhayı taşıyan gönüllerdir.
Gönüllerin gıdası Allahı zikretmektir.
İbadetler ve ibadet mahalleri Mevla'yı hatırlamanın, aşk-ı ilahi'yi canlı tutmanın vasıtalarındandır.
Bu cihetle Kabe de bir vasıtadır.
Yunus'u ne söylüyor:
''Dervişlik baştadır taçda değildir
Hararet nardadır saçta değildir
Ararsan mevlayı kalbinde ara
Kudüs'te, Mekke'de, Hac'da değildir.''
''Hacılar Kabe'den bahsettiler, fakat Kabe'nin sahibinden bahsetmediler.'' diyen Mevlana, ne kadar haklıdır.
Hz. Ömer, Hacerüi-Esvi öpüyor ve şöyle söyliyor: ''Çok iyi biliyorum ki, sen, zararı ve faydası olmayan bir taşsın, şayet Rasulüllah'ın seni öptüğünü görmeseydim, seni asla öpmezdim.''
(Tecri'd)
Kabe etrafında dönmek, pervane olmak külli dönüşe, külli cazibeye katılmak, külli aşkın potasında erimek demektir.
İhrama girmek, mutlak barışa girmenin ifadesidir. Çünkü ihramlı iken canlıyı incitmek şöyle dursun bitki bile koparılmaz.
Bütün günahların ortak paydası; ''incitmek ve zarar vermektir.''
Allah'ın mecazi evi olan Kabeye gidenler O'nun hakiki evi olan gönül evini kırmamaya azami gayret göstermelidirler.
Gönül Kabesinin ne denli önemli olduğunu Mevlana'dan dinleyelim;
''Eğer senin gönlün varsa, gönül kabesini tavaf et. Topraktan yapılmış sandığın kabenin manası gönüldür.
Cenab-ı Hak görünen ve bilinen suret kabesini tavaf etmeyi, kirliliklerden temizlenmiş gönül kabesi elde edesin diye sana farz kılmıştır.
Şunu iyi bil ki; Sen Allah evi olan bir gönlü incitip kırarsan, yaya olarak bin defa kabeye gitsen de Allah bu ziyaretini kabul etmez.
Sen varını yoğunu, malını mülkünü ver de, bir gönül al, al da, o gönül mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin, nur versin!
Allah'ın huzuruna altın dolu binlerce kese götürsen, Cenab-ı Hak; ''Bize bir şey getirmek istiyorsan, kazanılmış bir gönül getir'' diye buyurur.
Çünkü altın ve gümüş bizim için hiç bir şey değildir! Eğer bizi, bizim rızamızı istiyorsan, bizim istediğimiz gönülden ibarettir.
Senin değer vermediğin, bir saman çöpü saydığın yıkık gönül, arştan da üstündür, Küfi'den de, Levh'den de, kalemden de…!
Harap gönül Hakkın nazargahıdır.
Kırılmış, ikiyüz parça olmuş zavallı bir gönül yapmak, tamir etmek Cenab-ı Hak nazarında hacdan da, umreden de değerlidir.
Hakkın defineleri harap gönüldedir.
Harabelerde pek çok defineler gömülüdür. Kazandığın gönüllerin yardımı seninle beraber olursa kalbinden hikmet kaynaktan fışkırır, akar. İki dünya da bir gönül için yaratılmıştır.
(Divan-ı Kebir. 3/430)
Mekke'deki Kabeyi ziyaretten önce çevrendeki gönül Kabelerini hoşnut et ve bir ahhh alma.
Dünyada haksız yere aldığın veya alacağın ahın altında ezilir kalırsın ve hem dünyanı hemde ahiretini virane edersin...
Çünkü mazlumun ahı Arş-ı A'la'yı bile titretir.
