İslam'da Ezanın Yeri...
Ezan, lugatta; ''i'lam'' yani; ''bildirmek'' demektir. Istılahta ise; farz namazlar için muayyen vakitlerde malum lafızlarla okunan mübarek sözlere; ''ezan'' denir.
Ezan okuyan kişiye de; ''müezzin'' adı verilir.
Ezan; hicretin birinci yılında meşru kılınmış olup, meşruiyyeti Kur'an ile sabittir.
Kur'an-ı Kerim'de;
''Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı ezan okunduğu zaman...'' (Cuma; 9) buyurulmaktadır.
Hz. Ömer, Ezan rüyasını görünce haber vermek için Peygamber'e geldi.
Fakat bu hususta vahyi gelmişti.
Onu Bilal'in Ezanından başka şaşırtan şey olmadı. Peygamber (sav); ''Bu hususta vahiy seni geçti'' buyurdu .
Ezan mutlaka Arapça okunmalıdır.
Ezan, müslümanların birlik ve beraberlik sembolüdür. Eğer ezan ayrı dillerde okunursa birlik sağlanamaz. Ezanı Müslümanların sevip saydığı güvenilir, İslam ahlakı ile ahlaklanmış olanların okuması gerekir.
Ezan okuyan kişinin sesi gür ve güzel olmalıdır. Güzel okunan ezan insanları cezp eder.
Kalplerini yumuşatır.İslama ısındırır.
Nitekim birçok hiristiyan, Yahudi ve benzeri dinlere mahsus birçok kişi ezandan etkilenerek, Müslüman olmuşlardır.
Merhum M.Akifimizde;
''Bu EZAN'lar Ki, Şaadetleri DİN'in Temeli
Ebedi Yurdumun Üstünde Benim İnlemeli''
şiiriyle ezanı anlatmağa çalışmıştır.
Ezanla insanlar; bir taraftan namaza çağrılırken,
diğer taraftan Allah'ın varlığı ve birliği ile
Hz. Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğunu beyanla günde beş vakit tekrarlanır.
Ezan; mana ve muhteva olarak namaza, yani İslam'a çağrıdır.
Asırlardır Müslüman Türk'ün hilafet merkezi olan İstanbul'un şehir kültüründe her vakit ezanı, farklı makamlarda okunagelmiştir.
Yüzyıllardır İstanbul'a gelen seyyahlar; ''minarelerinden yükselen ezan sesinin şehrin iklimine kattığı esrarlı havayı dile getirmişlerdir.''
İstanbul'da teşekkül edip uygulanan bu gelenek diğer İslam şehirlerini de etkilemiş ve;
''Bursa, Konya, Kahire, Şam, Halep gibi şehirlerde de kendine özgü ezan okuma makamları ortaya çıkmıştır.
Merhum Necip Fazıl Kısakürek;
''Ölürken aynı ahenk, sala sesinden sızan,
Kulağıma doğduğum günde okunan ezan.''
diyerek, ezanın azametini dile getirmiştir.
***
Ezandan rahatsız olanlar var:
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olup, Lefke'de avukatlık yapan Feza Güzeloğlu, adındaki bir kadın, facebook ve twitter'daki provokatif mesajlarıyla, ezan karşıtlığı sergiliyor.
Güzeloğlu'na destek verenleri de var.
''Ezanlar Sussun'' bildirisinde;
''Ülkemizin her yerinde sürekli duyduğumuz, sinir bozucu hale gelen Arap bağırtıları ezan kesinlikle kutsal değildir!
Ey Kıbrıs Türkü! Gelin birlik olalım ve susturalım artık şu Arapça bağırtıları inanmış insanlar, kendilerini kandıranlara tepkilerini göstersinler.''
diyerek, ezan-ı Muhammediyi aşağılıyor, susturmak istiyor.
Bu haddini bilmez kadına bir sözüm var;
''Ebu Cehil de senin kadar Hz.Muhammed (S.A.V)'e, ezana islama ve müslümanlara düşmandı ama o'nun evi bugün Mekkede hacıların helası oldu...''
Kıbrıs topraklarda, mübarek Türk askerinin kanları var.
Bugün sen orada bir nefes alıyorsan unutma ki, bunu şehitlerimize borçlusunuz...
Yapacağın tekşey, bu yüce milletten ve müslümanlardan özür dilemektir.
