Kur'anda Cennet ve Cehennem...
Sur'un üflenmesi, bütün ölülerin dirilip kabirlerinden kalkması, amel defterlerinin kendilerine verilmesi ve mahşer meydanında toplanıp sual ve hesaba çekilmesi ile mizan, şefaat, sırat, kevser, cennet ve cehennem gibi ahiret hayatına ait hususlara inanmaktır.
Ahiret; bu dünyadan sonraki sonsuz hayattır. Allah'ü Te'ala, bu dünyayı ve bütün varlıkları geçici bir zaman için yaratmıştır.
İsrafil Aleyhisselamın birinci suru üfürmesiyle kıyamet kopup bütün canlılar ölecek, dünya ve dünya dışındaki her şey parçalanıp yok olacaktır.
İkinci surun üflenmesi ile de;
mahlukat yeniden dirilerek hesap vermek için mahşer yerine toplanacaklardır.
Mahşerde Allah'ın huzurunda bütün yaratıklar yaptıklarından hesaba çekilecek, en ince teferruatına kadar hesap verecekler, haklı, haksızdan hakkını alacaktır.
Hesap işi bittikten sonra, iyiler Cennet'e, kötüler Cehennem'e girecektir.
Cennet'e girecek olan insanların bir kısmı orada Cenab-ı Hakk'ın cemalini göreceklerdir.
Ahirete inanmayan, Allah'a ve peygambere da inanmamış olur.
İmanın gerekliliklerini yapanların gideceği yer cennettir.
Dünyada Allah'ı zikir ve ona ibadetin tadını alan kimse Allah'a ve Cennete kavuşmanın da tadını alır. Dünyada cömertlik, atâ ve ihsan ile ahlaklanan kimse ahirette Cenneti Ulya'ya girer.
Haberde şöyle geldi:
''Cennet cömert olanların evidir.''
Dünyada ümmeti Muhammed'in malı ve ırzı hususunda emin olma vasfı ile vasıflanan kimseyi Allah ahirette Cennete girme hususunda emin kılar. Doğru olanı Allah daha iyi bilir.
(Vesilet-ül Uzma)
Cennet ehli Allah katında tazim ve ikram görmüş olurlar. Ayrıca, hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir kimsenin kalbine, hatırına gelmeyen cennet nimetleri ve bâhusus Allah'ın cemal nimetinin tadına varmakla müstağrak olurlar.
Allah'ü Te'ala'nın ihsan ve cömertliği cennet ehline bezledilmiş olur ve Cennet ehli orada her türlü kötü durumdan da emin olurlar.
Ahiret hayatında mükafat görecek olanlarin toplanıp yaşadığı yere cennet, ceza görecek olanların cezalarını çektikleri yere de cehennem denir.
Cennet, Allah'ın sayısız nimetleriyle doludur.
''Cennet'ün naim; Nimetler bahçesi,
Cennet'ül huld; Daimi bahçe,
Cennet'i adn; Daimi kalınacak bahçe,
Cennet'ül me'va; Barınılacak bahçe,
Firdevs; Bahçe,
Ravza; Çayır, çimeni bol olan yer,
Dar'ul huld; Daimi kalınacak yer,
Dar'ul mukame; İkamet olunacak yer,
Dar'us selam; Emniyet ve selamet yeri.''
***
Cehennem:
Cehennemde cismani ve ruhani iki çeşit ceza vardır. Kur'an-ı Kerimde cismani cezalar şu şekilde beyan olunmaktadır;
Kur'an-ı Kerimde cehennem ateşinden ve bu ateşin yakıcılığından çeşitli defalar bahsedilmiştir.
O derece ki, "Nar-ateş" sanki cehennemin ikinci ismidir.
Buna yakın şu ifadelerle de Kur'an'da geçmektedir. "Sair parlayan ateş" "Azab'ül-harik-yakıcı azap".
Cehennemde gölge olmayacaktır.
Hatta şöyle emir verilecektir;
"Haydi, yalan saydığınıza doğru yürüyün.
Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki onda gölgelik olmaz. Sizi alevlerden korumaz." (Mürselat; 29-31).
Cehennemde serinlik olmayacaktır.
"Orada serinlik ve içecek şey tatmayacaklar." (Nebe; 24).
Cismin ferah bulacağı hayat da yoktur.
"Oraya cehenneme giren ne ölür ne de yaşar".
Cehennemde içilecek yalnız kaynar su, cerahat ve irin vardır. "Ateşte daima kalacak olanlar, bağırsaklarını parça parça eden kaynar su içenler gibidir".(Muhammet;15)
Yiyecek, acı meyveler "Zakkum" vardır. "...
Yoksa öyle bir zakkum ağacına konmak mı hayırlı? Biz bu ağacı zalimler için nimet kıldık.
O ağaç cehennemin dibinde biter.
Meyvesi yılanların başı gibidir.
Onlar o ağaçtan yiyip karınlarını doyuracaklar,
sonra üzerine kaynar sular içecekler, sonra dönüp gidecekleri yer cehennem olacaktır".
(Saffat; 62-67.)
Yiyecek olarak vücuda hiç faydası olmayan
"Kuru dikenler" vardır.
"Onların bütün yiyecekleri dikenden başka bir şey değildir. Bu gıda onları ne doyurur, semirtir,
ne de açlıktan kurtarır." (Gaşi'e; 6-7.)
Ateşten elbiseler vardır."Kafirler için ateşten elbiseler biçilmiştir" (Hacc; 19.)
Demirden oturacak yer ve yatak vardır.
"Onlar için demirden gürzler de vardır".
Boynunda halka ve zincirler vardır.
"Biz kafirler için zincirler, laleler ''halkalar'' alevli ateşler hazırladık". (Dehr; 4.)
Bu saydığımız cismanî cezalardan başka öyle ruhânî cezalar olacaktır ki, bakanların gözleri dikilip kalacaktır. "O, Allah'ın öyle bir ateşidir ki, acısı yürekleri sarar." (Hümeze;6-7)
