27 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Türk Kadınının Kurtuluş Savaşına Katkıları...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan Türk Kadını'nın memleketi düşmanlardan kurtarma azmi, Milli Mücadele'de had safhaya ulaşmıştır. 

Kurtuluş Savaşının cephelerinde görev alan fedakar kadınlarımızdan sadece birkaçı...
Halide Onbaşı: 
Halide Edip, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı'nda cephede Mustafa Kemal'in yanında görev yapmış, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılmıştır. 
Savaş yıllarında Anadolu Ajansı'nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır.
 
Nezahat Onbaşı:
Albay Hafız Halit Bey, komutasındaki 70. alayla birlikte Milli Mücadele saflarına katılmış; 
ancak eşi Hadiye Hanım daha 24 yaşındayken vereme kurban gittiğinden ve o yıllarda İstanbul işgal altında bulunduğundan, küçük kızını da yanında götürmek zorunda kalmıştır.
Böylece kader küçük Nezahat'ı, daha 9 yaşındayken cepheyle tanıştırmış, 12 yaşına kadar tam üç sene müddetle cephelerde bilfiil babasının yanında savaşmıştır.
 
Şerife Bacı:
Şerife Bacı, Kurtuluş Savaşı'nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alırken kış şartları nedeniyle Aralık 1921'de donarak öldü... 
Anlatılan odur ki, cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarmış bebeğinede sarılıp onun donmaması için uğraş vermiştir...
 
Fatma Seher Erden:
1888'de Erzurum'da doğdu. 
Subay Dervişlerden Ahmet Bey ile evlendiğinde Balkan Savaşı'na katıldı, askerlik hayatını eşi ile birlikte paylaştı. 
I. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde kendi ailesinden dokuz on kadınla birlikte savaştı. 
Eşi Binbaşı Ahmet Bey'in Sarıkamış'ta şehit olduğu haberini aldıktan sonra memleketi Erzurum'a döndü.
1919'daki kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti. 
Milis Müfreze Komutanı olarak batı cephesinde görevlendirildi. 
Aldığı talimatla İstanbul'a gitti, silah ve adam kaçırma faaliyetlerinde bulundu. 
İzmir'in Yunan işgaline uğraması üzerine İzmir'e geçerek kurtuluşu için savaştı.
Bir keresinde, onbaşı olduğunda neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenledi ve aralarında bir Yunan subayı toplam 25 esir askerle geri döndü.
 
Halime Çavuş:
Kastamonu'da doğan, anne babasının ''kızım gitme'' şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. 
Kurtuluş Savaşı'na giderken erkek kılığına girdi,  
erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. 
Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı. Bir keresinde İnebolu'dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa'ya rastladı. 
Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa, ''Sen üşüyor musun böyle?'' diye sordu. 
''Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?'' dedi.
 
Hafız Selman İzbeli:
Kastamonu müdafa-i hukuk cemiyeti, kadınlar kolu kurucularından ve Kastamonu'daki İLK KADIN MECLİS ÜYESİ, sıkı bir Atatürk hayranı ve kendi deyimiyle "Cumhuriyet kadını" idi.
Kurtuluş Savaşı sonrasında kastamonu'daki kadınları toplamış, asker için çorap, fanila ördürüp cepheye göndermişti.
Asker kastamonuya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu. Hep ben Cumhuriyetçiyim demiş, savaştan sonra yeni baştan herkes gibi Türkce harflerle okuma yazmayı öğrenmişti.
Hafız Selman hanıma milletvekilliği de önerilmişti. "Hafız olduğum için başımı açmam, başımı açamayacağım için de Milletvekili olamam" diyerek kabul etmemişti.
 
Gördesli Makbule:
Makbule Hanım daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele'ye katılmıştır. 
15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusunun İzmir'i işgaliyle Batı Anadolu'yu işgale başlaması sonucu 
7 Kasım 1921'de kocası Halil Efe ile Türk çetelerine katıldı. 
Yunan kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda bulundu. 
 
Çete Emir Ayşe:
Yunan askeri Aydın'a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes'in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale'de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış ve Yörük Ali Efe'ye katılmıştı. 
Aydın'ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlarla savaşmıştı. Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanı'nda Çete Emir Ayşe'nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı. 
''Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk'ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyası'dır'' demişti.
 
Kaynak; haber/kurtulus-savasinda-vatani-icin-mucadele-eden-kadinlarimiz
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *