23 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslam'ın kölelik ve cariyeliğe bakışı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Telefonla bir kişi şöyle bir soru sordu?

İslamiyet, insanlar arasında adaleti ve eşitliği sağlıyorsa neden erkeklerin köle, kadınların cariye olarak pazarlarda satılmasına müsaade ediyordu.. 

ve ikinci bir yaratık oalarak gösteriyordu...?

***

El-Cevap:

Köle ve cariye hür bir insanın malı olan, kendilerine ait hakları yok denecek kadar kısıtlı bulunan kadın ''cariye'' ve erkek ''abd'' insanlardır.. 

Kölelik ve cariyelik İslam'dan çok önceki devirlerden beri vardır. 

İnsanların köle ve cariyelere bakışı, onlara tanıdıkları haklar ve muamele biçimleri de değişik olmuştur. İslam geldiğinde dünyada ve Arab ceziresinde kölelik çok yaygın bulunuyordu. 

Köleliğin birden kaldırılması sosyal ve ekonomik birçok probleme yol açacaktı; köle sahiplerinin ekonomik ve sosyal hayatları kölelerin varlığı üzerine kurulmuştu. 

Hayatlarında hürriyeti tanımamış ve tatmamış olan köleler de birden serbest bırakıldıklarında ne yapacaklarını şaşıracak, belki eski efendilerine başvurarak köle olmaların isteyeceklerdi. 

Bu yüzden İslam, köleliği birden kaldırmak yerine önce kölelerin durumunu ıslah etmeyi, onlara,  

kendi iradeleriyle çalışıp bedellerini ödeyerek hür olmak dahil bir takım haklar tanımayı tercih etti. Zaman içinde köleliğin tamamen ortadan kalkması için de tedbirler aldı, kurallar koydu.

Kölelerin durumlarını ıslah için alınan tedbirlere bazı örnekler vermek gerekirse; 

''Kölelere hakaret ve işkence etmek yasaklanmış, sahipleri ne yiyor ve giyiyorlarsa onlara da onların yedirilip giydirilmesi istenmiş, güçlerinin yetmediği veya zorlanacak işlere koşulmamaları, koşulurlarsa sahiplerinin onlara yardım etmeleri emredilmiştir.'' 

Bu haklar o kadar geniş tutulmuştur ki, Cevdet Paşa bu yüzden şu vecize cümleyi ifade etmek durumunda kalmıştır; 

"İslam'da köle almak, köle olmak demektir."

Zaman içinde köleliğin tamamen ortadan kalkmasına yönelik tedbirler içinden şu kadarını hatırlatalım;

''Bir köle bedelini ödeyerek, hür olmak isterse kölenin durumu müsait olduğu takdirde sahibi bu teklifi kabul edecek ve ona bazı günler bu maksatla çalışması için izin verecektir.

Kölelerin bedelleri ödenerek azat edilmeleri için zekat bütçesine ödenek konmuştur.

Sahibi, kadın köle ile karı koca hayat yaşar da cariye çocuk doğurursa bu çocuk hür olduğu gibi anasının da statüsü değişmekte, "ümmü'l-veled" adını alan cariye artık alınıp satılır olmaktan çıkmaktadır.

Devamlı köleleştirmenin kaynakları ortadan kaldırılmış, geçici olarak ve daha ziyade misilleme zorunluluğu yüzünden savaş esirlerinin köle olarak gazilere dağıtılması uygun görülmüştür. 

Bunun dışında hür bir insanı köleleştirmek şiddetle yasaklanmış, Hz. Peygamber (s.a.v); "Bunu yapanlar kıyamette karşılarında davacı olarak beni bulacaklar" buyurmuştur.'' 

Harp esirlerine yapılacak muamele hakkında karar vermek devletin yöneticilerine bırakıldığı için yöneticilerin; "karşılıksız salma, bedel ile serbest bırakma, müslüman esirler ile değişme" gibi bir karar vermeleri halinde köleliğin hiçbir meşru kaynağı kalmamış olacaktır.

''Yemin edip vazgeçme, Ramazan orucu tutarken cinsel temas yaparak oruç bozma, kaza yoluyla adam öldürme gibi birçok durumda kölesi olana köle azat etme mecburiyeti getirilmiştir.'' 

Böyle bir mecburiyet olmadığı halde köle azat edenlere büyük mükâfatlar vadedilmiştir....

Bütün bunlara rağmen İslam tarihinde köleliğin devam etmesi ve bu insanlık ayıbını başka milletlerin, oldukça geç de olsa müslümanlardan önce kaldırmaya teşebbüs etmeleri müslümanların kusurudur; ''dinlerini iyi anlamamaları, Allah ve Resulü'nün maksadını gerçekleştirme konusunda titiz davranmamaları, dünya menfaatini ahiretinkine tercih etmeleri yüzünden bu böyle olmuştur.''

Kaynak: İslam hukuku...

***

Asrımızda Kölelik:

Osmanlı devrinde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de eski Anadolu ağaları azatlı sözcüğü altında yoksul insanları kendilerine hizmetkar olarak kullanırlardı.

Parası olmayan geçim sıkıntısı çekerek, hayatta çare bulamayan fakirler, zenginlere yaptığı hizmet karşılığı olarak, aynı ezikliği yaşamıyormuydu...

Kur'anda zekat emri vardır. 

Zenginler, mallarının zekatlarını fakirlere vermek mecburiyeti vardır.

Her zengin, gerçek zekatını fakirlara verseydi bu gün 

dünyamızda fakirlik olmazdı ve zenginlerde vicdanlarını rahat tutardı...

Buda bir nevi eski kölelik değilmidir...?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *