Fakir, Yetim ve Muhtaçları Gözetelim...
Dinimiz, fakirlere, muhtaçlara, kimsesizlere,
öksüz ve yetimlere yardım etmeyi ısrarla emretmiştir. Öyle ki, zerre miktar inancı olan kimseler, bu emirlere kayıtsız kalamaz, fakirler ve yetimler ihtiyaç içerisinde kıvrım kıvrım kıvranırken, rahatça yiyip içemez.
Yetimlere iyilik yapılmasını, iyi davranılmasını emreden, yetim malı yemeyi yasaklayan ayet-i kerimelerden bazılarına me'alen;
"Sen yetim iken O seni barındırmadı mı?
"Sen yolunu şaşırmış bir kavmin içinde iken
O sana yol göstermedi mi?
"Sen yoksul iken O seni zengin kılmadı mı?
"Sakın yetime kötü davranma.
"Bir şey isteyeni azarlama.
"Rabbinin nimetini de yad et." (Duha suresi; 6-11)
"Rüştüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmayın, onu korumak ve arttırmak gibi daha güzel bir şekilde olursa başkadır.
Ahdi de yerine getirin.
Muhakkak ki ahidden dolayı mesuliyet vardır." (İsra suresi; 34)
Yetimlere bakmaya ve onların ihtiyaçlarını gidermekle ilgili o kadar çok hadis-i şerif vardır ki, bu hadis-i şeriflerden haberdar olan bir Müslümanın yetimlere karşı kayıtsız ve lakayt kalması mümkün değildir. Şimdi bu hadis-i şeriflerden bazıları;
Ebu Hüreyre'den (r.a.) Resulullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir;
"Yetimin işleriyle ilgilenen kimse, ister yetimin yakınlarından olsun, ister yabancılardan olsun, orta parmakla işaret parmağını göstererek benimle Cennette şu iki parmak gibi baraber bulunacaktır." (Ebu Davud)
Hz. Ebu İmran r.a. rivayet ediyor;
"Yetimi kendine yakın tut. Başını elinle okşa ve onu sofrana oturt. Böyle yaparsan kalbin yumuşar ve hacetin görülür." (Ramuz)
Ebu Hüreyre'den rivayet edilen hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.);
"Müslümanlar içinde ev yönünden hayırlı olanı yetime iyilik eden evdir. Müslümanların en şerli evi de yetime kötülük yapılan evdir" buyurdu. (Tergib ve Terhib)
Fakirlere yardım:
Fakirlere yardım etmek, onların ihtiyaçlarını gidermek, İslamiyetin en çok üzerinde durduğu hususlardan birisidir.
Zekat verilecek sınıflardan birisi de fakirlerdir.
Fakirlere yardımda bulunurken veya o istediğinde verecek durumda değilken, çok dikkatli ve nazik davranmalı, fakirler gücendirilmemelidir.
Onlara her zaman güzel söz söylenmeli, hatta verirken onlara teşekkür etmek ihmâl edilmemelidir. Zira onlar Allah'ın bir emaneti olan mallardan dolayı Allah'ın emrini yerine getirmeye vesile olmakta, kendilerini o yükten kurtarmaktadırlar.
Fakirlere yardımla ve şayet verecek durumu yoksa güzel söz söylemekle ilgili âyet-i kerîmelere meâlen bakalım;
"Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışlara hakkını ver. Malını İsraf ederek saçıp savurma."
(İsra sûresi; 26)
"Eğer onlara verecek bir şey bulamayıp da Rabbinden bir rahmet aramak için yüzünü onlardan çevirmek zorunda kalırsan, bari onlara güzel bir söz söyle." (İsra; 28)
Dula, fakire, ihtiyaç sahiplerine yardım etmekle ilgili hadis-i şeriflerden bazılarına bakalım:
Safvan bin Süleym'in (r. a.) rivayet ettiğine göre Resulullah, şöyle buyurmuştur:
"Dul kadın ve yoksul kimselerin geçimlerini üzerine alan bir Müslüman, Allah yolunda cihad eden mücahid gibi yahut gündüzleri oruçlu geceleri de ibadetle meşgul olan kimse gibidir." (Buhari)
Hz. Cabir der ki; Hz. Peygamber (s.a.v.);
"Müslüman yoksulu doyurmak Allah'ın rahmetini gerekli kılan güzel amellerdendir." buyurdu.
(Tergib ve Terhib)
Sadakayı gizli vermek:
İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunurken, sadaka verirken, hiç kimseye sezdirmeden gizlice vermek faziletli bir davranıştır.
Ümmü Seleme, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir;
"Yapılan iyi işler insanı kötülüğe düşmekten korur. Gizlice sadaka vermek Allah'ın gazabını söndürür ve sıla-i rahim ömrü uzatır.
Her iyilik sadakadır Dünyada iyilik sahipleri ahirette de iyiliğe mazhar olurlar.
Dünyada kötülük yapanlar âhirette de kötülükle karşılaşırlar.
Cennete ilk girecekler iyilik yapanlardır."
İslam büyükleri, Resulullah'ın (s.a.v.) tavsiyesi ışığında yardımda bulunurlarken gizlice yardım ederlerdi.
Hz. Ömer, devlet reisi iken sırtında çuvalla erzak taşır, kimliğini açıklamadan onu fakirlere verir,
hatta kendi eliyle onlara yemek pişirirdi.
İmam Zeynelabidin Hazretleri, yüzünü kapatarak geceleyin Medine'de fakirlerin evlerine yiyecek taşırdı. Fakirler yardımı yapanın Zeynelabidin hazretleri olduğunu, ancak o vefat edipte artık kapılarını çalan olmayınca anlamışlardı.
