27 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Münafıkların Reisi....

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Abdullah b. Übey b.Selul, münafıkların reisi idi. 

Re­su­lul­lah'­ın aziz şah­si­yetini nazarlardan düşürmek, İslamiyetin inkişafına mani olmak ve Müslü­manları birbirine düşürmek için elinden gelen gayreti ömrü boyunca göster­mekten geri durmamıştı. 

Bu hain, maksadını tahakkuk ettirmek için de bir­çok iftirada bulun­muştu. 

Fa­kat Ce­nab-ı Hakk'ın inayeti ve Re­su­lul­lah'ın tedbir ve himmeti ile bu teşeb­büsleri hep akim kalırdı.

Başında bulunduğu nifak şebekesinin yaptıklarından dolayı haklarında ayet-i kerimeler, hatta ''Münafıkun'' adın­da müstakil bir sure nazil olmuştu.

Bu sebeple; Re­su­lul­lah, bunlara karşı hep ihtiyatlı davranır, hal ve ha­re­ketlerini kontrol altında bulundurur ve İslam camiasının ittifak ve tesanü­dü­nü bozucu planları karşısında hep tedbirli olurdu.

İslam camiasının birliğini bozmak için eline geçen her fırsatı kullan­maktan geri kalmayan bu adam, Hicret'in 9. senesi Zilkade ayında öldü.

 

Pey­gam­be­ri­mizin, Cenaze Namazını Kıldırması:

Abdullah b.Übey, münafıkların reisiyken, oğlu Abdullah son derece sa­mi­mi ve müttaki bir Müslümandı. 

Bu, ''ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran'' Ce­nab-ı Hakk'ın kudret ve hikmetinin bir tecellisiydi. 

Baba münafıkların reisi, oğul mücahit bir Müslüman...

Babasının ölümü üzerine oğlu Abdullah,  

Resullah'­ın huzuruna çıkarak; 

''Ya Re­su­lal­lah! Gömleğini bana ver­sen de, babamı onunla kefenlesem...'' dedi; 

sonra da, ''Ya Re­su­lal­lah! Onun namazını kılıp istiğfarda bulunsa­nız!'' diye ri­cada bulundu.

Gariptir ki hayatı boyunca İslamiyet aleyhinde planların tasavvuru ve ta­hakkukuyla meşgul olan bu adamın kefelenmesi için, Efendi­miz, sırtından gömleğini çıkarıp Hz. Abdullah'a verdi ve ''Cenaze hazırlanınca bana haber veriniz, namazını kılayım!'' diye buyurdu.

Hz. Ömer'in İkazı:

Peygamber Efendimiz namazı kılmaya kalkarken,  

Hz. Ömer arkasından ridasına yapıştı ve ''Ya Re­su­lal­lah! Allah sizi münafıklar üzerine namaz kıl­maktan neh­yetmedi mi?'' dedi.

Efendimiz, gülümseyerek; ''Ben, istiğfar et­mek veya etmemekte serbest bırakılmışım. 

Ben de tercihimi yaptım! Allah Te'ala, Habibim! 

Bu mü­nafıklara, sen ister istiğfar et, istersen istiğfar etme etmen de, etme­men de mü­savidir''. Eğer onlar için yetmiş defa istiğfar et­sen, Allah onları asla affetme­yecektir'' (Tevbe; 80) buyur­muş­tur, dedi.

Daha sonra Re­su­lul­lah, Abdullah b. Übey'in cenaze namazını kıldı ve kabri başına kadar da gitti.

Aradan çok zaman geçmeden, Pey­gam­be­ri­mize, münafık ölüleri hakkında Cenab-ı Hak tarafından şu kesin emir verildi:

''Münafıklardan ölen hiçbir kimse üzerine, hiçbir zaman namaz kılma; kabri başında (gömülürken veya ziyaret için) durma! Çünkü onlar, Allah'ı ve Resu­lünü tanımadılar ve fasık olarak can verdiler.''

Bundan sonra Peygamber Efendimiz, hiçbir münafığın cenaze namazını kıl­madı, kabrinin başında da durmadı.

Resul-i Ekrem'in, Abdullah b. Übey'e bu derece lütufkar dav­ranmasını gören bin kişi, samimiyetle Müslüman olmuştur.

***

Bu Hainleri Nasıl Tanırsınız:

Küffarın memleketimize ve bu millete nüfuz etmesine zemin hazırlayan bu münafıklar, küffarın ajanlarıdır.

Küffarın yapamadığını İslam maskesi altında yapmaktadırlar. 

Çünkü bunlar satılmış kimselerdir. 

Yahudi ve hıristiyanların namına çalışır, onların himayesi altındadır.

Bunlar onların dostudur. 

Amma ismi İslam'dır. 

İsmi İslam olduğu için münafık oluyor, kafirden de aşağı oluyor.

''Münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar.'' (Nisa;145)

Bunlar gerçekten Allah'a, Kitabullah'a ve Resulullah'a inanmış değillerdir. 

Bunlar şöhret, nam ve menfaat peşindedir.

Bunlar doğru yola dönmazler.

''Onları doğru yola çağıracak olursanız size uymazlar. 

Onları çağırsanız da, sussanız da sizin için birdir.'' (A'raf; 193)

Bunlar, bu necib milletin vergilerinden yüksek derecede maaşlarını alırlar. 

Dokunmazlık zırhı giyerler, şehirleri yıkarlar, okul ve hastahaneleri yakarlar, efendilerinin emirlerini uygulamaya çalışırlar...

Çocuk, yaşlı, asker, görevlileri sinsice öldürüp kaçarlar...

Kısacası bunlar kandan beslenirler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *