Barzani'den Medet Ummak...

YILLARDIR Barzani ve Talabani'nin dönekliklerinden akıllanmadık. Uzun zamandır ''Bizimle de masaya oturun'' çağrıları yapan peşmergelerin isteğine, AKP Hükümeti ''EVET'' dedi. Köşk de bunu onayladı. Zaten AKP'nin yaptığı hangi icraata ''HAYIR'' dedi ki.... Geçelim...

Türk yetkililerle görüşebilmek için saatlerce kapıda bekleyen Barzani'nin ağzı kulaklarında.Terörün koruyucularından medet uman hükümet ''Türkiye'ye bir Kürt kedisi bile vermem. Sorun silahla çözülmez. PKK'ya siyasi temsil sağlanmalı' diyecek kadar ileri gidenlerle 'Devlet Başkanı' sıfatını tanıyarak masaya oturdu. Hayırlı işler beyler... Görüşmenin odağında ise PKK'ya karşı birlikte mücadele stratejisi oluşturulması vardı.

Türkiye'nin ciğerlerindeki ateşin acısı hâlâ dinmedi. Ancak peşmergelerin ayaklarına kadar gidilip diplomasi ile çözüm aranıyor. Vah Türkiyem...

Dünkü peşmerge; bugünkü ABD'nin memurları "sözde" Devlet Başkanı Talabani ve Barzani sabah söylediğini öğlen yalanlıyor; akşam ise farklı telden çalıyor.

HÜKÜMET ve Cumhurbaşkanlığı makamı artık Barzani'nin akıllandığını belirtip peşmergelerle masaya oturulmasını savunup Bağdat'a ayaklarına gitti. Yanlış hesabın Bağdat'tan döneceğini hep birlikte göreceğiz. Peki bu gelişmelere nasıl gelindi? İsterseniz bu sorunun cevabını vermek için hükümetin güvendiği dansöz Barzani ailesini ve yaşananları inceleyelim:

Yıl 1946... Baba Mustafa Barzani, Irak'a ihanet etmiş, İran ve Sovyetler Birliği'ne sığınmıştır. Bu ailenin geninde dansözlük olduğu için, Türkiye'nin defalarca ölümden kurtardığı Mustafa Barzani'nin oğlu Mesut Barzani de şimdilerde Kuzey Irak'ta Kürt devletinin temelini atmakta; her gün yeni bir oyun sergilemektedir. AKP hükümeti ise uygulamaları ile gün gün ona destek vermektedir..

BESLE KARGAYI...

KÜRT gruplar önce İngiltere'e Rusya'ya , İran'a bugün de ABD ve İsrail'e boyun eğerek tarihteki rollerini tekrarlamaktadırlar.

Kürtler'in Irak Türkleri'ne düşmanlıklarına karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin başındaki hükümet; onlara Habur kapısını açarak yılda 1 milyar dolar gümrük gelirini kazandırmayı sürdürüyor.

Barzani ve aşiretinin Türkiye'de 180 civarında şirketi olduğu tahmin ediliyor. Barzani'nin kişisel serveti ise iki milyar dolar civarında. Yani bizden mal ve hizmet ihraç ediliyor, onlardan bize bunlar terör ve cinayet olarak geri geliyor.

Peşmerge yöneticileri Türkiye'ye geldikleri zaman el üstünde tutularak resmi törenlerle karşılandılar. Bunun yanında zavallı, kimsesiz Iraklı Türkler'se ikametsiz olarak kendi anayurtlarından korku içinde kaçıp Ege Denizi'nde boğularak şirin canlarını vermeyi sürdürüyor.

MUSUL KAPISINDA ASILANLAR

BİRİNCİ Dünya Savaşı başlayınca Barzanlılar (Barzani aşireti)devlete asker vermek istemez. Osmanlı Devleti'nin Musul Valisi Süleyman Nazif Paşa, isyankâr Şeyh Abdüsselam'ı ve diğer Kürt aşiret reislerini yakalayarak Musul Kapısı'nda astırır. Bir o zaman yapılana bir de şimdiki duruma bakın.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Irak; petrol bölgesi olduğundan İngilizler'in elinde kalır. Bölgede İngilizler'e karşı bir cephe de oluşur. Barzani kardeşler de bu cephede yer alırlar ve 1931 yılında Büyük Zap Suyu'nun sağ kanadını bin 700 dolayındaki peşmerge ile ele geçirirler.

Irak'taki İngilizler, Barzani kardeşleri yok etmek üzere harekete geçip 1932'de Ahmed, Sadık ve Mustafa Barzaniler'i sıkıştırır. Irak dağlarında ölümle burun buruna gelen üç kardeş ve 100 kadar peşmerge 23 Haziran 1932'de Türkiye'ye sığınır.

BARZANİLER; Irak'ta af çıkarılması üzerine ertesi yıl dönerler. Bir yıl sonra silaha sarılıp Ravanduz bölgesini ele geçirirlerse de hükümet kuvvetleri onları dağlara kovalar. 1943 yılına kadar sakinlik sürer.

Molla Mustafa Barzani, 35 yıl önce Başkan Jimmy Carter'a gönderdiği mektupta ABD ile ilk işbirliğinde nasıl hüsrana uğradığını yazmış. Barzani, mektuplarında, otonomi hakkı ve sürgündeki Kürtler'in Irak'a dönebilmelerinin de sağlanmasını isterken, eski ABD yönetimini ve İran'ı kendilerine verdikleri sözleri tutmadıkları için ihanetle suçluyor. Barzani'nin bu mektuplarında Carter ve Kongre üyeleriyle görüşme talebinde bulunduğu ancak bu isteğine asla olumlu yanıt alamadığı ortaya çıkıyor.

Babası Beyaz Saray'a giremese de oğlu Mesut Barzani orada ağırlanarak ve sırtı sıvazlanarak bu arzu Bush tarafından yerine getirilmiştir.

Ve 5 Kasım 2007.. Bush- Erdoğan görüşmesi herşeyin başlangıcı oldu. ABD, PKK'nın bitirilmesi için söz verdi. Tabii bunun da bir bedeli olacaktı.

İstek ise şu idi: "Irak'ın bütünlüğü ve Türkiye'nin çıkarlarını korumak şartıyla, Türkiye'nin çıkarlarına ters düşmeyecek bir biçimde Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin hukuki statüsü garanti altına alınacak."

Ve yaşanan geşmelere, AKP'nin son tavrına bakın da Türkiye'nin nerelere sürüklendiğini görün.

Eğer Türkiye; terörün bitirilmesi için teröristleri koynunda besleyenlerle el-ele veriyorsa ört ki ölem...

Bu Kürt devletinin Türkiye'ye rağmen değil Türkiye'nin himayesiyle-oluru ile kurulmasıdır. Tarih ve Türk Milleti bunun hesabını sorar...