Hz. Ömer hilafetinde valilik görevi...
Hz. Ömer, kainatta öyle bir hilafet gösteriyor ki,
gökte; Azrail, Mikail, İsrafil ve Cebrail hükümet kursa Ömer'in hükümeti olurdu.
Hilafetinde sasani imparatorluğunu fethediyor..
ve Valiliğe aşerre-i mübeşşereden saad İbn. Vakkas valilk görevine getiriliyor.
Hz. Ömer öyle bir telkinde bulunuyor ki, sanki karşısında bir suçlu varmış gibi sert davranıyor ya saad diyor;
''Tüm işlerinde Allah'ın korkusunu ve rızasına göre hareket etmeni sana tavsiye ediyorum sana, öyle bi yük yüklendi ki, halkın işleri sabahleyin görülecekse işlerini sabah görmeye gayret et.
Akşam olduğunda akşamı gözet, Yoksa Rabbin bu görevde seni öyle bir felakete sürükler ki, ayağın kayar hilafet mertebesi ve valilik halkın görevi insanların sırtına yüklenmiş en ağır yüktür.''
Her hususta Hakkı gözetmeni sana tavsiye ederim.
Bu hususta en ufak hatayı infaz ederim ..
Saad ağlamaya başladı ama, verilen göreve ahde vefalıydı, hemen bu ağır yükün altına başını koydu Saad 5, 6 gün devenin sırtında irana vardı.
Valiydi, üzerinde bir ince gömlek maaş olarak günde iki öğün yemek verilmişti, hemen Halife Ömer mektup yazar her valisine yazdığı gibi;
''Emirel mü'minin Ömerden İran Valisi Saad'a ya Saad, sana her hususta Allah'tan korkmanı ve onun rızasını gözetmeni tavsiye ediyorum;
bu görevde sana bir arazi mülk veya ev verilmeyecektir.
Sana maaş olarak günde 2 öğün yemek ve vali olarak bir ince gömlek Beytül mal'den sana hibe edilmiştir.
Ya Saad; sana tavsiyem şudur ki..
Evinin önüne hiçbir koruma bırakmamandır,
eğer böyle yaparsan halk senle kendileri arasında bir fark olduğunu düşünür ve dertlerini sana rahatça anlatamaz.
Sakın kapının önüne bir görevli bırakma halk evine öyle rahat girebilmeli ki senden izin almamalı ellerini kollarını sallıya sallıya huzurna gelebilmeli ve halk senin yanına gelirken sakın kaşlarını çatma halk senden izin almamalı ellerini kollarını sallıya sallıya huzuruna gelebilmeli ve halk senin yanına gelirken sakın kaşlarını çatma halka tebessüm ve tevazulu ol eğer böyle yapmazsan halk derdini sana anlatamaz anlatamaz ise RABBİ'NİN HUZURUNDA MESUL OLURSUN ..''
Mü'minlerin Devlet Başkanı Ömer'den Vali Saad bin ebi Vakkas'a;
Halife yetinmedi bununla bir hafta sonra Valiyi teftişe çıktı yanında azadlı köle ebu yerfe nöbetleşe nöbetleşe iran'a gelir, gelir gelmez ne yapıyor biliyor musunuz ?
Valiyi şehrin tam ortasına bir suçlu bir münfail gibi çıkarı halktan en küçükten en yaşlıya kadar Valimden razı mısınız... ? diye söz alıyor ..
Kimse şikayet edecek bir husus bulamıyor
ya Ömer diyor; bize öyle bir halef tayin ettin ki her husuta halkın ve Hakk'ın rızasını gözetti ama bizim sana söylemek istediğimiz bir husus olacak eğer Ömer başını eğiyor nedir...?
Ya Emirel Müminin diyor; sen bizim başımıza vali olarak bir Arabiyi getirdin biz ise;
Farsiyiz ''iranlıyız'' senin Vali tayin ettiğin Saad bizim dilimizi bilmiyor.
Biz bazı dertlerimi Valine anlatamıyoruz ama o yine de adaletten şaşmadı..
Hz. Ömer dizüstü çöktü vah Ömer vah dedi...
Sen ne yaptın Hattabın oğlu, başını iki elinin arasına aldı.. ya Ömer sen ne yaptın halkın başına onların dilleri bilmeyen bir Valiyi tayin ettin.
Yarın Allah seni bu günahından dolayı hesaba çekerse sen ne hesap vereceksin?
Ağlıyor halife ümmetin derdine ağlıyor, yerinden doğruluyor hemen Vali Saad'ı görevinden azleder bir hatası, bir günahı olmayan saad'ı görevden azleder. Neden; ''Halkın dilini bilmiyor'' diye aşere-i mübeşşer'den Saad'i Valilikten azleder..
Bu nasıl bir müminlere merhamet Allah korkusudur?
En ufak detaya kadar gözden geçiriyor bu nasıl bir hilafettir ki.. kainat zorlanmıştır gökte ki melekler bu hilafete imrenmiş Hilafette Ömer gibisini görmemiştir...
