26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Üç Kitayı Titreten Türk Pehlivanı...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Koca Yusuf, 1865'te Deliorman'ın Şumla köyünde dünyaya gelmiştir. 

Çocukluğundan itibaren güreşe merak salan Yusuf on altı yaşında ayağına kispet geçirerek er meydanında boy göstermeye başlamıştır.

Yusuf, çevikliği, kuvveti, ustalığı yanı sıra; 

açık sözlülüğü, mertliği ve İslam'ı yaşamadaki hassasiyetiyle de dikkatleri çekmektedir.

Yirmi yaşına geldiğinde kendisine antrenman verecek pehlivan bulamayan Koca Yusuf, çoğu vakit tek başına çalışmaktadır.

Yusuf, koca koca kütükleri kaldırmakta, bu kütükleri kucağına alarak taşımaktadır. 

Her gün yüksek dağlara inip çıkan, koşan, temiz havayı ciğerlerine dolduran Yusuf, duvar idmanı yapmakta, çamur yoğurarak parmaklarını ve bileklerini kuvvetlendirmektedir.

Koca Yusuf, yirmi yaşında iken 1885 yılında,  

26 senedir Kırkpınar Başpehlivanlığını elinde bulunduran Aliço ile berabere kalmış, Aliço da sonrasında Koca Yusuf un "başpehlivanlığa" 

layık bir yiğit olduğunu kabul ederek başpehlivanlığı devretmiştir. 

Bu tarihten itibaren Yusuf Türkiye'nin başpehlivanıdır. 

Karşısına çıkan hiçbir pehlivan kendisinden bu unvanı almaya muvaffak olamamışdır. 

Devrin meşhur pehlivanları; 

''Adalı Halil, Kara Ahmet, Katrancı, Karagöz Ali, Memiş, Filiz Nurullah, Kurtdereli Mehmet ve Hergeleci İbrahim Koca Yusuf la kapışmışlar, hepsi de Yusuf un kendilerinden üstün pehlivan olduğunu kabul etmişlerdir...''

Er meydanında kıran kırana güreş yapılmaktadır. Zamana sınırlama yoktur. 

Mesala 1890'da Koca Yusufla Adalı beş saat güreşmişler, fakat herhangi bir netice alamamışlardır.

Türkiye'nin en kuvvetli adamı kabul edilen Yusuf, Fransız sirk cambazı Doublier'in dikkatini çeker ve Yusuf u Avrupa'ya götürerek güreştirmek bu sayede para kazanmak ister.

Meseleyi Koca Yusuf'a açtığında ilk başlarda kabul etmeyen Yusuf, bilahare parayı pulu aklına getirmeden, sadece; "keferelerin sırtını yere vurmak" ve Müslümanların maddi kuvvet bakımından da üstün olduklarını ispatlamak için Avrupa'ya gitmeğe razı olur.

Avrupalılar o devirde serbest güreşin yabancısı olduğundan Koca Yusuf Greko Romen güreşi dersi alır. 

1895'te Fransa'ya gider. 

Yusuf, antrenmanda bile olsa içerisinde yenişme olmayan güreşi kabul etmemekte, karşısındaki rakibini tutar tutmaz yere sermektedir.

Fransa'ya giden Yusuf'un namı kısa zamanda bütün Fransa'da duyulmaya başlamıştır. 

Yusuf peşpeşe yaptığı güreşlerde rakiplerini bir dakika bile beklemeden tuş yapmaktadır.

Fransa'nın meşhur güreşçileri, Fenelon, Furnier, Dumont, Pol Pons, Sabes ve Feliks Bernard'ı Fransızları hayrette düşürecek kadar kısa zamanda yener. 

Mesela Dünya şampiyonu diye tanınan Sabes'i dört saniyede tuş eder.

Yusufun rakiplerini nasıl yendiğini anlamaya bile vakit bulamayan seyirciler güreşlerin uzatılmasını istemektedirler. 

Yusuf ise, böyle bir teklifi şiddetle reddetmektedir. 

Menejerleri Yusuftan yavaş güreşmesini rica ederler. 

Yusuf bu teklifi kabul eder. 

Fakat Yusuf rakipleriyle bir iki dakika oynadıktan sonra kafi bulmakta ve sırtlarım yere vurmaktadır. Çaresiz kalan organizatörler Yusufun karşısına peş peşe iki güreşçi çıkarırlar ve iki güreşçinin yirmi dakika dayanması halinde büyük para vadederler. 

Ne varki Yusuf kendisiyle peş peşe güreşen Gambier ve Raul gibi meşhur güreşçileri de yirmi dakika dolmadan tuş yapıverir.

Yusuf, karşısına çıkan mağrur Rum Pierri ve İngiliz Tom Cannon'u da kısa zamanda tuş eder

***

Türk pehlivanın karşısında dayanamayan Avrupalılar,

nekadar hileye başvurmuşlar ise de yinede üstünlük, başarı Türk pehlivanı'nın olmuştur.

Yenilgiyi hazmedemiyen Avrupalılar, bugün, puanla getirmiştir. 

Halbuki orası ermeydanı.

Ermeydanında puanlama olmamalı...

Puanlama olursa ozaman ermeydanlığından çıkar, minder gğreşine döner....

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *