Yahudi Asıllı Şair Kab İbn. Eşref'in Öldürülmesi...
Kab b. Eşref, Beni Nadir Yahudilerinden olup,
Allah Resulüne ve Müslümanlara aşırı düşmanlık besliyordu.
Mekke müşriklerini Müslümanlarla savaşmaya teşvik ediyor, savaşmaları halinde kendilerine yardım sözünü vermek suretiyle,
''hıyanet-i vataniye'' suçunu işleyen, hatta savaşı kışkırtmak adına Müslümanların kadınlarına dil uzatma küstahlığını gösteriyordu.
bu yüzden hakkında;
''Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi?
Putlara ve batıla ''tanrılara'' iman ediyorlar,
sonra da kafirler için;
''Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır.'' diyorlar!
Bunlar, Allah'ın lanetlediği kimselerdir;
Allah'ın rahmetinden uzaklaştırdığı lanetli kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın.''(Nisa; 4/51-52)
mealindeki ayet inerek, mel'un ilan edilen bir şahıstır.
Ayette olduğu gibi Allah tarafından lanetlenerek manen idamına karar verilen bu adam hakkında,
Hz. Peygamer (s.a.v)'de idam kararı vermiş ve Muhammed b. Melseme adındaki sahabi birkaç arakadışıyla bunu infaz etmiştir.
(es-siretu'n-nebeviye).
İlgili rivayetler ve açıklaması şöyledir:
Ka'b İbn Malik anlatıyor; "Ka'b İbnu'l-Eşref,
Resulullah'ın aleyhine hicviyeler düzüyor ve bunlarla Kureyş kafirlerini, ona karşı tahrik ediyordu.
Resulullah, Medine'ye hicretle geldiği zaman,
şehrin ahalisi kozmopolitti;
Bir kısmı Müslüman, bir kısmı putlara tapan müşrik, bir kısmı da Yahudi idi.
Yahudiler, Resulullah ve ashabına rahatsızlık veriyorlardı. Cenab-ı Hak, Resulü'ne sabır ve af emrediyordu. Allah şu ayeti onlar hakkında inzal buyurmuş idi;
"Hiç şüphesiz, sizden önce kitap verilenlerden ve Allah'a eş koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz. Sabreder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bu üzerinizde sebat edilecek işlerdendir." (Al-i İmran; 3/186).
Ka'b İbnu'l-Eşref, Hz. Peygamber'e eza vermekten bir türlü vazgeçmiyordu.
Sonunda Resulullah, Sa'd İbnu Mu'az'a, onu öldürecek birini yollamasını emretti.
Onu, Muhammed İbn. Mesleme öldürdü.
Ka'b öldürülünce, Yahudiler ve müşrikler çok korktular. Resulullah'a gelerek;
"Arkadaşımızı geceleyin kapısını çalarak öldürdüler." dediler.
Resulullah, onlara Ka'bu'l-Eşref'in geçmişte söylediklerini hatırlattı.
Sonra da hepsini kendisiyle onlar arasında yapılacak ve sıkıntıları sona erdirecek bir antlaşma imzalamaya çağırdı.
Resulullah, onlarla kendisi ve bütün Müslümanlar arasında muteber olacak yazılı bir antlaşma yaptı. (Ebu Davud)
Hz. Cabir anlatıyor; "Resulullah bir gün;
"Ka'b İbnu'l-Eşref'in hakkından kim gelecek?
Zira bu Allah ve Resulüne eza veriyor!" buyurdular. Muhammed İbn. Mesleme atılarak;
"Onu öldürmemi ister misiniz?" dedi.
Aleyhissalatu vesselam; "Evet!" deyince,
Muhammed İbn. Mesleme; "Hakkınızda menfi şeyler söylememe de izin veriyor musunuz?
Güvenini kazanmamız için buna gerek olacak" dedi. Aleyhissalâtu vesselam;
"İstediğinizi söyle yin" buyurdu.
Bunun üzerine Muhammed İbn. Mesleme,
Ka'b-İbnu'l-Eşref'e gelip onunla konuştu, aralarındaki eski dostluğu hatırlattı ve;
"Şu adam var ya, sadaka istiyor ve bize sıkıntı oluyor!" dedi.
Ka'b bunu işitince:
"Ha şöyle! Vallahi ondan daha da çekeceksiniz!" dedi. Muhammed İbn. Mesleme;
"Biz ona şimdi gerçekten tabi olduk.
Onu büsbütün terkedip sonunun ne olacağını seyretmekten de korkuyoruz." dedi.
Ka'b:
"Söyle bana dedi, içinde ne var, ne yapmak istiyorsunuz?"
Muhammed:
"Onu yalnız bırakmak, ondan ayrılmak istiyoruz." deyince,
Ka'b:
"Şimdi beni mesrur ettin." dedi.
Muhammed ilave etti:
"Bana biraz ödünç vermeni talebediyorum..." dedi. Ka'b da;
"Bana rehin olarak ne bırakacaksın?" diye sordu. Muhammed İbn. Mesleme:
"Ne istersin?" dedi.
Ka'b:
"Öyleyse çocuklarınızı rehin bırakırsınız!" dedi.
"Ama nasıl olur, birimizin çocuğuna hakaret edip; "Bir veya iki vask hurma karşılığında rehin edildin." diye başına kakarlar.
Ama sana zırhları yani silahı rehin bırakalım." dedi. Kab bu teklifi makul bulup, "Pekala, bu olur!" dedi.
Kadını:
"Ben bazı sesler işitiyorum, bu sanki kan sesidir gitme!" dedi.
Ancak O:
"Hayır, bu gelen Muhammed İbn. Mesleme ile süt kardeşi ve Ebu Naile'dir.
Mert kişi geceleyin yaralanmaya bile çağırılsa icabet eder!" dedi.
Muhammed İbn. Mesleme arkadaşına;
"Gelince, ben elimi başına uzatacağım.
Onu tam yakaladım mı göreyim sizi!" dedi.
Ka'b kılıncını kuşanmış olarak indi.
"Sende tiyb kokusu hissediyoruz!" dediler.
Ka'b; "Evet! nikahımda falan kadın var.
Arap kadınlarının sevdiği kokuyu sürüyorum." dedi.
Muhammed İbnu Mesleme:
"Ondan koklamama müsaade eder misin?" dedi. Ka'b; "Tabi ederim, kokla!" dedi.
Muhammed yakalayıp kokladı.
Sonra; "Bir kere daha koklamama müsaade eder misin?" dedi. Sonra onu yakaladı.
"Göreyim sizi!" dedi ve orada öldürdüler. (Buhari).
Bu vak'adan sonra büyük bir korkuya düşen Yahudiler, sinerler ve yıkıcı faaliyetlerden ellerini çekerler.
