26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Cerrah Dr. Zehravi...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Endülüs'te yetişen meşhur tıb alimi. 

İsmi; Halef bin Abbas ez-Zehravi olup,  

künyesi; Ebü'l-Kasım'dır. 

930-1013 seneleri arasında yaşamıştır. 

Kurtuba yakınlarındaki ez-Zehra'da doğduğu için Zehravi ismiyle meşhur oldu. 

Batı ilim aleminde Ebü'l-Kasis, Bukasis ve Al-Zahravivs olarak bilinir. 

Zehravi'nin yaşadığı devirlerde ilim ve teknikte çok ilkel bir seviyede bulunan Avrupa ülkeleri, Endülüs islam Üniversitesi'nden aldıkları temel bilgilerle aydınlanma yolunu tutmuşlardı. 

İçlerinden zeki olanlar, ilim lisanı olan Arabça'yı öğrenmek suretiyle bazı mühim ilmi eserleri kendi dillerine tercüme ediyorlardı. 

Bu dönemde yetişen Zehravi, önce Endülüs Emevi halifelerinden Üçüncü Abdurrahman ile sonra yerine geçen İkinci Hakem devrinde saray doktoru olarak çalıştı ve hükümdarların özel tabibi oldu.

Müslüman cerrahların babası olarak kabul edilen Zehravi, daha çok cerrahi sahasında başarılı ve meşhurdur. 

Modern cerrahinin öncülüğünü yapan Zehravi'nin devrinde Avrupa'da bu ihtisas, hekimler tarafından üstün görülmediği için uygulama sahası açılmamıştı. Avrupa'nın aksine İslam aleminde; 

makbul, yaygın ve revaçta bir ilim olduğundan tatbiki başarılı neticeler veriyordu. 

Cerrahiye ilk önem veren alim, meşhur Razi idi. 

Ali bin Abbas, onun yolunu takib etmiş, sonra İbn-i Sina yetişmiştir. 

Endülüs'te de İbn-i Zühr bu sahada temayüz etti. Tıb ve cerrahiyi birleştirerek tıb ilminde hamle yaptı. Fakat cerrahinin başlı başına bir ilim haline gelmesi Zehravi sayesinde olmuştur. 

Zira o, sadece nazariyelerle uğraşmadı. 

Bizzat ameliyatlar yaparak, metodlar ve aletler keşfetmeyi ve bunları maharetle kullanmayı başardı. Avrupa'da islam alimleri ve ilimlerinin ışığı sayesinde teşekkül eden rönesans hareketinde Zehravi'nin de büyük te'siri ve rolü oldu. 

O devirde Avrupa'da Zehravi'nin eserleri ve bunlarda ortaya koyduğu tıbbi ve cerrahi usuller de temel müracaat kaynağı idi.

Hayatının büyük bir kısmını doğduğu yer olan Medinet-üz-Zehra'da tıb ve eczacılık araştırmaları 

ile geçiren Zehravi, ayrıca din ve zamanının diğer fen ilimlerini de tahsil etmiştir. 

O, cerrahi uygulamalarda çok hassas idi. Ameliyatlarda kullandığı aletleri kendisine has bir metodla mikroplardan temizledikten sonra kullanıyordu. 

Bu işte bilinen ve Maddet-üs-safra denilen bir maddeden faydalandı. 

Zehravi'nin en çok meşgul olduğu ve çağdaşlarını da en fazla yoran hastalıklardan biri kanser idi. Onun bu hastalık için ortaya koyduğu tedavi usulleri günümüze kadar uygulana gelmiştir. 

O, akciğer iltihaplanmaları üzerinde çalışmış ve ameliyatla göğsü yarıp dağlama yoluyla bunu tedavi etmeyi başarmıştır. 

Böbrek taşlarını düşürme, ameliyatla çıkarmayı ilk defa gerçekleştiren yine odur. 

Yaptığı ameliyat günümüz operatörlerininki ile aynı idi. 

Göz, kulak, burun, boğaz ve diş cerrahîsinde önderlik etti ve ilk defa fıtık ameliyatını gerçekleştirdi. 

Kadın hastalıkları dalında yeni usul ve aletlerle büyük gelişmeler kaydetti. 

Çocuğun ters doğumuna müdâhaleyi ilk defa o tavsiye etti. 

Bu metod doğuma çok yardımcıydı. 

Ebü'l-Kasım Zehravi, ameliyatlarda kendine has anestezi metodlarını tatbik etti ve bunun için Banc otundan faydalandı. 

Varis, yani damar genişlemesi hastalığı üzerinde çalışmalarda bulundu. 

Ameliyat sırasında mum ve alkol kullanarak kanamayı durdurmayı başardı. 

Pratisyen cerrahlara sun'i dikişi, kürk dikişi,  

karın yaralarında sekiz dikişi,  

bir ipliğe geçirilen iki iğneli dikişi, bu münasebetle kedi bağırsakları ile yapılan dikişi, bağırsak ameliyatında kalkük kullanmayı öğretti. 

Zehravi, siğil tedavisini şöyle açıklamaktadır: 

''İnsanın burnunun ucunda zaman zaman siğiller çıkar ve günden güne büyür. 

Bazen insan yüzünü çirkinleştirecek kadar gelişir. Bunun için, çıkar çıkmaz siğili kesmek ve tamamen köklerini de çıkarmak ve yerini bizzat yakıcı demirle veya yakıcı ilaçla dağlamak lazımdır. 

Eğer onlar çok sert ve donuk renkli iseler hiç bir aletle onlara dokunmamak lazımdır. 

Zira onlar kanser tümörüdür. 

Böyle urları kesen bir çok kimseler gördüm. 

Neticesi sahibine büyük ağrılar ve korkular vermek oldu. 

Eğer siğilin rengi soluk değilse ve yumuşak olup, dokunulduğu zaman tamamen hareket ediyorsa hasta teskin edilip, kesildikten sonra kan durdurucu ilaçla iyileşinceye kadar tedâvî edilmelidir.

Ebü'l-Kasım Zehravi'yi meşhur eden ve Avrupa'da cerrahinin temeli olan Te'lif adlı eseridir. 

Ebü'l-Kasım Zehravi'yi müslümanlardan çok asırlarca eserinden istifade eden Avrupalılar tanımışlar, buluşlarını ve tedavi şekillerini kendilerine mal etmişlerdir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *