26 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Osmanlı Kahvehaneleri...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kahvehane veya kıraathane; 

kahve ve çay yanı sıra çeşitli meşrubatların ve nargile gibi tütün ürünlerinin servis yapıldığı, masa oyunlarının oynandığı,  

sohbet edilen ve yine birçok farklı aktivitenin yapıldığı mekan. 

XVI. yüzyıldan beri, kahvehane Orta Doğu ülkelerinde erkeklerin toplandığı kahve gibi içecekler tükettiği, sohbet ettiği, kitap okuduğu ve çeşitli masa oyunları oynadığı yerlerin başında gelir.

Önceleri Habeşistan'da, sonra Yemen'de yetişen ilk kahve bitkilerinin Osmanlı'ya gelmeye başladığı tarih XIV. yüzyıldır.

1550'lerde de İstanbul'da ilk kahvehane açıldı ve kısa sürede yakın ve uzak ülkelere yayıldı. 

17. yüzyılda, kahvehane Osmanlı Devleti sınırlarının dışında, Avrupa'da görülmeye başlandı ve kısa zamanda popüler oldu.

Kısa zaman içerisinde kahvehane sayısı hızla arttı, kahve içmek ve yarenlik etmek amacıyla buralarda toplanan muhtelif zümrelerden ve değişik kültür seviyelerinden insanlar, çok hızlı gelişen bir kültürel birikim ortamı, sosyalleşme mekanı, siyasi iktidar karşısında seslerini duyurabildikleri bir kamusal alan meydana getirdiler.

 

Osmanlı'da kahvehane:

Osmanlı geleneksel toplum kültürünü şekillendiren saray, medrese ve cami dışında, ''sivil'' bir anlayışla ortaya çıkan kahvehane, XVI. ve XVII. yüzyılların İstanbul'unda, pek sık rastlanmayan bir tepkiyle karşılaştı. 

Miskinlerin buluşma mekanı ve fitne yuvası olarak görülen kahvehane, başta iktidar olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinin tepkisini çekti.

1567 yılında başta Suriçi İstanbul olmak üzere İstanbul'daki bütün kahvehaneler kapatıldı. 

Hatta IV. Murat, bu gerekçelerle kahvehaneleri top yekün kapatmaya yönelik şiddetli ve kapsamlı girişimlerde bulundu. 

Sadece Eyüp ve çevresinde 120 kahvehane kapatıldı. 

XVI. yüzyılın ikinci yarısında ve XVII. yüzyılın ilk yarısında tehlikeli yerler olarak görülen kahvehaneler, külliyen kapatılırken XVII. yüzyılın ortalarından itibaren otorite, tehlikeyi önlemek için toptan kapatmak ve yıkmak yerine, yekdiğerlerine ibret olsun babında tek tek bazı kahvehaneleri kapatarak bir tür yıldırma siyaseti takip etti.

Ancak kahvehanelerin sayısı günden güne artmaya devam etti. 

Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlığının son dönemlerinde İstanbul'da 50 kahvehane bulunduğu belirtilirken, bu sayı, XVI. yüzyılın sonunda altı yüze ulaştı. 

XIX. yüzyılın başlarında ise 2.500'lere kadar çıktı. Hem sayı olarak, hem de itibar olarak kahvehanelerin önemi arttı. 

18. yüzyılda yeniçeriler toplum hayatının her alanına müdahale etmekteydi. 

Zorba olarak bilinen bazı yeniçeri üyeleri çeteler kurdular. 

Bağlı bulundukları ortalardan üyeler toplayan zorbalar, kahvehaneler satın alarak çetelerinin 

"mafya mekanı" olarak kullandılar. 

İşlerini buradan yönettiler. 

Bu zorbalardan bazıları lüks kahvehaneler kurmakla nam salmıştı. 

Bu zenginliğin kaynağı kanun dışı topladıkları paralardı.

Dönemin kahvehane sahibi ünlü zorbalarından: Kahvecioğlu Burunsuz Mustafa Kuledibi Kahvehanesi'ne, Darıcalı İbrahim Çavuş Hendek Kahvehanesi'ne, Galatalı Hüseyin Ağa Çardak İskelesi Kahvehanesi'ne, Tiflisli Ali Toygar Tepesi Kahvehanesi'ne sahipti.

Kahvehane zaman içerisinde mevcut kültürel ve toplumsal hayatın içerisine dâhil olmayı başardı. Kültürün üretildiği ve tüketildiği bir mekân haline geldi. Birçok değişikliklere uğrayarak hayatiyetini devam ettirdi. 

Her ne kadar sadece erkek sosyalliğini barındırsa da Osmanlı şehrindeki kamusal yaşamın önemli bir kısmını oluşturdu. 

İlk başlarda marjinal bir yenilik olarak görülen kahvehane, çok geçmeden normalleşti ve toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayan merkezi bir konuma geldi.

Vikipedi..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *