Peygamber Efendimiz, Herzaman Hakkı Gözetirdi...
Peygamber efendimiz, yaşamında daima adaleti ilke edinmiştir.
Hakkı gözetirken, adaleti uygularken insanlar arasında fark gözetmemiştir.
O, ilahi emirler doğrultusunda hareket etmiştir.
Bir toplum sevgiyle kaynaşır, adaletle ayakta durur.
Haksızlık ve adaletsizlik toplumlarda huzursuzluğa yol açar.
Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamberin dosdoğru olması ve insanlar arasında adaleti gerçekleştirmesi emredilmiştir. (Şura suresi; 15)
Allah Resulü adaleti gerçekleştirmek için herkesin hakkını korumaya çalışmıştır.
Yüce Allah, Maide suresinin 8. ayetinde hak ve adaletle ilgili şöyle buyurur;
''Ey inananlar! Allah için adaletle şahitlik edenler olun.
Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin sizi adaletten saptırmasın.
Adil davranın, takvaya yakışan budur.
Allah'tan korkun, kuşkusuz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.''
Hz. Peygamber (s.a.v) insanlara örnek olmuştur.
Şu örnek bunu açıkça ortaya koymaktadır;
''Kureyş kabilesinden bir kadın hırsızlık yapar.
Bir kısım ileri gelen Kureyşliler Hz. Muhammed'e bir aracı göndererek kadını affetmesini isterler.
Bu işi Hz. Muhammed'in çok sevdiği bir kişi olan Üsame'nin yapabileceğini düşünürler.
Sonra durumu iletmek üzere Üsame'yi Peygambere gönderirler.
Üsame gelip durumu anlatınca;
Hz. Peygamber üzülür.
Ayağa kalkarak şunları söyler;
''Ey insanlar, sizden önceki insanlar aralarında varlıklı biri hırsızlık yaptığında ona dokunmazlar; zayıf biri hırsızlık yaptığında ise onun cezasını verirlerdi.
Allah onları bu yüzden helak etti.
Allah'a yemin ederim, değil o kadın, bu suçu işleyen Muhammed'in kızı Fatıma bile olsa onun da cezasını veririm.'' (Buhari)
Hz. Muhammed daha peygamberlik görevi verilmeden önce de haksızlıkların karşısında duruyor ve haklının yanında yer alıyordu.
Bundan dolayı, Erdemliler Topluluğu ''Hilfu'l-Fudul'na'' katılmıştır.
Bu yolla haksızlığa uğrayan, güçsüz ve kimsesiz insanların hakkını korumuştur.
Hz. Peygamber kul hakkına çok önem verirdi:
O, kul hakkının büyük bir sorumluluk gerektirdiğini belirtmiş ve bu sorumluluk bilinciyle yaşamıştır. Örneğin vefatından birkaç gün önce bütün Müslümanların önünde, ''Ey Müslümanlar, şayet birinize haksız bir muamelede bulunmuşsam onu ödemeye hazırım. Kimin hakkı varsa işte şahsım işte malım gelsin alsın.'' (Hatemü'l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı) diyerek, üzerinde hiç kimsenin hakkının kalmasını istememiştir.
Bu uygulamasıyla bütün insanlığa örnek olacak asil bir davranış sergilemiştir.
Efendimiz, Doğayı ve Hayvanları Severdi:
Hz. Muhammed doğayı ve hayvanları korumaya önem verir, çevrenin temiz tutulmasını öğütlerdi.
Bu anlamda kişinin bulunduğu evi, bahçeyi, meydanları, piknik alanlarını ve yolları temiz tutmasını istemiştir.
Hz. Peygamber, su havzalarını, nehir kenarlarını ve gölleri kirletmeyi yasaklamıştır.
Ayrıca suların kirlenmemesi için açılan kuyuların etrafında geniş bir alanın boş bırakılması gerektiğini belirtmiştir.
Hayvan ağıllarının ve besi yerlerinin, açılan kuyuların uzağına yapılmasını emretmiştir.
Peygamberimiz, doğanın ayrılmaz parçası olan ağaçlara da önem vermiştir.
''Bir kimse ağaç diker de bunun meyvesinden insan, hayvan veya kuş yerse, yenen şey onun için bir sadaka yerine geçer.'' (Müslim) sözleriyle Müslümanları ağaç dikmeye teşvik etmiştir.
Hz. Peygamber, ağaçların kesilmesine müsaade etmediği gibi yapraklarını dökmek için ağaca sopayla vuran kimseye, ''Ağaca vurarak, kırıp dökerek değil, sallayarak yapraklarını dök.''
(İslam'da Çevre Sağlığı) uyarısında bulunmuştur. Medine'yi dört bir yandan kuşatan yeşil alanı koruluk olarak ilan etmiş, buralardaki ağaçların kesilmesini yasaklamıştır.
Hz. Peygamber, hayvanları sever ve korurdu:
O, canlılara merhametli davranmanın karşılıksız kalmayacağını ise, şöyle ifade etmiştir;
''Her can taşıyan varlığa yapılan iyilikte sevap vardır.'' (Buhari)
Efendimiz, bu konuda şu tavsiyelerde bulunmuştur: ''Hayvanlara merhamet gösterilmelidir.
Eziyet ve işkence edilmemelidir.
Beslenme ve temizliklerine dikkat edilmelidir. Yavrularının bakım ve korunmasına özen gösterilmelidir.
Doğadaki hayvanların nesli devam etmelidir.
Yük hayvanlarına fazla yük yüklenmemelidir. Hayvanların birbiriyle kavga ettirilmesini, binek hayvanını durdurup üzerinde sohbet edilmesini hoş karşılamamıştır.
(İslam'da Çevre Sağlığı) ve hayvanlara işkence yapanları uyarmıştır. (Buhari)
Hz. Peygamber, hayvanların sahipleri üzerinde bazı hakları olduğunu belirtmiştir.
''...Acıkan her hayvan hususunda dikkatli olun, kıyamet günü Allah'a şikayet edilirsiniz.''
(Nesai) uyarısında bulunmuştur.
Ayrıca keyfi olarak hayvan öldürülmesini yasaklamıştır.
''Haksız yere bir kuş veya daha küçük bir hayvan öldüren insana Allah onun hesabını mutlaka soracaktır.'' (Müslim) buyurmuştur.
