İçimizdeki Hainler...
''ATEŞİ ve ihaneti gördük ve yanan gözlerimizle durduk, bu dünyanın üzerinde.
Biz ki İstanbul şehriyiz, Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan, bir de Yunan...
Bir de zavallı Afrika zencileri, yer bitirir bizi bir yandan, bir yandan da kendi köpek döllerimiz.
Biz ki İstanbul şehriyiz, yüce Türk halkı, malûmun olsun çektiğimiz acılar...''
Böyle anlatıyor şair Kurtuluş Savaşı'nda yaşananları..
Türkiye'de son günlerde yaşananlar, sadece "Atam izindeyiz" demekle çözülemediğini ortaya koyuyor.
İçimizdeki hainlerin baş rolünü oynadıkları oyunların her gün bir yenisi sahne alıyor.
Yakalarına taktıkları milletvekili rozetleriyle, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın posteri altında terör örgütü PKK militanlarıyla poz vermekten kaçınmayan, teröristbaşına af naraları atanları da, Meclis'te PKK renklerini içeren kitapçık dağıtıp, eyalet sistemi isteyenleri de gördü sonunda bu ülke..
Cumhuriyeti, kutladık, ''Atam izindeyiz'' nutukları attık.
Ancak bazılarının kimin izinde oldukları ve Türkiye'nin içinde bulunduğu tablo ortada.
"Atatürk'ün izindeyiz" demekle olmuyor. İçimizdeki hainleri daha ne kadar koruyacağız?
TÜKÜRÜN YÜZLERİNE...
İçimizdeki düşmanlar, Kurtuluş Savaşı'nda yapamadıklarını bugün gerçekleştirmek istiyor.
Aynı oyun yine sergileniyor.
O yıllarda düşmanın yüzünde başka maske, elinde başka silah vardı. .
Şimdi ise bir yanda dağdaki terörist; bir yanda içimizdeki hainler...
Ülkemizde bazı kesimlerde devlet ve asker düşmanlığı vardır..
Bunların içinde medya yazarları, yorumcuları da bulunmaktadır.
Bunlar her fırsatta kinlerini kusuyorlar...
Askere utanmadan hücum ediyorlar...
Onların bugüne kadar PKK katillerini kınadığına tanık olmadık...
Ama ne zaman ki savunmadaki devlet bir iş yapar, saldırılara
karşılık verir, bu içimizdeki hainler hep bir ağızdan bu görevlileri
katil ilan eder, olmadık senaryolar uydurur.
Onların gözünde MİT, dağ başında vatanı için vuruşan asker ve
teröristle canı pahasına mücadele veren polis katildir
Dünyanın hiçbir ülkesinde ihanet böylesine bizim gördüğümüz ölçüde yoğun olmadı.
İhanet korosu şimdi arkasına Avrupa Birliğini aldı, sesi daha gür çıkıyor.
Zamanı gelince onların da seslerini kesecekler elbette çıkacaktır
Ata'yı karalayanların...
Türkiye'yi paralayanların...
Cumhuriyeti sınıflandıranların...
Vatanını satanların...
Teröre arka çıkanların...
Asker düşmanının, döne döne, suratına tükürün.
Bizi insanlığa iade eden, özgür ve uygarca yaşamamızı sağlayan Büyük Ata'ya dil uzatanların da suratına, Ata'nın huzurunda zevkle tükürün.
Yerlere tükürmeyin yazık olur...
Çünkü, tükürülecek ne yüzler var bu ülkede...
Kurtuluş Savaşı'nı, cephede çantasındaki bir parça üzüm pestilini, bir parça ekmeğini yiyerek kazanan cefakâr, vefakâr, kahraman atalarım.
Kalkın da bir bakın birlikte torunlarınızın geleceği için savaştığınız topraklarda neyin mücadelesi yapılmakta, hainler nasıl at oynatmakta...
Dost kimdir, düşman kimdir birbirine karıştı.
İltihaplı Uzuv Kesilir...
''KÜRT sorunu var'' dediler, ''Ovaya insinler'' dediler, ''Hak ve özgürlükler'' dediler...
Sonuç?
Sonuç ortada. İhaneti seyreyleyin beyler perdedeki delikten, bu hesap sorulacak ihanete destek verenden...
Atatürk'ün önderliğinde kahraman bir milletle kurtarılmış bu topraklar üzerinde böyle ihanete müsaade edilmez, edilemez.
Bu ülke kaosa girerse millet iltihaplı kolu keser atar.
Kolsuz da yürür hatta ayaksız da...
Şairinin dediği gibi;
''Bir adınız var, adımıza benzeyen.
Dilimiz kuruyor dilimizi konuştuğunuz için.
Bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
Yüz Türkiye olsa
elinizden de gelse
yüzünü de zincire vurur
yüz kere satarsınız.
Milletimin en talihsiz gecesi
ana rahmine düştüğünüz gecedir...''
Araştırmaya ya da kalem oynatmaya gerek yok.. Dahili ve harici bedhahlar iş başında...
